BAĞDAT (İHA) - Irak'ta etkinlik gösteren pek çok siyasi ve dini grup, ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak için çaba harcarken, siyasi gözlemciler yeni anayasa oluşumunda yaşanan gelişmeleri değerlendiriyor.
Siyasi gözlemciler, yeni anayasa çalışmalarında Konsey yönetiminin federal dağılım, kadın hakları ve yasamada İslami kuralların rolü gibi tartışmalı konuları genel olarak ele alacağını, kesin kararların ise seçimler sonrasında verileceğini düşünüyor.
Gözlemciler, ülkenin yeniden yapılandırılmasını engellemeye yönelik saldırılar arasında anayasa çalışmalarının sürdüğünü belirtiyor.
Irak Anayasası tartışmalarında en çok öne çıkan ve başta Türkiye olmak üzere komşu ülkelerin yakından izlediği konunun 'federal yapı' olduğunu ifade eden siyasi gözlemciler, Irak'ta federatif bir yapı kurulması konusunda herkesin hemfikir olduğunu ancak diğer konularda hala hararetli tartışmaların yürütüldüğünü kaydediyor. Gözlemciler, bu tartışmaların hem Irak içindeki farklı görüşlerden hem de ülkenin geleceğinde nüfuz sahibi olmak isteyen komşu ülkelerin istek ve endişelerinden kaynaklandığını vurguluyor.
Irak'ta kuzeyin bir Kürt bölgesi ve geri kalanın Arap bölgesi olarak anılmasının Türkiye, Suriye ve İran tarafından şiddetle reddedildiğini hatırlatan siyasi gözlemciler; komşu ülkelerin, Kürt azınlığın Irak'ın kuzeyinde devlet içinde bir devlet kurabileceği ve bunun sınırları içindeki Kürt azınlıkları harekete geçirebileceği endişesini taşıdığını bildiriyor.
Gözlemciler, Irak'ta yeni kazanılan özgürlükten en çok yararlananların, ülke nüfusunun yüzde 60'ını oluşturan Şiiler olduğunu ifade ederek, Saddam Hüseyin yönetimi altında dini inançlarını serbestçe yaşamaları engellenen Şiiler'in çoğunun, şimdi dini değerlerin uygulanması hayalini kurduğunu kaydediyor.
Bu konuyla bağlantılı olarak, Yönetim Konseyi'nde tartışmalı bir diğer konunun da kadın hakları olduğunu vurgulayan siyasi gözlemciler, "Saddam Hüseyin yönetiminde Iraklı kadınlar, Arap dünyasında neredeyse imrenilecek bir konuma, erkeklerle eşit haklara sahipti. Şimdi ise yeni özgürlük karşısında eskisini kaybetme, çalışma ve eğitim haklarının ellerinden alınması korkusu içindeler" görüşünde.