HABER

İnsanı gıcık eden durumlar

İnsanı gıcık eden durumlar

Yere düşürdüğün bir bozuk para veya bir küçük vida ulaşılması en zor yere yuvarlanır.


Yanlış numara çevirdiğinde çevrilen numara kesinlikle meşgul değildir.


Patronuna lastiğin patladığı için geç kaldığını söylediğinde ertesi gün lastiğin gerçekten patlar.


Patronuna lastiğin patladığı için geç kaldığını söylediğinde ertesi gün lastiğin gerçekten patlar.


Sıkışık trafikte şerit değiştirdiğinde, terk ettiğin şerit daha hızlı akmaya başlar.


Birileri ile karşılaşma ihtimalin, görünmek istemediğin zaman en üst düzeydedir.


Bir makinenin çalışmadığını ıspat etmen gerektiğinde kesin çalışır.


Bir şey tamir ederken elin tamamen yağlandığında burnun kaşınır.


Kaşıntının şiddeti ulaşma zorluğun ile doğru orantılıdır.


Sinemada sıranın ortasında oturanlar salona en son girerler.


Üzerine yağ-reçel sürülmüş bir ekmek kesinlikle en pahalı halıya ve yüzüstü düşer.


Ayağınıza tam oturan bir ayakkabı kesinlikle mağazadaki ayakkabıların en çirkinidir.


Herhangi bir şeyi beğendiğinizde derhal üretimden kaldırılır.


Duşa girip ıslandığında telefon çalar.


İnsanların seni seyretme olasılığı düştüğün komik durum ile doğru orantılıdır.


Dolu otobüs içinde arka kapı kenarında sotelenmişken kapının açılması ve o taraftan da yolcu alınmasıyla tost şeklinde yolculuğa devam etmek.


Radyonun yanında durduğunuzda sesin pürüzsüz bir şekilde çıkıp, radyonun yanından ayrıldığınızda cızırdamaya başlaması.


Markette ödeme kuyruğunda önlerde bir yer kapmışken, arkanızdakilerin yeni açılan bir kasaya hücum etmeleri.


Size ‘’sana bir soru sora bilir miyim? ‘’ diye soranlar.


Arkanızdaki arabanın şoförünün sırf bir yaya’ya yaya geçidini kullanması için izin vermenizden dolayı korna size çalması.


Asansörün her katta durup kimsenin binmemesi.


Çaldığı şarkıyı kimin söylediğini söylemeyen radyo istasyonları.


Paketlenmiş bir şeyin paketini açtığınızda asla eskisi gibi paketleyememek.


Buz kalıbından çıkmayan buzlar.


Mahallenizde bulunana ve her şeye havlayan bir köpek.


Saati sorarken bileğini gösteren insanlar.


İki saniye önce elinizde olan kalemi bulamamak.


Düşen bir şeyi almak için masanın altına girip, çıkarken kafanızı vurmanız.


Dolmuş kuyruğunda, aslında arkanızda durması gereken kişinin inatla yanınızda durması.


Elinize krem sürdükten sonra dışarıya çıkmak için kapıyı açmaya çalışmak.


Yağmurlu havada giderken bu araba silecek lastiklerinin eskimeden dolayı cama sürülürken "Vıcııık, vıcııııık" diye ses çıkarması.


Her düğünde genç kızların yanına gelip "ehh sıra sana geldi artık" diyen teyzeler.


Maçta tezahürat ederken bir kaç tekrardan sonra herkesin susup ta senin orda sap gibi son şeyleri tekrar ediyor olarak tek başına kalman.


Temizlik malzemelerini ve sıvı sabunlarına su katarak daha uzun süre dayanmasını sağlayanlar.


Tuvalet ihtiyacını yaptıktan sonra tuvalette tuvalet kağıdının olmadığının fark edilmesi.


Sokakta bir kediyi veya bir köpeği sevdikten sonra sana bir pislikmiş gibi bakan insanları.


Bir alışveriş merkezinde arkadaşını gördükten sonra eğlence olsun diye cepten arayıp meşgule çevrilmesini izlemek.


Çok güzel bir kadın size gülümsedi diye sevinirken yanınıza yaklaşarak, "Merhaba, siz Ayşe'nin eşi misiniz?" diye sorması.


Yağmurlu havalarda otobüse bindiğinde gözlük camının buharlaşması.


Elde kumanda aletiyle uyurken kumanda aletinin elden kayıp büyük bir gürültüyle yere düşmesi sonucu korku içinde uyanmak.


Arabayı servise verdiğinde "İki günde teslim ederiz" demelerine rağmen, bir haftayı geçmiş olmasına rağmen arabayı asla vermemeleri.


Taksi şoförünün hiç bir akrabalık bağı olmamasına rağmen geriye dönüpde "Nereye gidiyon, dayı veya teyze?" diye seslenmesi.


Çaycının çay getirirken çayı tabağa döküp tabağın yanındaki şekerin de ıslanması.


Sabah tertemiz ve düzgün bir şekilde giyilen iç çamaşırının 1 saat bile olmadan popomun arasına kaçması.


Patlamış mısır büyük afiyetle yerken bittikten sonra dişlerini temizleme eziyeti çekmek.


Zor bela ayağa geçirilen botların, bağcıklarını bağlayınca içinde küçük bir taşın olduğunu fark etmek.


Lokantada peçete kutularına o peçetelerin tıkabasa doldurulduktan sonra bir türlü çıkmaması, çıkarken de yırtılması.


Kameramanların tribünlere zoom yapacağı korkusuyla tedirgin olarak hareketler yapılması.


Bir malı satın almak istediğin için iyice incelerken "Tezgahın önünü kapatmayalım" diyen esnafdan dolayı vazgeçmek.


"Tuz, şeker, un" üçlüsüyle var olan besinlerin lezzetini bildikten sonra yememiz gerektiği söyleyen diyetisyenden.


Tatlı tatlı kabak çekirdeğini çitlerken o çekirdeklerden birinin acı çıkıp ağız tadını bozarak altüst etmesi.


Karlı havada eldivenlerle yürürken ayakkabı bağcıklarımın birden çözülmesi.


Bisküviyi fazla çaya batırınca çayın içine düşmesi ve almaya çalışırken iyice dağılması.


Yağmurlu havada yürürken karo taşlardan birine basınca su sıçratması.


Restoranda garsonun yemek daha bitmeden tabağı alıp götürmesi.


Eve lahmacun siparişinin erken gelmesine sevinirken yanında az yeşillik getirildiğini görmek.


Kırmızı ışıkta dururken çiçekçi çocukların gelip "Abi, sevgiline bir çiçek alsana!" diye emri vaki yapan çocuğa boş bakış atan sevgili.


Sinemada patlamış mısır yerken o patlamış mısırın dişinin arasına sıkışıp filmi zehir etmesi.


Daha az kumaş kullanıldığı halde bebek kıyafetlerinin yetişkin kıyafetlerinden iki kat pahalı olması.


Sezon sonunun hemen gelmesiyle indirime giren kıyafetlerin arasında hiç beden bulamadan geri dönmek.


Saç kestirirken berberin veya kuaförün gereğinden fazla yakın temasda bulunması.


Spor ayakkabıyla merdiven çıkarken ayakkabının altının yere sürülüp "Ciyik, ciyik" diye ses çıkarılması.


Sevgilinle aynı boyda olmana rağmen kız arkadaşının sürekli topuklu ayakkabı giymesi.


Yemek yaparken sebzelerin kabuğunu ne kadar ince soymaya çalışsanda becerememek.


Islak mayoyla arabaya oturanlar.


Çerez tabağından önce bademlerle şam fıstıklarını önden önden götürenler.


Büyük iştahla yemek yerken içinde hiç hoş olmayan bir şey görmek.


Lokantalarda çorbanın yanında yeteri kadar ekmek verilmemesi.


Sandaletle yürürken ayağının altına taş veya kum girmesi.


Avans istemeden önce yapılan provaların müdür karşısında unutulması.

En Çok Aranan Haberler