116 odalı İshak Paşa Sarayı'nda türbe, cami, surlar, iç ve dış avlular, divan ve harem salonları, koğuşlar bulunuyor. Ağrı'nın gözdesi olan saray her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. Osmanlı, Selçuklu ve Avrupa barok mimarisi özelliklerini barındıran saray, Doğu Anadolu Bölgesi'nin önemli turizm destinasyonlarından biri.
Ağrı ilinin Doğubayazıt ilçesinde şehre hâkim bir tepenin üstünde bulunuyor.
Doğubayazıt’ın 7.5 km güney doğusunda bulunan saraya ulaşım oldukça kolay. Doğubayazıt ilçe merkezi, Ağrı’ya yaklaşık 90 km uzaklıkta bulunuyor. İran sınırında yer alan Doğubayazıt’a ulaştıktan sonra, Ağrı Caddesi’nden Refik Başkaya Caddesi’ni takip ederek saraya aracınızla ulaşabilirsiniz.
İshak Paşa Sarayı yol tarifi için konuma tıklayın.
İshak Paşa Sarayı’nın en dikkat çekici özelliklerinden biri, dünyanın ilk kaloriferli yapısı olması. Saray, merkezi bir sistem üzerinden ısıtılıyormuş. Her odada bulunan ocaklarda ısıtılan sıcak su, taş duvarlardaki boşluklardan geçen toprak künkler aracılığıyla yapı içinde dolaştırılıyormuş.
Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli saraylarından biri olan İshak Paşa Sarayı, aynı zamanda Lale Devri’nin de son yapısı. 7 bin 600 metrekarelik bir alana yayılan sarayın yapımına 1685 yılında İran seferinde sağ kolunu kaybettiği için ‘çolak’ lakabıyla anılan, Doğubeyazıt Sancak Beyi Abdi Paşa tarafından başlanılmış. Ancak 1685 yılında başlayan inşaat, Abdulfettah Efendi ve Mahmut Paşa döneminde sürse de, tam 99 yıl sonra Çolak Abdi Paşa’nın oğlu olan Çıldır Valisi İshak Paşa tarafından 1784’de tamamlanmış. Sarayın 99 yılda tamamlanmış olması bu ihtişamı ve ardında yatan emeği açıklıyor.
İshak Paşa Sarayı inşaatının 99 yıla yayılması, bu uzun süreçte yeni sanatsal akımların belirmesi ve saraydaki yöneticilerin değişmesi nedeniyle farklı mimari detayları barındırıyor. Planında Osmanlı saray geleneğini korunmuş olsa da, Selçuklu ve Fars mimarisinden de özellikler taşıyor. Barok ve rokoko stilinde Batı tipi süslemeler de bulunuyor. Ahıskalı ustalar tarafından kesme taş kullanılarak inşa edilen İshak Paşa Sarayı’nın taş işçiliği dünyanın en iyi örnekleri arasında gösteriliyor.
Sarayın kapılarında Selçuklu sanatı öne çıkıyor. En başta anıtsal taç kapı olmak üzere, sarayın farklı noktalarında ve mezarlığında uzun ömrü simgeleyen selvi ağacı kabartmaları bulunuyor. Sarayın en ünlü motifi, bereket, ölümsüzlük ve cenneti simgeleyen, yapının farklı noktalarında görülebilen hayat ağacı.
İSHAK PAŞA SARAYI ALTIN KAPI
Sarayın bir zamanlar en ihtişamlı unsuru altın kaplama kapısıymış. Girişteki taç kapıda yer alan bu altın kapı, gelenleri bütün görkemiyle karşılıyormuş. 1877-1878 yıllarında Rus işgali altında kalan bölgeden, 1917’de çekilen Rus askerleri saraydaki bir çok kıymetli eşyayı ve kapıyı Moskova’ya götürmüş. İshak Paşa Sarayı’nın altın kapısı, bugün halen Moskova Müzesi’nde sergileniyor. Umarım yurtdışına kaçırılıp tekrar Türkiye'ye kabulü sağlanan diğer tarihi parçalar gibi bu kapı da ana vatanına geri döner bir gün.
Bu ihtişamlı saray birden çok efsaneye konu olmuş. Bu rivayetlerden biri İshak Paşa Sarayı’nın ilk avlusunun sağında bulunan çeşmeden süt aktığıyla ilgili. Çeşmenin iki musluğunun birinden su, diğerinden süt akıyormuş. Rivayete göre, saray çevresinde yaşayan köylülerin sağdıkları süt kanallarla buraya getiriliyor ve çevre sakinlerinin faydalanması için çeşmeden akıtılıyormuş.
Bir diğer İshak Paşa Sarayı hikayesi şöyle; İshak Paşa’nın misafiri olan İran elçisi daha sonra Topkapı Sarayı’na yaptığı ziyaretinde, padişaha İshak Paşa’nın sarayının daha ihtişamlı olduğunu söylemiş. İshak Paşa da bunun üzerine görevden alınmış. Diğer bir söylenti de İshak Paşa Osmanlı’nın ekonomik sorunlarla boğuştuğu bir dönemde sarayın tamamlanması için İstanbul’a göndermesi gereken vergilerin bir kısmını kullanmış. Bu durum anlaşılınca da sürgüne gönderilmiş.
İshak Paşa Sarayı giriş ücreti 2021 yılı için 10 TL. Müze kart ile yapıyı ücretsiz gezebilirsiniz. Ziyaret saatleri;
Yaz Dönemi 08:00 - 19:30
Kış Dönemi 08:30 - 17:00