İran’da peş peşe yaşanan devalüasyonlara önceki gün yüzde 40’lık şok bir değer kaybı daha eklendi. 1 doların fiyatı 2 bin İran riyalinden (tümen) 2 bin 800 riyale yükseldi. Bu devalüasyonun arkasından gelen İran iç piyasasındaki şok, Bursa’daki tekstilcileri olumsuz etkiledi.
İran para birimi riyalde yılbaşından bu tarafa yaşanan düşüş, son birkaç gün içerisinde iyice arttı. İran’da halkın tümen dediği riyalin değerindeki ani düşüş, bu ülkede alışverişleri bıçak gibi kesti. İran’daki dolar bazında alacaklı oldukları müşterilerinden para bekleyen Bursalı tekstilciler de hüsrana uğradı. Bursa’dan İran’a başörtüsünden döşemelik kumaşa kadar yüze yakın kalem tekstil ihracatı yapan firmalar, bu ülkedeki müşterilerinden dolar bazındaki alacaklarını tahsilde zorlanmaya başladı.
Türkiye ile İran arasında yıllık 16 milyar dolarlık ticaret hacminin büyük kısmını bu ülkeden ithal ettiğimiz doğalgaz ve petrol oluşturuyor. Ancak Türkiye İran’a tekstil ve turizm hizmetleri konusunda önemli satışlar yapıyor. İranlı firmaların aldığı ürünün parasını ödemekte zorlandıkları, bu sebeple Türk firmaların alacağının 3 milyar doları bulduğu belirtiliyor. Tekstil firmalarının çok az olduğu İran'a mal gönderen çok sayıda Bursalı tekstil firması, bu ülkede yaşanan devalüasyonun mağduru oldu. Ambargodan dolayı zor günler geçiren İranlı firmaların mal aldıkları Türk şirketlerine para ödemeyi durdurduğu belirtiliyor. Alınan bilgilere göre, Türk firmalarının alacağı 3 milyar doları buldu. Yüklü miktarda alacağı bulunanlar, paralarının tamamen elden çıkması endişesiyle isimlerinin açıklanmasını istemiyor. Daha küçük ölçekli firmalar ise, yetkililerin devreye girip bankacılık sistemini hayata geçirmesini bekliyor. İran ile Türkiye arasındaki para ve mal transferi de bankacılık sistemi ile değil aracılar vasıtası ile gerçekleşiyor.
Bursa’da 2008'den bu yana İran'a yıllık 2 milyon dolarlık kumaş satan firmanın yetkilisi Hüseyin Çeylan, alacaklarının resmi yollardan gelmemesinin temel sıkıntı olduğunu belirtti. Sarraf dedikleri dövizciler vasıtasıyla paralarının gönderildiğini ifade eden Ceylan, İran tarafında gümrüklerin yüzde 150 daha yüksek olması sebebiyle konfeksiyon ihracatının katır sırtlarında yapıldığını söyledi.
4 yıldır İran'a yıllık 2 milyon dolarlık mal satan Serkan Cin ise, itimada dayalı bir sistemle çalıştıklarını kaydetti. İran'daki devalüasyonun Türk firmalarına ciddi zararlar verdiğine vurgu yapan Cin, "İran'da bir devalüasyon oluyor, Türk firmaları milyonlarca dolar kaybediyor. İran zaruri ihtiyaç dediği ürünleri 2 binden ödüyor. Bunun dışındaki ürünleri lüks tüketim sayıyor ve düşük kurdan ödüyor. Tahsilatımızın yüzde 50'sini kaybediyoruz" dedi.
Eşarp satan bir firmanın yetkilisi ise, “İran’daki satıcılara vatandaşlar aldıkları eşarpları geri getirmeye başladı. Yaşanan devalüasyon, İran’da ticaret yapan müşterilerimizin kar marjlarından daha yüksek. Oradaki ticaret erbabı da ne yapacağını şaşırdı. Bütün işler bloke oldu” ifadesini kullandı.
Türkiye ile İran arasında 16 milyar dolar civarındaki ticaret hacminin önemli bir bölümünü petrol ve doğalgaz teşkil etmesine rağmen geçen yıl Türkiye'de artan İran sermayeli şirket sayısı dikkatlerin bu noktaya çevrilmesini sağladı. Türkiye'de 2010 yılında 418 olan İran sermayesiyle kurulmuş şirket sayısı, 2011 yılında yüzde 41 oranında artarak 590'a ulaştı. Türkiye'de faaliyette bulunan İran sermayeli toplam şirket sayısı ise 2 bin 140'a ulaştı. Türk firmalarının İranlı firma ve şahıslardaki alacakları ile alakalı olarak Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girmesini isteyen Bursalı tekstilciler, İran ile aramızdaki ticaretin bazı basit tedbirlerle arttırılabileceğini kaydetti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz