İşçi Kemal

Hafta sonu Mersin'de ilk kez 'İşçi Festivali' düzenlendi.

Kongre Merkezi'ndeki festivale cebindeki son parayla geldi İşçi Kemal.

Direnişine, sabrına 'ortak' bulmaktı amacı.

'Başkaları da aynı sıkıntıları yaşıyor işte' demek, güç almak için gelmişti.

Grevdeydi.

Parasızdı.

Eşi evi terk etmiş, bir başına kalmıştı mücadelede...

***

Kongre Merkezindeki havuzun kenarına oturmuş, şapkasını önüne almış, uzağa dalan gözlerini kaçırarak yaşadıklarını anlatırken,

"Parasızlığa mı yanayım, ailemin dağılmasına mı yanayım" dedi ve gözlerinden iki damla süzülüverdi...

İçeri geçti sonra...

Grevdeki diğer arkadaşlarıyla birlikte sloganlar attı, konuşmacıları dinledi.

Heyecanlandı, umutlandı, mahsun gözlerinin içi parladı...

İnançlıydı.

***

Ertesi gün akşam saatlerinde yine Kongre Merkezindeydi İşçi Kemal.

İşçi Festivali'nin kapanış konserinde Cevdet Bağca'yı dinlemeye gelmişti.

Konser boyunca telefonu elinden düşürmedi.

Sürekli birilerini aradı.

Her seferinde cevap verilmeyen telefonuyla birlikte, yüzü de düştü...

***

"Gün gelir sen de benden çekip gidersen,

Gidip de bir daha dönmeyeceksen;

Al ömrümü koy ömrünün üstüne,

Senden gelsin ölüm başım üstüne..." derken Cevdet Bağca, bu sefer İşçi Kemal isyan etti.

Yanına gittim.

"Eşim açmıyor telefonu, bir açsa, bu şarkıyı bir dinlese, beni bir anlasa" diye başladı yine acı acı anlatmaya...

"Bir şarkı değiştirebilecek mi herşeyi" dedim.

Sonrası yine sessizlik ve sahnenin uzağına dalan bir çift göz...

***

Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü 'İşçilerin hali perişan, çoğunun yuvası dağıldı' dediğinde; 'Bunu da mı devlete bağladınız' demişti ya hani bir akademisyen...

Alaycı gülümsemesini takınarak...

İşte o hocaya İşçi Kemal'i anlattım.

'Bakın havuzun başında yine, isterseniz bir tanışın, bir dinleyin' dedim.

Gözlerine bir baksa İşçi Kemal'in, işçilerin yuvasının yıkılmasıyla ekonomik istikrarın (!) ne ilgisi var, belki bir bağ kurar dedim...

Gitmedi, bakmadı, dinlemedi...

***

Hafta sonundan beri kimileri eleştiriyor festivali.

En başta da o hoca, 'çok sönüktü, taraflıydı' diyor.

Topu topu 1 saat kaldığı festivalde, DİSK Genel İş'i organizasyon yetersizliğiyle, katılımcıları 'sırf eleştiri için gelmişler' sözleriyle, işçileri 'şov' yapmakla eleştiriyor.

Şimdi şimdi anlıyorum ki, yanlış yere gelmiş hoca...

Yan salonda Bakan Çağlayan'ın '1 yılı değerlendirdiği bol rakamlı toplantısı vardı'

Hocam eleştiri duymak istemiyorsan oraya gitseydin ya...