İnsanların aniden topluca kafayı yediği bir köy...
4000'in üzerinde bir nüfusa sahip, kendi halinde küçük bir yerleşke; Pont-Saint Esprit köyü, Fransa...
Herkesin birbirini tanıdığı, filmlerde çokça karşımıza çıkan bu küçük yerleşim biriminde yaşayan insanlar, takvim yaprakları 15 Ağustos 1951'i gösterdiğinde sırrı hala çözülememiş ve çok tartışılan bir sabaha uyandı.
Sabah uyanıp yatağından kalkan birçok kişi halüsinasyonlar görüyor, çevresindeki insanlara saldırıyor veya garip garip hareketler yapıyordu. bazı insanlar ise baş ağrısı, baş dönmesi, kusma, yorgunluk gibi fiziksel emareler gösteriyordu.
Köyde normal davranan tek bir kişi bile yoktu. İnsanlara "bir şeyler" olmuştu...
Sabah bu garip toplu delirmenin ortaya çıkması üzerine insanlar hastanelere kaldırıldı. Zihinsel olarak etkilenenler zincirlenmek zorunda kaldı çünkü ya kendilerine yada çevresindekilere zarar verecek hareketlerde bulunuyorlardı.
Mesela Charles Granjhon adındaki küçük çocuk büyük annesini gırtlaklamaya çalıştı.
(Kayıtlara geçen çok sayıda enteresan bilgilerden biri Gabriel Validire isimli işçiydi. Kendisinin ölü olduğunu, midesini yılanların yediğini söylüyordu)
Olayı hemen derin bir incelemeye alan yetkililer 250'den fazla kişinin olaydan etkilendiğini tespit etti. Bunlardan 50'si akıl hastanesine kapatılmak zorunda kaldı. Belli bir süreçte ise 7 kişi hayata veda etti.
Köydeki "anormal vaka" kontrol altına alındıktan sonra bu toplu garipliğin sebebi aranmaya başlandı. haliyle toplu bir etki olduğu için herkesin ulaşabileceği, kullanabileceği bir etken aranıyordu.
3 yetkilinin (Dr. Gabbai, Dr. Lisbonne ve Dr. Pourquier) yayınladıkları makalede tespitler ilginçti.
"Olayın bir başlangıç noktası herkes bir ***fırından
dağıtılan ekmekleri yedikten sonra bir hallere giriyordu. Ekmekten yenilen miktar ise insanların akli dengesini belirleyen etken oluyordu. Az yiyenlerde 6 ile 48 saat arasında mide bulantısı, kuvvetli baş ağrısı, uyuyamama gibi semptomlar görünüyordu. Çok yiyenler ise kontrol altına alınamıyordu. Az şekilde etkilenenlerde insomnia*(uyuyamama) geçtiği zaman hastalığın da geçtiğini anlıyorduk fakat Ciddi boyutta olanlar hatta ölümcül boyutta olanlar da vardı. Bunlar 10-12 gün sonra delirmeye başlayabilenlerdi. Tüm köy zehirlenmişti ve bazı insanlar deliyordu. Buna neden olan ise bizce ekmeğin içerisine karıştırılan *ergot***tu"
Kısacası o gün ekmek fırınından çıkan ve içine garip bir madde karıştırılan ekmeklerden yiyen herkes bu maddenin etkisi ile rahatsızlanmıştı. Kaynak "bulunmuştu".
Olay araştırmalar yönünde bu fırın ve ekmek olayına "bağlandı". Sonrasında da Lanetli Ekmek Olayı diye anılmaya başladı zaten.
Yıllar sonra bir gazetecinin eline geçen belgelerde olayın bir toplu deney olduğu, CIA 'in MK-Ultra adını verdiği "zihin kontrolü" üzerine bir çalışma yaptığını destekler nitelikte bilgilere ulaşıldı.
Köye çok yakın yerde bir ilaç laboratuvarı olduğu (sandoz üretiyorlardı) ve gazetecinin ulaştığı belgelerin ise CIA işe laboratuvarın bağlı olduğu şirket yazışmalarını içerdiği belirtildi.
Yıllar sonra CIA'in hem orduda hem sosyal yaşamda bu tip deneyleri sıklıkla yaptığı dile getirildi. Özellikle askerler üzerinde yaptığı LSD deneyleri üzerine birçok teori ortaya atıldı, kitaplar yazıldı, belgeseller çekildi. Lanetli Ekmek olayı da bu tip bir deneydi fakat hiçbir zaman CIA tarafından kabul edilmedi...