Hükümet, daha önce hazırlanan internetle ilgili yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin ardından yeni bir düzenleme hazırladı. Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanı Lütfi Elvan'ın açıkladığı yeni düzenlemeye göre, kamu düzeni ve milli güvenliği ilgilendiren durumlarda ilgili bakan ya da Başbakan'ın talebi üzerine, engellenmesi istenen içerğe erişim, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından engellenecek. Engellemenin ardından 24 saat içinde mahkemeye başvurulacak ve mahkeme 48 saat içinde kararını verecek. Mahkeme, söz konusu içeriğin engellenmesi yönünde karar verir ancak, içerik sağlayıcı bu karara uymazsa para cezası devreye girecek. Cezanın miktarı 500 bin TL'ye kadar çıkabilecek.
Bartın-Amasra tünelinin açılış töreninde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Elvan'ın sözleri şöyle:
"Bu çalışmaya göre kamu düzeni ve milli güvenlik hususlarını ilgilendiren bir husus sözkonusu ise ilgili bakanlığın ya da başbakanın talebi üzerine 24 saat içinde mahkemeye başvuru zorunluluğu var. Bu Anayasamızın 22.maddesinde yer alıyor. Kamu düzeni ve milli güvenlik, genel sağlık ve genel ahlakla ilgili durumlarda haberleşmenin engellenemeyeceğini ancak gecikmesinde sakınca olan hallerde kanunun net bir düzenleme yapabileceğine hükmediyor. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde örneğin Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı veya Başbakanlığımız TİB'e diyecek ki; 'Bu kamu düzenini bozan bir durumdur, gecikmesinde sakınca vardır, derhal erişimin engellenmesi gerekir' şeklinde bir talepte bulunması halinde TİB'den erişimin geçici olarak engellenmesini sağlayacak."
500 bin TL para cezası
"İçerik veya yer sağlayıcı mahkeme kararına rağmen içeriği çıkarmıyorsa veyahut ilgili bölümün engellenmesini sağlamıyorsa 500 bine kadar ceza uygulaması getireceğiz. Bu bir anlamda özellikle sosyal medya şirketlerinin veya internet şirketlerinin mahkeme kararlarını uygulamaya teşvik edici bir karardır."
Anayasa Mahkemesi'nden döner mi?
Bakan Elvan, gazetecilerin, "Düzenleme Anayasa Mahkemesi'nden döner mi?' şeklindeki sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Anayasa'nın 22.maddesine tamamen uygun bir düzenleme. Biz kamu düzeni ve milli güvenlikle ilgili hususlarda karar merciini TİB olarak koymuştuk, orada bir değişiklik yapmıştık. Karar vermesi gereken ilgili bakanlık ve başbakanlık diye düşündük. Sorun olacağını düşünmüyorum. İfadeler 22.maddeye uygun."
Elvan, "Kobani olayları, bu düzenlemede etkili oldu mu?" şeklindeki soruya da "Hiç ilgisi yok" diye yanıt verdi, ardından şunları söyledi:
"Hatırlayınız şu anki Başbakanımızın Dışişleri Bakanlığı döneminde son derece kritik gizli veya kamuoyuna açıklanmaması gereken bir toplantının kayıtları yayınlanmıştı. Bu tür hadiselerle her zaman karşı karşıya kalabiliriz. Bu gibi durumlarda gecikmesinde sakınca varsa ilgili bakanlık karar verecek ve TİB'e erişimin engellenmesi için başvuruda bulanacaktır. Daha öncekinden farkı kararı veren Bakan veya Başbakan olacak, TİB değil."
TİB'in yeniden yapılanması
Bakan Elvan, bir soru üzerine "TİB'in yeniden yapılanması zarureti var. Bakanlar Kurulu'na sunduktan sonra sizinle paylaşabiliriz ama şu aşamada paylaşacak durumda değilim." açıklamasında bulundu.
ADALET BAKANI'NINDAN AÇIKLAMA
TİB'de yeni bir düzenleme yapılacağı haberlerinin sorulması üzerine Bozdağ, "Dinlemeler, adli dinleme, önleme dinlemesi olsun Türkiye'de uzun zamandır Türkiye'de tartışılan bir husustur. Sadece hükümetlerimiz döneminde değil daha önce de tartışılan bir konu. Tabi biz bu noktada TİB'i kurarak esasında bu tartışmaların sona ermesi, dinlemelerin belli bir merkezden yasal çerçevede kontrol ve denetim mekanizmaları kendi içinde olmak kaydıyla yürümesi açısından daha güvencelidir. Adım atıldığı düşüncesiyle TİB'i kurmuştuk. Fakat ortaya çıkan son durumlar, tapeler, gazete haberleri, başka tür değerlendirmeler TİB'de bazı sıkıntıların olduğunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. O açıdan da bunun yeniden ele alınmasında fayda var. Biz onu görüyoruz, çünkü adli dinleme olsun, önleme dinlemesi olsun sonuç itibarıyla vatandaşımızın kendi mahrem alanıyla ilgili hususlarda dinlemeler bunlar. Ancak, mahkeme kararlarıyla yetkili yasal sorumlu olan kişiler tarafından bunun gizliliğine riayet edilebilir kaydıyla yapılabilir şeyler ve yönetim mekanizmaları da güçlü bir şekilde var. Bunların başka yerlere transfer edilmesi veya başka bir takım yollarla buranın kötüye kullanıldığına dair Türkiye'de çok ciddi iddialar var. Hükümetin bu kadar ciddi iddiaları görmezden gelmesi, bu iddialara sessiz kalması kabul edilemez. Elbette hükümetimiz bu iddiaların üzerine de gidecek ve bu çerçevede yapılması gereken ne varsa onu da yapacaktır. Ulaştırma Bakanımız benim bildiğim kadarıyla TİB konusunda bir hazırlık içerisinde uzun zamandır. O hazırlığı zannedersem son aşamasına gelindi. Önümüzdeki günlerde bunun sonucunu hep birlikte göreceğiz" diye konuştu.