Zenginlerden alıp fakirleri doyuran bir restoran açmak, projenin fikir babası ve kurucusu olan Peder Angel’in ilk icraati değil. Daha önce de meslektaşlarıyla birlikte Messenger Of Peace isimde yerel bir yardımlaşma örgütü kuran Peder Angel, Madrid’te bulunan terk edilmiş bir kiliseyi evsizler için 7 gün 24 saat hizmet veren, içinde ücretsiz kahveden yatacak yere kadar neredeyse tüm ihtiyaçların karşılanabildiği bir barınağa çevirmiş. - - - - - -
Hayırsever Peder Angel’in projesi kısa zamanda toplumun her kesiminden oldukça büyük bir ilgi görmüş. Hâl böyle olunca kadronun tamamının gönüllülerden oluştuğunu söylemeye gerek yok. Oldukça zengin bir gönüllü kadrosuna sahip olan Café Robin Hood’un mutfağında, lüks otellerde zengin müşterileri için ter döken onlarca usta şef var. Mesai saatleri dışında ve tatil günlerinde Café Robin Hood’un mutfağına giren şefler, burada diğer gönüllülerle beraber adeta pelerinsiz süper kahramanlara dönüşüyorlar. - - - - - -
Zor durumdaki konuklarına asla artık yemekler sunmayan Café Robin Hood, gündüz saatlerinde hâli vakti yerinde olan müşterilerden elde ettiği gelirini akşamları evsizlere ve ihtiyaç sahiplerine birinci sınıf yemekler sunabilmek için kullanıyor. Yani, çalışanları gibi müşterileri de yüce gönüllü insanlardan oluşan bu mekânın zor durumdaki konukları, usta bir şefin elinden çıkan son derece lezzetli bir balık güveç veya İtalyan usulü spagetti yiyebiliyor. - - - - - -
Birinci sınıf kalitedeki akşam yemeğiyle beslenme imkânı bulan Café Robin Hood’un konukları, yemekten sonra gönüllü garsonlar tarafından servis edilen tatlılarını yerken, kendilerine ödünç verilen cep telefonlarıyla yakınlarını arama veya ücretsiz İnternet hizmeti sayesinde sanal ortamda vakit geçirme imkânına da sahipler. - - - - - -
Peder Angel bu sözleri, kimi çalıştığı şirketin batmasından sonra ailesi yıkıldığı için evsiz kalmış, kimi de sokaklarda doğup büyümüş konukları için söylüyor. Diğer aşevlerinin aksine Café Robin Hood evsiz insanlara sadece yemek değil, “diğer insanlar gibi itibarlı bir şekilde” yemek yeme imkânı sunuyor. Bu sebeple restoranda kullanılan yemek takımları da sıradan aşevlerinden farklı olarak plastik veya köpükten değil, tıpkı kaliteli bir restoranda göreceğiniz gibi porselen ve kristalden. - - - - - -
Café Robin Hood’un her akşam ağırladığı yüzlerce konuktan birisi de 48 yaşındaki Gallardo. Muhasebecilik yaptığı şirketin iflasının ardından işsiz kalınca karısı tarafından terk edilen Gallardo, işsizlik nedeniyle borçlarını ödeyemediği evine banka tarafından el konulmasıyla kendini sokakta bulmuş. Kış mevsiminde nispeten sıcak olan ATM’lerde, yaz mevsiminde parklarda uyuyan talihsiz adam, eski fotoğraflara bakıp “Biz de bir zamanlar sıradan insanlar gibi aileydik.” diyerek geçmişteki günlerini hüzünle yâd ediyor. - - - - - -
Aslında bunlara kural yerine rica demek daha uygun olur. Konuklardan beklenen en önemli şey, yemek yerken diğer konukları rahatsız etmemeleri ve eğer kutlamak istedikleri özel bir gün varsa –doğum günü gibi- bunu daha önceden bildirmeleri. Evet, iyilik dolu mekânın zor durumdaki konukları için şefler tarafından doğum günü pastaları da yapılıyor. - - - - - -
Haftada bir gün bulaşıkları yıkamak için gönüllü olan Nieve Cuenca yaşadığı tecrübeyi “Hayatımda yaptığım en iyi şey!” diyerek tanımlıyor. “Oldukça eğitimli konuklarımız var ve onlardan bazıları burada olmaktan dolayı utanç hissediyor.” diye ekleyen Cuenca, krizin vurduğu İspanya’daki duruma ilk elden tanıklık ediyor. - - - - - -
Café Robin Hood, fiyatlarını bizim paramızla aşağı yukarı 40 TL’ye sabitleyerek gündüzleri sıradan bir kafe olarak hizmet veriyor. Çevre sakinleri tarafından sıklıkla tercih edilen mekânın müşterileri fiyatların sıradan kafelerden çok daha fazla olmasından herhangi bir rahatsızlık duymuyorlar. İspanya tatiliniz sırasında en azından bir kahve için uğramak isterseniz Madrid’de kimse sorsanız gösterir.
Her yönüyle iyiliğin nefes alıp verdiği bu mekânlardan ülkemizde de varsa yorumlarda belirtmeden geçmeyin!