İran Devrim Muhafızları'nın istihbarat şefi Hüseyin Taib'in 12 yıl sonra görevden alınması, her ne kadar son yıllardaki sızıntılar göze alındığında sürpriz olmasa da, kesinlikle önemli bir gelişmeydi.
Orta seviyede bir din adamı olan Taib, 2009 yılındaki kuruluşundan bu yana İstihbarat Teşkilatı'nı yönetiyordu ve 23 Haziran'da koltuğu devretti.
Taib Devrim Muhafızları'nın Komutanı Hüseyin Salami'nin danışmanlığı görevine getirilirken, yerine de üst düzey rütbeli Muhammed Kazemi atandı.
Muhammed Kazemi, bu karmaşık yapı içinde farklı bir istihbarat teşkilatını yönetiyordu. Kazemi'nin başında olduğu kurum, Devrim Muhafızları'nı gözlemlemekle yükümlüydü.
Görevden alınan Taib'in yönetiminde olduğu sürede, en az beş nükleer fizikçi öldürüldü. Birkaç nükleer tesis sabotaj operasyonlarına hedef oldu. İran bu saldırılardan İsrail'i sorumlu tutsa da Tel Aviv bu olayları üstlenmedi. Ancak aynı şekilde de reddetmedi.
Elbette bu değişiklik devlet yanlısı medya tarafından görevden alma olarak gösterilmedi.
23 Haziran'da Kanal 2 televizyonunda, Taib'in istihbarat şefi olarak 'başarıları' anlatıldı. Bu başarılar arasında yabancı ülke vatandaşlarının tutuklanması, çifte vatandaşların casusluk sorguları, yolsuzlukla mücadele ve muhalif seslerin susturulması gösterildi.
Twitter'daki taraftarları da Taib'in dönemin sonuna geldiği gerekçesiyle görevi devrettiği konusunda ısrarlıydı.
Ancak bu değişiklik, İran'ın İsrail ile giderek tırmanan gölge savaşta kayıplar verdiği bir döneme rastlaması ile öne çıkıyor.
2020 yılından bu yana İran'ın nükleer tesislerine 3 saldırı yapıldı, nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade, başkent Tahran yakınlarında uğradığı suikast sonucu öldürüldü. İran Devrim Muhafızları'nda görevli Albay Hasan Sayad Hüdayi, evinin dışında vurularak öldürüldü.
Taib'in değişikliği, İsrail medyasının onun hakkında, Türkiye'de bulunan İsraillilere yönelik suikast saldırıları ya da kaçırma eylemleri düzenlemeyi planladığı ile ilgili haberlerin de ardından geldi.
İran bu iddiayı yalanlamıştı.
Taib, ülke içinde de sızan bir kaset nedeniyle oldukça güç zamanlar geçirdi.
Şubat ayında sızan kaset, Taib'in, Devrim Muhafızı yöneticilerini içeren milyarlarca dolarlık bir yolsuzluk davasını kapatma girişimi olarak kamuoyuna yansıdı.
İstihbarat Teşkilatı'nın başına ise perde arkasında bir isim olan Muhammed Kazemi atandı.
İran'ın İsrail ile gölge savaşını kaybettiği görüntüsü verdiği ve İran istihbarat topluluğuna sızıldığından şüphelenildiği bir dönemde, bu topluluğun en tepesinde bir değişikliğin zamanıydı.
Yıllardır güce tutunmayı başaran Taib'in yerine geçen Kazemi öylesine perde arkasında bir isimdi ki, İran medyası haberlerde kullanacak fotoğraf bulmakta zorlandı.
Hatta bazı haberlerde aynı soyadlı başka bir Devrim Muhafızları ile karıştırıldı.
Kazemi'nin başında olduğu iç istihbarat örgütü direkt olarak İran'ın dini lideri Ali Hamaney'e hesap veriyor.
İstihbarat Teşkilatı'nın içinden biri yerine, köstebekleri bulmak üzere kurulan örgütün başındaki ismin bu makama atanması, Tahran'daki liderlerin, teşkilata sızıldığı görüşünde olduğunu düşündürüyor.
Kazemi'ye de bu köstebekleri bulmak için arka çıkıldığı değerlendiriliyor.
Taib'in danışman olarak yeni görevi de ilk anda bir rütbe düşürme olarak görülebilir ancak onun şeceresinde ve ilişkilerinde biri kolayca kenara atılamaz.
Taib, dini lider Hamaney'e yakın bir isim, özellikle de babasının yerine aday olarak görülen Hamaney'in oğlu Mucteba'ya.
Görevden alınmasından kısa süre sonra Devrim Muhafızları yanlısı bazı Telegram kanallarında Taib'in tüm istihbarat kurumlarını kapsayan bir koltuğa atanabileceği ileri sürüldü.
Bu belki uzak bir ihtimal olabilir ama Devrim Muhafızları'nın istihbarat şefliğini bu kadar uzun süre yapan biri, kendisini koruma altına alacak b planını da yapacaktır.