İşçi kıyımı

Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, son yıllarda hızla artan iş kazaları ve meslek hastalıklarının nedenlerinin ortaya çıkarılması için meclis araştırma önergesi verdi. Kürkçü, en fazla iş kazası yaşanan sektörlerin, AKP hükümetinin ‘teşvik’ kapsamına aldığı sektörler olduğuna da dikkat çekti.

Türkiye’de, son 3 ay içinde onlarca iş kazası meydana geldi. Büyük kısmı medyaya yansımayan bu kazalar nedeniyle 163 işçi onlarca işçi yaşamını yitirdi, yüzlerce işçi yaralandı. BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, bu kazaların nedenlerinin araştırılması ve tedbirlerin belirlenmesi için araştırma komisyonu kurulması yönündeki önergesini TBMM Başkanlığı’na sundu. Kürkçü, önergesinin gerekçeler bölümünde, Ocak ayında 62, şubat ayında 42, mart ayında 59 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğini kaydetti. Kürkçü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 2002-2011 yılları arasında iş kazalarında ölen işçilerin sayısının 10 bin 297’ye ulaştığını vurguladı.

Türkiye’de en hızlı büyüyen sektörler olan inşaat, maden, enerji ve hizmet sektörünün en fazla can kaybının yaşandığı sektörler olduğuna dikkat çeken Kürkçü, yaralanmalar sıralamasında da inşaat, tekstil, hizmet, gıda, metal, maden, gemi inşa ve enerji sektörlerinin öne çıktığını söyledi. Kürkçü, “Bir yandan teşvik kapsamına alınan sanayilerin yine bu sektörlerde yoğunlaştığı da açık. Hükümetin teşvik verdiği bölge ve sektörlerde üretimin artması beklenen bir durum. Ancak bu sürecin daha fazla iş kazalarına yol açmaması için var olan tüzük ve yönetmeliklerin harfi harfine uygulanması ve daha önce gerçekleşen iş cinayetleri için açılmış davaların da hızla daha fazla mağduriyet yaratmayacak şekilde sonuçlanması gerekiyor. İş kazaları ve meslek hastalıklarında yakınını yitirenler merhamet değil, adalet istiyor” görüşünü dile getirdi.

‘İş kazaları önlenebilir’

İşçi ölümlerinin altında yatan nedenin, sağlıklı ve güvenli çalışmanın bir maliyet olarak görülmesi olduğunu kaydeden Kürkçü, “Sermaye bu yüzden işçi sağlığı yerine iş sağlığı kavramını kullanıyor. Yani işçilerin değil işin sağlığı, işletmenin verimliliği ön planda tutuluyor. AKP iktidarı da işçilerin can güvenliğini sağlayacak düzenleme ve denetimleri yerine getireceğine; küresel rekabeti yani işletmelerin kârlılığını gerekçe göstererek emekçileri koruyan mevcut düzenlemeleri dahi ortadan kaldırıyor ve denetim görevini gerektiği gibi yerine getirmiyor. Siyasal iktidar işçi ölümlerini ‘kader’, ‘vadeleri dolmuş’, ‘ölüm bu işin doğasında’ diye değerlendiriyor. Oysa tüm iş kazaları ve meslek hastalıkları önlenebilir” dedi.

Taşeronlaştırma ve sendikasızlaştırma

İşçi güvenliğinin önündeki en büyük engelin taşeronlaştırma, güvencesiz çalıştırma, iş güvenliğinin yeterince alınmaması ve sendikasızlaştırma operasyonları olduğunu belirten Kürkçü, “İnsan hayatı sadece istatistik değildir, insan hayatından değerli herhangi bir şey yoktur. Elbette işçilerin sağlığının korunması görevi işverenlere aittir, ama bu konuda düzenleme ve denetim yapma, ceza uygulama, gerektiğinde işyerini kapatma yükümlülüğü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na aittir. Bakanlık bu konudaki görevlerini yerine getirmeyip, bu alanda her türlü görevi üstlenmeye hazır sendikaları ve meslek odalarını saf dışı etmenin peşinde” ifadelerini kullandı.

Fotoğraf : Çiğdem YURDAGEL