Bildirgede, Saddam rejiminin baskıcı ve saldırgan politikaları sonucunda, Irak'ta insani ve ekonomik kayıplar meydana geldiği açıklandı.
Nevşehir'in Avanos İlçesi'nde Irak Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen ve çok sayıda akademisyen ve bilim adamının katıldığı toplantı bugün sona erdi. 'Irak ve Demokrasi' konulu konferansın katılımcıları tarafından yayınlanan ortak bildiride, Irak'ta yaşanan son gelişmelere dikkat çekildi. Irak'ta uygulanan dikta rejimi uygulamalarının temel hak ve özgürlükleri yok ettiği gibi, yüz binlerce insanın yerinden edilmesine ve milyonlarca insanın da ülke dışına göç etmek zorunda bırakılmasına yol açtığı belirtildi. Bildirgede, şu ifadeler yer aldı:
"Bu ortamın devam etmesi, yaşanan trajediyi derinleştirebileceği gibi , yeni nesilleri sosyal, kültürel ve insani varlıklarını sürdürme konusunda ümitsizliğe sevk edecek ve çözümü bütünüyle zorlaştıracaktır."
Irak'ı oluşturan tüm halk ve kesimlerin, dikta rejiminin bir an önce sona erdirilmesini istediği ve Irak halkının maruz kaldığı tahribatın onarılması gerektiğine dikkat çekilen bildirgede, bu fikirlerin uluslararası toplumun öncülüğü ve garantisiyle anayasal garanti altına alınması istendi.
Konferans katılımcıları tarafından yayınlanan bildirinin son bölümünde ise şu görüşlere yer verildi:
"Irak'ın yeniden yapılandırılmasına temel referans oluşturan sosyal, ekonomik, siyasi gerekçelerin göz önünde bulundurulmasını, anayasal güvence altına alınmış olarak, farklı inanç ve etnik kimliklerin karşılıklı saygı ve hoşgörü ortamında barış içinde birlikte yaşamalarının ve geleceğin demokrat Irak'ın yaratılması çabalarının birleştirilmesini, Irak'ın toprak bütünlüğünü yok edecek, egemenliği bir ya da birden fazla grup lehine sınırlayacak düzenlemeye fırsat verilmemesini, Irak'ın sahip olduğu zenginliklerin eşit ve adil bir şekilde dağıtılarak etnik, din ve mezhep ayrımı yapmadan tüm halkımızın refah ve mutluluğu için kullanılmasını, dünya kamuoyunu uzun süredir meşgul eden Irak'ta yaşanması muhtemel olayların akabinde ortaya çıkacak diğer meselelerin barışçı yöntemlerle çözümlenmesini, bölgenin Ortadoğu devletleri ve halkları için gerilim, çatışma ve sefalet ortamından ziyade barış, güven ve işbirliği alanı olmasını istiyor ve bunu uluslararası kamuoyuna duyuruyoruz."