ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, son dönemde yaşanan "irtica" ve "laiklik" tartışmalarıyla ilgili sert çıkarak, "Bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine, bu milletin birlik ve beraberliğine, Cumhuriyet'in değerlerine karşı tehditler yok mu? Elbette var. Ama bunlar toplumun geneline yayamayacağımız aşırı uçlar olduğunu, takibinin de suç ceza sistemi içinde yapılması gerektiğini unutmayalım. Unutmayalım ki uçlarda bulunanlar da bizim insanlarımızdır. Bunu anlamayan, bunu hazdemeyenler de olabilir. Onlara sesleniyorum. Bugüne kadar onlara ne yönelik ne yaptınız? Gücünüz varsa gereğini mi kullandınız? Kazanabilecekseniz niye kazanmadınız. Ülkeyi bu dertten kurtarabilecektiniz niye kurtarmadınız. Onları merkeze çekmenin, kazanmanın gayreti içinde olmak da ancak bu çatı altında olan hepimizin ortak görevidir" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmanın ikinci bölümünü "irtica" ve "laiklik" tartışmalarına ayırdı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın da katıldığı "irtica" ve "laiklik" tartışmalarıyla ilgili ayrıntılı bir değerlendirme yapan Başbakan Erdoğan, sert çıktı. Son 4 yıldır siyasi ve ekonomik istikrarı sağladıklarını, Türkiye'nin temel meselelerinin çözümü noktasında da önemli mesafeler aldıklarını kaydeden Erdoğan, şimdi sosyal istikrarı sağlamak gerektiğini söyledi. Türkiye'nin çok uzun zamandır bir sosyal restorasyona ihtiyaç duyduğunu, şimdi bu istikrar zemini üzerinde bu atılımın yapılması gerektiğini dile getiren Erdoğan, bugünün dünyasında güçlü kalmak için toplumsal barışı zayıflatacak kavgaların, tartışmaların belli uzlaşma noktalarına taşınması gerektiğini söyledi. "Biz asgari müşterekler mutabakatını sağlamak zorundayız" diyen Erdoğan, Türkiye'de asgari müşterekler değil azami müşterekler mutabakatının sağlanması gerektiğini ancak bazılarının buna yanaşmadığını vurguladı. Türkiye'nin 10 yıllarını içine kapanarak, kendi kendisiyle kavga ederek, kendi gölgesinden korkarak geçirdiğini ifade eden Erdoğan, bu yılların kayıp olduğunu, bugünden sonra artık kendi kendisiyle kavgalı bir toplum olarak yaşamaya devam edilemeyeceğini bildirdi. Bu milletin asırlar boyunca kendisiyle barışık, aynı inanç ve duyguda birleşerek yaşadığını, bu sayede bu topraklarda en zengin medeniyetlerinden birinin yükseldiğini anlatan Erdoğan, "Ne zamanki birbirimizden şüphe etmeye başladık, ne zamanki birbirimizin derdini ve dilini anlamamaya başladık o zaman birliğimiz dirliğimiz bozuldu. Ben inanıyorum ki bugün de birbirimizle konuşarak, birbirimize saygı göstererek, boş vehimleri bir yana bırakıp birbirimize inanarak çözemeyeceğimiz hiçbir mesele yoktur. Bu noktada bu ülkeyi seven, bu ülkenin geleceğine inanan herkese büyük sorumluluklar düşmektedir. Toplumsal barışımızı zedeleyen ve insanımızı belli tartışmalar çerçevesinde karşı karşıya getiren anlayışlara karşı hepimiz topyekün uyanık olmalıyız. Yaraları kanatan değil, yaraları iyileştiren olmayız. Kavgalara taraf olan değil sadece toplumsal barışa, dostluğa kardeşliğe taraf olmalıyız" diye konuştu.
"AŞIRI UÇLARI MERKEZE ÇEKELİM" ÖNERİSİ Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet değerlerinin toplumsal ihtilaf konusu olmasının, gündelik polemiklere malzeme edilmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan, cumhuriyetin değerlerine yönelik tehditler olduğunu ancak bunun toplumun geneline yayılamayacak aşırı uçlar olduğunu ifade ederek, şunları söyledi:
"Ben bu ülkenin bütün insanlarına sonuna kadar inanıyorum, en azından inanmak istiyorum. Güveniyorum, güvenmek istiyorum. Ama karşınızdaki inanmıyor, güvenmiyor. Varsın inanmasın, güvenmesin, biz bu şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye, bu ülkenin geleceğine, bu milletin birlik ve beraberliğine, cumhuriyetin değerlerine karşı tehditler yok mu? Elbette var. Ama bunlar toplumun geneline yayamayacağımız aşırı uçlar olduğunu, takibinin de suç ceza sistemi içinde yapılması gerektiğini unutmayalım. Unutmayalım ki uçlarda bulunanlar da bizim insanlarımızdır. Bunu anlamayan, bunu hazdemeyenler de olabilir. Onlara sesleniyorum. Bugüne kadar onlara ne yönelik ne yaptınız? Gücünüz varsa gereğini mi kullandınız? Kazanabilecekseniz niye kazanmadınız. Ülkeyi bu dertten kurtarabilecektiniz niye kurtarmadınız. Onları merkeze çekmenin, kazanmanın gayreti içinde olmak da ancak bu çatı altında olan hepimizin ortak görevidir."
Cumhuriyet kurulalı 81 yıl olduğunu, milletin bütün fertlerinin cumhuriyeti değerleriyle ve kurumlarıyla benimsediğini vurgulayan Erdoğan, bunlar üzerinden spekülasyon yapılmamasını istedi. "Bunlar üzerinden prim sağlamaya, rant elde etmeye gerek yok" diyen Başbakan Erdoğan, tartışmaları "Bunlar küçük hesaplar" sözleriyle değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, "100. yılına doğru ilerlerken Cumhuriyetimize sahip çıkıyoruz. Çünkü biz cumhuruz. Cumhur, Cumhuriyete sahip çıkmayacak da kim sahip çıkmayacak. Kimse kalkıp da 'Bu cumhuriyet benimdir, senin değildir veya benimdir, senin değildir'. Böyle bir kavganın içine girebilir mi, böyle saçmalık olur mu? Cumhuriyet, cumhurun kurumsallaşmasıdır. Onun tek sahibi de millettir. Millet bu yetkiyi kendi adına sadece milletvekillerine vermiştir. Bunun da atılması gereken adımların hepsi atırancak bazılarının buna yanaşmadığını vurguladılır. 59. Cumhuriyet Hükümeti her zamankinden bunu uygulamaya sokmakta kararlıdır. Bugün Türkiye kuruluş ideallerine en yakın olduğu noktadadır. Bu ideallerine bağlı kalarak değişen ve gelişen dünya gerçeklerine açık olarak ilerleyeceğiz" açıklamasında bulundu.
"YENİ BİR TOPLUMSAL UZLAŞMA SEMİNİ OLUŞTURMALIYIZ" Demokrasinin korkulara, barışın çatışmalara, adaletin adaletsizliklere heba edilmemesini isteyen Başbakan Erdoğan, ancak bu formülün Türkiye'yi ileriye taşıyacağını söyledi. Türkiye'nin önündeki en büyük engelin iç tartışmalarla zaman kaybetmek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bizi Atatürk'ün çağdaşlaşma hedefinden geriye götürecek bir şey varsa, o da budur. Birbirimize tahammül etmeyi değil birbirimize saygı göstermeyi öğrenmeliyiz. Tahammül etmeyi de halkıma saygısızlık olarak görüyorum. Tahammül etmeyi değil saygı göstermeyi öğrenmeliyiz. Ama en uç noktada, o zaman ona tahammül diyebilirsiniz. Biz milletimizle bu noktada değiliz. Biz saygı noktasındayız" dedi.
Toplumsal yapının manipülasyon ve provokasyon gibi etkilere açık olmaktan hep birlikte kurtarılması gerektiğinin altını çizen Başbakan Erdoğan, "Bunun için şüpheleri, kaygı, korkuları aşmak, psikolojik duvarları aramızdan kaldırmak gibi sorumluluğumuz var. Sosyal alanda bir tazelenmeye, bir yenilenmeye, vatandaşlık bilincimizi mutlaka yükseltmeye ihtiyacımız var" mesajını verdi. Önümüzdeki dönemi toplumsal barışı güçlendirecek bir sosyal restorasyon dönemi olarak gördüklerini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Etnik, dini, mezhepsel, fikri, kültürel farklılıklara bakmadan, kadın-erkek ayırmadan bütün sosyal tarafları kucaklayacak yeni bir toplumsal uzlaşma zemini oluşturmak mecburiyetindeyiz. Bu dönem sosyo-ekonomik politikalara özellikle yön verecek olan bir dönemdir. Eğitim ve kültür programlarımız bu anlayışla sürdürülecektir. Bütün şehirlerimizi birbirine yaklaştıran, farklılıkları ile zenginleştiren bir ülke olmalıyız. Gönül kırgınlıklarını, haksızlıkları, küslükleri geride bırakacak yeni bir kardeşlik iklimini bu ülkenin doğusundan batısına kuzeyinden güneyine hakim kılmalıyız. Bundan sonra da cumhuriyetimizin güç kaynağı milletimizin dayanışması, birlik ve beraberliği olmalıdır. Bir yandan Türkiye'yi geleceğe taşıyan değişim her alanda kararlılıkla sürdürülürken, bu ülke insanının gönül bağları sıkılaştırılacaktır. Bunun için ihtiyacımız olan şey korkular ve şüpheler değil demokrasi, adalet, uzlaşma kültürüdür. Hiç kimsenin adalet ve demokrasiyi şarta bağlama, tartışma konusu haline getirmeye hakkı yok. Cumhuriyet ne kadar vazgeçilmezse demokrasi ve adalet de o kadar vazgeçilmezdir. Cumhuriyet, milletin ortak değeridir ve millet tarafından en iyi şekilde korunacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi, endişesi olmasın. Yeter ki bu ülkenin önüne engeller konulmasın. Bu ülkenin genç kuşakları vehimlerle, endişelerle, kısır çekişmelerle yaşlanıp gitmesin."
Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda milletvekili seçilme yaşını 25'e indiren Anayasa değişikliğiyle ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Atılan bu adımdan Meclis adına iftihar ettiğini belirten Erdoğan, "Türkiye'de milletvekili seçilme yaşını bugün yapırancak bazılarının buna yanaşmadığını vurguladılacak görüşmelerle 25'e indireceğiz. Bu adımı bugün atıyoruz, bu ortak hareket tarihe geçecektir. Parlamentomuz yeni bir ilki de gerçekleştirecektir. Türkiye'nin bilgili, donanımlı, kendisiyle ve ülkesiyle barışık, hizmet sevdalısı bütün gençleri buradan siyasete çağırıyorum" dedi.