Jeremy Bowen
BBC Orta Doğu Editörü, Şam
ABD Başkanı Barack Obama'nın, adını İslam Devleti olarak değiştiren Irak Şam İslam Devleti IŞİD'le mücadele planında bazı büyük boşluklar var.
Bu boşluklardan en büyüğü ve en önemlisi de şu: Eğer IŞİD'le sahada Amerikan askerleri savaşmayacaksa, kim savaşacak?
Bu durum Irak'ta daha az sorun teşkil ediyor. Kürt Peşmerge güçleri mücadele etmeye hevesli. Eğer ihtiyaç duydukları eğitimi ve ağır silahları alabilirlerse etkin bir mücadele yürütebilirler.
IŞİD'e karşı, İran destekli Şii milis gruplar da mücadele ediyor. Şiddet yanlısı olarak nam salan bu milis gruplar İranlılar veya Hizbullah'a bağlı Lübnanlı savaşçılar tarafından eğitiliyor. Aşırı güç kazanmaları halinde, korunma amacıyla Irak'ta IŞİD'e veya diğer milis gruplara devşiren Arap Sünniler'deki gibi bir etki yaratılabilir.
Fakat bu karmaşık düşünceler ve analizler ABD'nin Suriye'ye yaklaşımına da zarar veriyor. ABD, kendi hava gücü koruması altında IŞİD'e karşı mücadele için, silahlandırılabilecek ve eğitilebilecek 'ılımlı' muhalif savaşçılar olabileceği umudunu taşıyor.
Batılı hükümetler, üç yıldan uzun bir süredir Suriye'de, hem sözleriyle hem de belki silahlarıyla destekleyebilecekleri ılımlı bir muhalefet yaratılması gayreti içindeydiler. Fakat çok az mesafe kat edildi ve Suriye içinde fazla etkili olmadı.
Terk edilmiş gibi görünen 'ılımlı muhalif güç oluşturma' fikri şimdi yeniden canlandı. Amerika'nın en üst düzey askeri yetkilisi ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey'in Kongre'de yaptığı konuşmaya bakılırsa, ABD Savunma Bakanlığı Pentagon'un, Başkan Obama'nın planlarıyla ilgili bazı şüpheleri var.
Başkan Obama'nın kesin bir dille ABD askerlerinin kara harekâtına katılmayacağını söylemesinden kısa bir süre sonra Genelkurmay Başkanı Dempsey, askerlerin kara operasyonuna katılması gerektiği yönünde bir açıklama yaptı.
Dempsey, askeri operasyonların kargaşaya sürüklenmesi durumunda veya daha da önemlisi misyonlarının başarısız olması durumunda önündeki seçecekleri açık tutmak istiyordu.
'Güvenilir müttefik bulmak zor'Amerika'nın sorunu, Suriye'deki savaş politikalarının kör düğüme dönüşmüş olması. Güvenebileceği müttefikler bulması zor olacak.
Suriyeli silahlı muhalif grupların çoğu IŞİD'den korkuyor ve nefret ediyor. Bunlardan bazıları bu yıl IŞİD'e karşı savaşmıştı. IŞİD'e karşı mücadeleleri, gruplar arasındaki ayrımların da bulanıklaşmasına yardımcı oldu. Suriye rejimine karşı tüm kaynakların bir merkezde toplanması ihtiyacı nedeniyle de benzer bir durum yaşanmıştı.
Şam'ın güneyinde arabayla yaklaşık 20 dakika mesafede bulunan Suriye ordusuna ait bir birlikle bir gün geçirdim. Cephenin diğer tarafında, yaklaşık 300 metre uzaklıkta ise silahlı muhaliflerden oluşan müşterek kuvvetler konuşlanmıştı. Bu grubun içinde El Nusra Cephesi, Suriye'nin El Kaide bağlantılı İslami Cephe örgütü ve ılımlı farz edilen Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) vardı.
Çok sayıda ÖSO savaşçıyla karşılaştım, ılımlı görüşlere sahipler, özellikle de cihatçı gruplarla kıyaslandığında. Fakat savaşçılar çoğunlukla dindar ve ortak düşmanlarına karşı cihatçılarla ittifak kurmakta bir sorun görmüyorlar. Savaşçılar ayrıca bir gruptan diğerine geçiş yapıyor.
Amerika, silahlarının veya eğittiği adamlarının El Kaide veya benzerlerine geçmesini istemiyor. Gruplar arası geçiş de bu nedenle Amerikan bakış açısına göre sorun teşkil ediyor. Ama Suriyeli silahlı muhalifler arasındaki ittifaklar akışkan ve savaşın durumuna göre değişiyor.
Amerikalıların istediği türden, sıkı ve silahların asla cihatçıların eline geçmeyeceği kadar güçlü bir kuvvet oluşturmak imkânsız olabilir. IŞİD'i yenmek için bu kuvvetleri eğitmek de bir o kadar zor olacak.
Diğer yandan, eğer gerçekleşirse, ABD bombardımanın Suriye'de yaratacağı etki de var. Suriye hava kuvvetlerinin saldırdığı bölgelerde yaşayan Suriyeliler için durum yeterince kötü. Suriye ordusunun misket bombaları, konvansiyonel hava saldırılarından daha ürkütücü.
'IŞİD dışlanmış gençlerin desteğini alıyor'Şimdi ise Amerikan baskınları ihtimali ile karşı karşıyalar. Amerika'nın bombaladığı her yerde, hedef alınan savaşçılar veya liderlerinin yanı sıra masum insanlar da ölüyor. Bu da saldırıya uğrayan gruplara olan desteği artırıyor.
Yalnızca askeri koşullara bakıldığında, IŞİD'in yenilmesi uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Fakat bazı kişiler IŞİD'e anlayış gösteriyor, özellikle de savaşacak yaşa gelen, yabancılaşmış, büyüdükleri toplumlardan dışlanmış genç erkekler.
IŞİD'in Batı demokrasilerinden çok, Sünni Arap Kraliyet ailelerine yönelik tehdidi de askeri gücü yerine, gençlere yönelik bu mesajından doğuyor.
Suudi Arabistan'ın ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin, Britanya ve Amerikalılardan çok büyük maliyetler karşılığında satın aldıkları hava kuvvetleri, IŞİD'in satın alabileceği veya ele geçirebileceği her türlü tankı devirebilecek güçte. Fakat bunu yapmaları pek olası görünmüyor, bunun nedeni, Amerikalıların kendileri için sahada konuşlanmaları değil.
Yalnızca cihatçıları değil, Sünnileri de öldürmekle, aralarında IŞİD'e katılanların da bulunduğu genç erkek nüfuslarının etkilenebileceğinden endişe ediyorlar. Bu gençler, IŞİD'in internete koyduğu videoların gücüne kapılıyorlar. IŞİD birçoklarını korkutuyor fakat cihat mesajlarını yayıyor, kendi sorunlarına zalimce yanıtlar verilmesi ihtiyacı duyanları heyecanlandırıp cesaretlendiriyor.
IŞİD, kitlesel bir başvuru arayışında değil. Disiplinli, kendi adamış ve ölüme gidebilecek kadrolar istiyor. Suriye ve Irak'ın hilafet ilan ettiği bölgeleri dışında sorun yaratabilecek çok sayıda kişiye ihtiyacı yok.
Amerika'nın Arap müttefiklerinin IŞİD'e ihtiyatla yaklaşmalarının nedeni de bu. Orta Doğu'da bir başka kanlı, uzun ve zorlu bir dönemin başlangıcı da yine bu durumdan kaynaklanıyor.