HABER

İnternet dolandırıcıları ile karşılaştınız, ne yapmalısınız?

Sosyal Medyanın giderek yaygınlaşan ivmesi hayatlarımızı derinden etkileyerek bildiğimiz geleneksel alışverişin üzerine bir çizgi çekti. Özellikle Covid-19 olarak adlandırılan Solunum Yolu Enfeksiyonun yarattığı karantina döneminde hepimiz şampuandan diş fırçasına, teknik ekipmandan gıdaya çoğu alışverişimizi internet ve sosyal medya üzerinden gerçekleştirdik. Bu durum, fırsatçılara da kapı araladı.

İnternet dolandırıcıları ile karşılaştınız, ne yapmalısınız?

“Hacker’’ olarak tasvir ettiğimiz çeşitli yazılımlar ile teknik bilgisayar bilgisini suça konu eylemlerde kullanan failler sosyal medya hesaplarından yaptığımız alışverişleri kişisel verilerimize erişmek için kullandılar. Güvenilirliği yüksek alışveriş sitelerinin birer kopyasını yaparak bizleri kopya sayfaya çektiler ve kullandığımız internet IP‘si üzerinden kimlik bilgilerimize eriştiler ya da “çekiliş’’ adı altında belli meblağlar talep ettiler veya internet web siteleri üzerinden bedeli karşılığında yaptığımız alışverişlerde hiç beklemediğimiz “dolandırıcılık’’ faaliyetleri ile karşılaştık; ayakkabı sipariş ettik kargo kutusunun içerisinden salatalık çıktı... Bu örnekleri sayfalarca ard arda sıralayabiliriz, ancak sosyal medya dolandırıcılığı hususunda en yaygın görülen suç “Telefon aracılığı ile Banka ve Kredi Kartı bilgilerimize erişip, hesaplarımızı boşaltmak” yönünde oldu.

Failler, “POLİS, EMNİYET, SAVCILIK yahut BANKA gibi’’ güvenilirliği yüksek kurumların isimlerini kullanarak 0 ( 850 ) ........ 0 ( 440) ....... gibi operatör numaralarından seçtikleri kurbanlar ile iletişime geçtiler. “Bankamıza yaptığınız düzenli ödemeler ile hediye kazandınız, az önce yaptığınız market alışverişi ile tatil çekilişine katılmaya hak kazandınız, ya da adınız bir Terör Örgüt üyeliğine karışmış telefonunuza gönderdiğimiz SMS’i onaylamanız/gönderdiğimiz linke tıklamanız gerekiyor...’’ şeklinde beyanlar ile kurbanların zaaflarından faydalanarak kimlik bilgilerine ardından kredi kartı hesaplarına erişerek hesaplarını boşalttılar. Adli bilişimde “yemleme, oltalama, phishing’’ şeklinde adlandırdığımız yöntem ile kurbanlar faile kolayca inanarak kendilerini bir anda bir dolandırıcılık faaliyetinin başrolü olarak buldular.

Çoğu ilgili bankaya başvurdu ancak “Onay verdiğiniz için işleminizi iptal edemiyoruz’’ şeklindeki beyanlarla karşılaştılar. Durum gerçekten böyle mi? Dolandırılmış olsanız da ONAY’ı veren siz olduğunuz için sebep olmadığınız banka borcu külfetine katlanmak zorunda mısınız? Kesinlikle, HAYIR.

Banka Kredi Kartı bilgileri haksız olarak ele geçirilen ve ele geçirilen bilgiler ile hesapları boşaltılan kişi suça konu eylemi fark eder etmez 24 saat içerisinde ilgili bankaya yazılı olarak başvurarak, suç ihbarında ve harcama itirazında bulunmalıdır.
5464 Sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları K. 12. Maddesi; kartın ya da kart bilgilerinin kaybolması, çalınması gibi durumlarda kart hamilinin 24 saat içerisinde yapacağı bildirim ile hukuka aykırı fiilden doğacak zarardan kart hamilinin yalnızca 150,00 Türk Lirası ile sınırlı olacağını kaleme almıştır. Bu hüküm yalnızca hamilin ağır kusuru, kast veya ihmali halinde uygulanamayacaktır. Aynı kanunun 11. Maddesi, hamilin yapacağı itiraz ve şikayete ilgili bankanın gerekçeli olarak 20 gün içerisinde dönüş yapma ve suça konu eyleme ilişkin gerekli önlem ve tedbirleri alma yükümü olduğunu da belirtmektedir. Ancak burada kart hamilinin dikkat etmesi gereken önemli bir husus vardır; hesap ekstresindeki dolandırıcılık faaliyetini fark eden hamil 10 gün içerisinde ilgili bankaya ‘’Harcama İtirazında’’ bulunmalıdır. Aksi takdirde ekstre kesinleşecek ve hamilin zarardan sorumluluğu gündeme gelecektir.

Dolandırıcılık, en temek haliyle ‘’Hileli davranışlar ile kendisi veya başkasının yararına olacak şekilde haksız menfaat elde etme‘’ eylemidir. İnternet üzerinden ve Bilişim sistemleri hedef alınarak yapılan dolandırıcılık faaliyetleri ise suçun Nitelikli halini gündeme getirir.

İnternet dolandırıcılığı ile karşı karşıya kalan kurbanın ilgili Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunması önem arz etmektedir. Meblağ küçük uğraşmayayım, ya da ben nasıl böyle bir oyuna geldim kendimi rezil etmeyeyim gibi yanlış algıları bir kenara bırakmamız gerekir. Çünkü, bu tarz bilişim dolandırıcıları genellikle bir örgüt şeklinde hareket ederler, çoğu zaman karşımızda bir kişiden fazlası vardır. Birileri sizi arayıp bilgilerinizi öğrenmeye çalışırken, diğerleri tıkladığınız SMS’in yönlendirdiği zararlı yazılımı aktif etmekte, ayakçı olarak adlandırılan bir diğeri ise bankaya gidip hesabınızdaki parayı çekmektedir. Ve siz bu kişilerin takibini ancak mevcut bir Soruşturma kapsamında yapabilirsiniz. Doğrudan Bilişim Suçları’nı düzenleyen 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’un 243. 244. Ve 245. Maddelerini dayanak alarak ihbar ve şikayette bulunun, bugün sizin başınıza gelen eylemin her gün binlerce başka kişiye de yaşatıldığını aklınızdan çıkarmayın.

Av. Devrim Nur Kayabalı

En Çok Aranan Haberler