Irak-Suriye sınırında yer alan Tanaf bölgesinde geçen pazartesi günü yaşanan çatışmalarda İranlı asker Muhsin Hoceci'yi esir alan IŞİD, askerin boğazını kesip görüntülerini internetten paylaşmıştı.
IŞİD ayrıca önceki gün Farsça bir video yayınlayarak, İran'ı Tahran'da yeni eylemler yapmakla tehdit etti.
İRANLI SIR KOMUTANI KASIM SÜLEYMANİ SINIRDA HAŞDİ ŞABİ'YLE GÖRÜNTÜLENMİŞTİ
İran Devrim Muhafızları'nın yurt dışı operasyonlarından sorumlu Kudüs Kuvvetleri Komutanı Kasım Süleymani, Suriye-Irak sınırında görüntülenmişti.
Adeta sır olup kayıplara karışan Süleymani'nin, Irak hükümeti yanlısı Haşdi Şabi (PMU)’ye bağlı birliklerin yanında olduğu öğrenilmişti.
Hakkında çok fazla bilgiye sahip olunmayan ve nadiren cephede fotoğrafları yansıyan Kasım Süleymani, Ortadoğu'da İran destekli Şii milisleri birebir cephede destekliyor.
KASIM SÜLEYMANİ KİMDİR?
Birkaç yıl önce Kasım Süleymani'nin fotoğrafını bulmak bile imkansızdı. Bugünse İran televizyonları Süleymani hakkında belgeseller yayımlıyor, gazeteler ilk sayfalarında fotoğrafını paylaşıyor. General Süleymani, yıllarca İran Devrim Muhafızları ordusuna bağlı, seçkin El Kudüs ordusunun komutanlığını yaptı.
IŞİD'İ DURDURMAK İÇİN STRATEJİ OLUŞTURDU
Kendisinin Irak Şam İslam Devleti'ni (IŞİD) durdurmak için strateji oluşturduğu, hakkında bilinen az sayıda bilgi arasında yer alıyor.
2014 yılında Al Jazeera'de yer alan bir analizde Süleymani şöyle anlatılmıştı:
İRAN'IN ORTADOĞU'DAKİ KILICI: KÂSIM SÜLEYMÂNİ
Dünya IŞİD ile mücadeleye odaklanmışken, bölgede İran'ın etkisi artıyor. Afganistan'dan Irak'a, Suriye'den Lübnan'a kadar hissedilen bu etkinin arkasında ise İran-Irak savaşından bu yana ülkesinin bölge politikalarını belirleyen Kâsım Süleymani var.
“Benim adım Kasım Süleymani. Şunu bilmelisin ki İran’ın Irak, Lübnan, Gazze ve Afganistan politikalarını ben kontrol ederim.”Irak’taki ABD işgal güçlerinin komutanı General David Petraeus, 2008 baharında, bir toplantı esnasında Irak eski Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin uzattığı cep telefonundaki bu tuhaf mesajı okuduğunda fazla şaşırmadı. Çünkü mesajın sahibini gayet iyi tanıyordu: İlkokul mezunu eski bir inşaat işçisi olan ve Irak’ta kendilerine yıllardır kök söktüren Kudüs Gücü’nün başındaki Kasım Süleymani.
Mesajın sahibi, gerçekte var olmayan bir yetkiyi kendisine atfediyor değildi. Kudüs Gücü, 1979’daki İran devriminden sonra devrimi İran dışına ihraç etmek amacıyla kurulan Devrim Muhafızları’nın bünyesindeki en seçkin birimdi.
ABD’nin Bağdat Büyükelçiliği’nin belgelerine göre ise Süleymani, İran’ın Irak’taki her türlü politikasını formüle eden ve hayata geçiren kişiydi. Kasım Süleymani arada hiçbir kişi ya da birim olmadan, doğrudan doğruya İran devlet örgütlenmesinin en tepesinde bulunan dini lider Hamaney’e bağlıydı.
İNŞAAT İŞÇİLİĞİNDEN ZİRVEYE
Süleymani 11 Mart 1957’de İran’ın güneydoğu eyaleti Kirman’ın Afganistan sınırına yakın dağlık bir bölgesinde, aşiret yapılarının hâkim olduğu Rabord köyünde doğdu.
Daha çocuk yaşta, çiftçi olan babasının devlete olan 9 bin Riyal borcunu ödeyebilmek için Kirman’da inşaatlarda çalışmaya başladı. İlkokulu bitirdiğinde 13 yaşındaydı; aynı yıl köyünü terk etti. Devrim Muhafızları’na katıldıktan sonra aldığı 45 günlük askeri eğitim sayılmazsa, bütün eğitimi bu 5 yıllık ilkokul tecrübesiyle sınırlı kaldı.
On sekiz yaşındayken, işçi olarak Kirman Su İşleri’ne girdi. Bir yıl sonra, şimdiki dini lider Hamaney’in öğrencilerinden biri tarafından verilen sohbetlere katılmaya başladı; Süleymani için “devrimci çalışmalar” dönemi açılmıştı, İran İslam Devrimi’ne daha üç yıl vardı.
Bu yıllarda Kirman eyaletinin Ciroft bölgesine sürgüne gönderilmiş bulunan Hamaney ile bağlantı kurdu. O andan itibaren de Hamaney’i içerde ve dışarıda giriştiği her türlü iktidar mücadelesinde destekledi.
1979’daki İran devriminin ardından Devrim Muhafızları adına yürütülen çalışmalara katıldı. Kendisi o günleri “Hepimiz gençtik ve devrime bir şekilde hizmet etmek istiyorduk" diye anlatıyor.
SADAKAT TESTİ: KÜRT AYAKLANMASI
Devrimin gerçekleştiği 1979’da merkezi yönetimin zayıflamasından istifade etmek isteyen Mahabad Kürtleri ayaklandılar. Süleymani ve birçok yakın arkadaşı ayaklanmayı bastırmak için bölgeye gönderildi. Ayaklanma bastırıldığında henüz 22 yaşındaydı ama, gösterdiği performansla Tahran’ın gözüne girmiş, “devrime sadakat”ini ispatlamıştı.
Mahabad’dan döndükten sonra Kirman’daki Devrim Muhafızları Kudüs Garnizonu'nun başına getirildi. Ardından çok geçmeden patlak veren İran-Irak savaşında birçok büyük askeri operasyona katıldı, cephe hattında savaştı.
Süleymani’nin Irak savaşında kurduğu ilişkiler, bütün kariyeri boyunca onun en önemli dayanağı oldu. Çünkü savaşın ardından İran’daki güçlü siyasetçiler, istihbarat içindeki etkili kişiler, yargı ve devleti yöneten bütün hassas kurumların üst düzey yöneticileri İran-Irak savaşında sadakatlerini ispatlamış kişilerden oluşturulmaya başladı. Gelenek bugün de sürüyor: Hâlihazırda Devrim Muhafızları’nın bütün komutanları ve ordunun 12 generali İran-Irak savaşında cephe komutanlığı yapmış kişiler… Bu eski savaş arkadaşları birbirilerini sürekli kolladılar ve birlikte İran’ın iç ve dış siyasetinin belirlenmesinde etkin oldular.