ANKARA (A.A) - Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) geçen Kasım ayında yayımlanan 2005 yılı verilerine göre; Türkiye'de hiç internet kullanmayanların oranının yüzde 82.45 olduğuna dikkati çekerek, internet kullanımı ve bilgi teknolojilerinin gelişiminin kamusal bir yaklaşımla ele alınmasının zorunlu olduğunu belirtti.
EMO'dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye'nin 12 Nisan 1993 tarihinde ODTÜ'den Ankara-Washington arasında kiralık hat kurularak yurtdışıyla sağlanan bağlantı sayesinde internetle tanıştığı ve bu nedenle 12 Nisan tarihinin Türkiye'de "internetin doğum günü" olarakkabul edildiği hatırlatıldı.
OECD'nin bu yıl yayımladığı istatistiki verilere bakıldığında; Türkiye'nin 2004 yılı itibariyle yüzde 7 olan hane halkı internete erişim oranıyla 21 ülke arasında son sırada yer aldığına işaret edilen açıklamada, "Türkiye'nin 2000 yılı itibariyle hane halklarının internete erişim oranının yüzde 6.9 olduğu dikkate alındığında 4 yıllık süreçte kayda değer bir ilerleme gösterilmediği açıktır" denildi.
TÜİK'in en son Kasım ayında yayımlanan 2005 yılı verilerine bakıldığında da durumun değişmediği, Türkiye'de hiç internet kullanmayanların oranının yüzde 82.45 ile 2004 yılındaki yüzde 81.15 olan düzeyin üzerine çıktığının görüldüğü ifade edildi.
-DÜNYA'DAKİ DURUM-
"İnternet kullanımındaki eşitsizliğin yalnızca Türkiye ile sınırlı olmadığı" belirtilerek, 2006 yılı için 6.5 milyar olarak tahmin edilen dünya nüfusunun yalnızca yüzde 15.7'sinin internet kullandığı, bölgeler itibariyle de Afrika'da nüfusun yüzde 2.5'i, Ortadoğu'da yüzde 9.6'sı, Asya'da yüzde 9.9'u, Latin Amerika ülkelerinde yüzde 14.3'ü internet kullanırken, Avrupa'da bu oranın yüzde 35.9, Avustralya'da yüzde 52.9 ve Kuzey Amerika'da yüzde 68.1 olduğu bildirildi.
Açıklamada, bilişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılmasının, ekonomik koşulların yanı sıra eğitim ve öğretim içeriğinin de gözden geçirilmesini gerekli kıldığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"İnternet kullanımı ve bilgiye erişim hakkının yaygınlaştırılması önündeki en önemli engellerden biri; bu alanın, ciroları ülkelerin ulusal gelirlerini aşan şirketlerin yalnızca kar güdüsüne bırakılmış olmasıdır. Bu anlamda internet kullanımı ve bilgi teknolojilerinin gelişiminin kamusal bir yaklaşımla ele alınması zorunludur.
Türkiye, bilim, teknoloji ve inovasyon alanında strateji ve politika tasarısı üretmek açısından zengin ve yaratıcı bir ülke, ancak ne yazık ki bu strateji ve politika tasarıları ya hiç hayata geçirilmeden rafa kaldırılmışlardır ya da hayata geçiriliyormuş gibi yapılıp doğru düzgün uygulanmamışlardır.
Pembe demeçler yerine artık ulusal belgeler haline gelmiş ve ne yazık ki tozlu raflarda yerini almış bilimsel ve teknik strateji ve politika belgelerini hayata geçirmek için herkesi göreve çağırıyoruz."