Pozisyon ne olursa olsun, müstakbel işvereninize en az 3 kişinin iş yükünü, silkme ve koparmada rahatlıkla kaldırabileceğinizin mesajını vermelisiniz. Mutfak robotu gibi olmalı; her işe koşmalı, uçan kuştan haberdar olmalısınız. Aynı anda hem müşteriye sunum yapabilmeli, işi bağlayabilmeli aynı zamanda başka bir projeyi takip edip rapor yazmalısınız. Koçsunuz, aslansınız, siz bu işi yaparsınız!
Her 100 işverenden 100'ü gibi, müstakbel işvereniniz sizden fazla esnemekten yalama olmuş mesai şartlarına uymanızı isteyecektir. Aynı zamanda mesai saati bitişinden yarım saat önceye koyacağı geyik ötesi toplantılara tahammül etmenizi; iş yeri babanızın malıymış gibi ücretsiz fazla mesai yapmanızı da talep edecektir. Etsin tabi, hakkıdır. Siz de ona ne kadar esnek olduğunuzu gösterin. Mesela hareket çekerek el bileğinizin ne denli esnek olduğunu gösterebilirsiniz.
Herkes holding olacak diye bir kural yok. Müstakbel işvereniniz, ufacık tefecik bir küçücük işletmecik olabilir. Bırakın yabancı ülkelerle iş yapmayı, yabancı dizi bile izlemiyor olabilir. Olsun, tüm bunlar teferruat. Önemli olan pozisyonu ve iş alanı ne olursa olsun, işvereniniz Türkçe'yi bile zor konuşsa dahi, sizin İngilizce'yi BBC düzeyinde bilmeniz gerekliliğidir. Bu noktada 'set etmek', 'handle etmek','push etmek' gibi Türkçe'nin içine eden plaza esintili birkaç kalıbı konuşturarak, müstakbel işvereninizi etkileyebilirsiniz.
Her işveren jilet gibi prezentabl çalışanlar görmek ister. İstesinler tabi, haklarıdır. Lakin sizden bir Network bir Pierre Cardin şıklığı bekleyen sevgili işverenler, verecekleri asgari düzeyde maaş ile prezentabl personeli ancak dürbünle görebileceklerinin farkında değillerdir. O nedenle iş görüşmesi kreasyonunuzu, İsviçre ayarında refah düzeyi olan bir arkadaşınızın gardrobundan oluşturmanızı öneririz. İlk izlenim önemlidir demişler. İşi aldıktan sonra değişen tarzınız için kimse sizi 'bizımla diyılsın' diyerek kovmaz zaten.
Siz hâlâ köleliğin 19. yüzyılın başında kaldırıldığını sanın. Özel telefon yasak. Sigara içmek yasak. Tuvalete gitmek kotayla, herkesin bir kotası var. Dolunca işemeyeceksin artık. Nazi kampı değil, günümüz ortalama iş yerlerinden söz ediyoruz. "Ben insan değil miyim?" diyorsunuz ya, hah işte bu şartlarda çalıştığınızda insanlıktan çıkacağınız için sorun kalmayacak. İş görüşmenizde, outdoor sporlara meraklı olduğunuzu söyleyin ki, müstakbel SS'iniz aman pardon işvereniniz, sizin zorlu şartlara alışık olduğunuz mesajını alsın.
Müstakbel işvereniniz Türkiye yerine Alice Harikalar Diyarı'nda yaşadığından, onun fantazi dünyasında siz yalnızca oksijen tüketiyor, işe de uçan halıyla gidip geliyorsunuzdur. Bu nedenle size teklif edeceği asgari ücret, kuvvetle muhtemel yol ve yemek masraflarınızı kapsamayacaktır. Ama olsun, iyi yanından bakalım. Ne zamandır diyete girmeyi düşünüyordunuz, değil mi? İşte şimdi tam zamanı. İşe gidiş-gelişi de düşünmeyin. Bitwalking ile yürüyerek artık işe gidip gelirken bile para kazanabilirsiniz.