Türkiye-İran-Rusya, dün İsviçre Cenevre'de başlayan Anayasa Komitesi Yazım Komisyonu'nun olağan oturumu marjında yaptıkları üçlü görüşme ile Suriyeli delegeler ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen'le istişareleri sonucunda ortak açıklama yayımladı.
Ortak açıklamada, "Suriye Arap Cumhuriyeti'nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan kuvvetli taahhütlerini vurgulamışlar ve bu ilkelere tüm taraflarca saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle mücadele etme ve Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün yanı sıra komşu ülkelerin milli güvenliğine de halel getirecek ayrılıkçı gündemlere karşı durma yönündeki kararlılıklarını yinelemişlerdir. Uluslararası insancıl hukuk uyarınca sivillerin ve sivil altyapının korunmasını sağlarken, DEAŞ, Nusra Cephesi ve El Kaide veya DEAŞ bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumlar ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan diğer grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır. Suriye Arap Cumhuriyeti'ne ait olması gereken petrol gelirlerine yasadışı şekilde el konulmasına ve transfer edilmesine yönelik itirazlarını beyan etmişlerdir. Bu bağlamda, ABD lisanslı bir şirket ile gayrimeşru oluşum arasında, söz konusu oluşumun ayrılıkçı gündeminin bir parçası olarak yapılan yasa dışı petrol anlaşmasını kınamışlardır" denildi.
İsrail'in, uluslararası hukuk ile uluslararası insancıl hukukun ihlalini teşkil eden ve Suriye ile komşu ülkelerin egemenliğine halel getirmenin yanı sıra bölgedeki istikrar ve güvenliği tehlikeye atan, Suriye'ye yönelik süregelen askeri saldırıların kınandığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Covıd-19 salgınının beraberinde Suriye'nin sağlık sistemi ile sosyo-ekonomik ve insani durumu bakımından büyük bir sınama getirdiğini kabul ederek, Suriye'deki insani durum ve salgının etkisine dair duydukları derin endişeyi dile getirmişlerdir. Özellikle COVID-19 küresel salgını karşısında, uluslararası hukuka, uluslararası insancıl hukuka ve BM Şartı'na aykırı tüm tek taraflı yaptırımları reddetmişlerdir. Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde, Birleşmiş Milletler'in kolaylaştırıcılığında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu siyasi sürecin ilerletilmesinde, Astana garantörlerinin belirleyici katkısı ve Soçi'deki Suriye Ulusal Diyalog Kongresi kararlarının uygulanması sonucunda Cenevre'de oluşturulan Anayasa Komitesi'nin önemli rolünü vurgulamışlardır. Anayasa Komitesi Yazım Komisyonu'nun 24 Ağustos 2020 tarihinde Cenevre'de üçüncü toplantısının gerçekleştirilmesini memnuniyetle karşılamışlar ve Komite'nin sürdürülebilir ve etkili çalışmasını sağlamak için Suriyeli delegeler ve kolaylaştırıcı olarak BM Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen ile sürekli iletişim yoluyla Komite'nin çalışmalarını desteklemeye hazır olduklarını teyid etmişlerdir."
"Anayasa Komitesi'nin çalışmalarının uzlaşı anlayışı ve yapıcı angajmanla, dış müdahaleler ve haricen dayatılan takvimler olmaksızın, Suriye halkının mümkün olan en geniş desteğinin alınmasını teminen üyelerinin genel mutabakata varması amacıyla yürütülmesi gerektiği doğrultusundaki görüşlerini beyan etmişlerdir" denilen açıklamada, "Suriyeli taraflar arasında güven ve itimat tesis etmenin yanısıra, ön koşul, siyasileştirme ve ayrımcılık olmaksızın ülke genelinde tüm Suriyelilere insani yardımı arttırmak ve mülteciler ile ülke içinde yerlerinden edilmişlerin Suriye'deki ikamet yerlerine güvenli ve gönüllü geri dönüşlerini kolaylaştırmak amacıyla kapsamlı çözüm sürecinin ilerletilmesinin önemini vurgulamışlardır. Astana formatında Suriye konulu müteakip Uluslararası Toplantı'yı mümkün olan en kısa zamanda gerçekleştirmeye yönelik kararlılıklarını yinelemişlerdir." ifadelerine yer verildi. Öte yandan toplantıya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal katılmıştı. (DHA)