İran'da siyaset çoğunlukla muhafazakârlar ve ılımlı/reformcular arasındaki bir güç savaşı olarak şekilleniyor.
Cumhurbaşkanı kim seçilirse seçilsin, iktidar asıl olarak dini lider Ayetullah Ali Hamaney'in elinde kalmaya devam edecek.
KADIN ADAY YOK
İran'da cumhurbaşkanlığı seçiminin kadın adayı yok ancak 2013'teki yerel seçimlerde, daha önce hiç olmadığı kadar çok sayıda kadın yerel meclislere girdi.
GALİBAF, REİSİ LEHİNE ADAYLIKTAN ÇEKİLDİ
İran'da cumhurbaşkanlığı seçimleri adaylarından muhafazakarlara yakınlığıyla bilinen Tahran Belediye Başkanı Galibaf, Reisi lehine seçimlerden çekildi.
İran Öğrencileri Anket Ajansı’nın (ISPA) telefonla gerçekleştirdiği son ankete göre, Ruhani yarışı önde götürüyor. 7-8 Mayıs’ta düzenlenen ankette, kadınların ve genç İranlıların favorisi olarak gösterilen Ruhani oyların yüzde 42’sini alırken, Reisi ise yüzde 27’de kaldı. Ancak yine aynı ankete göre adaylıktan çekildiğini açıklayan Galibaf’a destek verenlerin yüzde 25 seviyelerinde olması ise muhafazakar ittifakın reformistleri zorlayabileceği yorumlarına sebep oldu.
NÜKLEER ANLAŞMADAN BU YANA İLK CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ
Bu, İran'da 2015'te yapılan nükleer anlaşmadan bu yana gerçekleşen ilk cumhurbaşkanlığı seçimi.
Bir muhafazakâr cumhurbaşkanının nükleer anlaşmaya sırtını dönüp dönmeyeceği, dini liderin yaptığı hesaplara bağlı.
Bunlar da, ABD ve Avrupa'nın anlaşmaya sadık kalıp kalmayacağından, ya da İran'ın yaptırımların kalkmasının avantajlarından tam olarak yararlanma yönündeki çabalarını Batı'nın ne kadar baltalayacağından etkilenecek.
İran'ın Suriye hükümetine olan sarsılmaz desteği tartışma konusu bile olmayacak. ABD'yle ilişkilerin normalleşmesini de beklememek lazım.
Seçimi kim kazanırsa kazansın, güç yapıları, bir kısmı yargı ve güvenlik kurumlarında bulunan muhafazakârların elinde olacak.
Dolayısıyla insan hakları, ifade ve basın özgürlüğü gibi alanlarda ilerleme hayal etmek zor.
İran siyasi sistemlerin bir karışımı
Siyasi yapısı İslami teokrasi olarak düşünülse de, parlamenter demokratik unsurlar dahil farklı parçalardan oluşuyor.
Meclis'te iki büyük blok olsa da siyasi ve sosyal özgürlüklere ne kadar izin verilebileceği, seçimsiz ve atanarak göreve gelen, bunun yanında tarafsız görünmeye çalışan muhafazaârların elinde.
Seçimle gelen hükümet, Meclis ve yerel yönetimler, yıllar boyunca muhafazakârlar ve ılımlı ya da reformcular arasında el değiştirdi.
İranlıların çoğu, herhangi bir yönetimin anlamlı reformlar gerçekleştirmesinin sınırlara tabî olduğunu artık kabul etti. İran, cumhurbaşkanını genellikle hâlihazırdaki yapıda neleri başarabilmiş olduğuyla yargılıyor.
SEÇİMLER ÖZGÜR VE ADİL OLACAK, AMA BELLİ SINIRLAR İÇİNDE
İran'da seçimler bir yönüyle özgür ve adil... Ama aslında pek de değil.
Yarışa kabul edilen adayların tümüne, kampanyalarını yürütmek için devlet mekanizmalarına eşit erişim hakkı veriliyor.
Buradaki sorun, muhafazakâr cephenin kontrolündeki Anayasa Koruma Konseyi'nin onayı olmadan, seçimlerde yarışmanın imkansızlığı.
İran'da seçimlere katılım bazı kısıtlamalara rağmen yüksek. Öte yandan rejim karşıtları, İranlılara seçim günü evlerinden çıkmamaları için, sosyal medya platformlarından ya da sözlü olarak düzenli çağrılar yapıyor. Adaylar ve destekçileri Telegram, Instagram, Facebook gibi platformlardan sesini duyuruyor.
Devletin seçim dönemlerinde sosyal medyaya yönelik hoşgörüsünün görünür şekilde arttığı biliniyor. Bu şekilde, seçimlere katılımın da artırılması amaçlanıyor.
KADIN CUMHURBAŞKANI YOK, SİYASETEN AKTİF KADIN VAR
İran'da kadın cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, milletvekillere olsa da, ülkenin şu ana kadar hiç kadın cumhurbaşkanı olmadı.
İran'da kadınların adaylığını engelleyecek herhangi bir yasa yok. Anayasadaki "siyasi ve dini itibarın adamları" kavramının gerçekten erkeklere işaret ettiği düşünülmese de, Anayasa Koruma Konseyi şu ana kadar kadınların adaylığına izin vermedi.
Kadın figürü ülkenin siyasi söylemine içkin ve hiçbir aday kadınlar ve endişelerine yukarıdan bakarak bu seçimi kazanamaz.
SEÇMEN GÜNLÜK MESELELERE BAKIYOR
İranlılar yaşam standartlarını yükseltmeyen bir adaya, diğer konulardaki başarıları ne olursa olsun, pek de sıcak yaklaşmıyor.
Seçmen için en önemli konular, ekonomi ve güvenlik. Yolsuzluk ise ikinci en önemli konu.
Nükleer anlaşma tartışmaları, daha çok kendi hayatlarını etkileyecekse seçmenler için değer taşıyor.
Ancak yaptırımların kaldırılmasının ekonomik faydaları ne olursa olsun sıradan insanların hayatlarına olan etkisi halen tartışmalı.
Ruhani ikinci kez göreve gelecekse, bu kazanması gereken bir tartışma olacak.
Kaynak: BBC, T24, arşivler