MERSİN (İHA) - Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek tarafından Mersin'de yapılan "İş Doyumu, Monotonluk, Otonomi ve Kazaya Yatkınlık" konulu araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu. 4 farklı meslek grubu üzerinde yapılan çalışmaya göre, iş doyumu düşük, işine kendi yaratıcılığını katmayan, tekrara dayalı işlerde çalışan kişiler, işyerinde kazaya daha yatkın hale gelirken, işini en çok oto tamircileri seviyor.
Araştırmanın 2005 yılında Mersin'de tezgahtar, kuaför, oto tamircisi ve büro çalışanı olmak üzere 400 denek üzerinde yapıldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Gödelek, araştırmanın denek grubunda yer alan bireylerin yüzde 59'unu kadın, yüzde 41'ini ise erkeklerin oluşturduğunu söyledi. Araştırmada, gelir düzeyindeki düşüklük bulgusunun elde edildiğini vurgulayan Gödelek, "Deneklerin bütünü dikkate alındığında yüzde 82'sinin düşük gelir düzeyinde yer aldığı görülür. Yani bu deneklerin geliri aylık 250 milyon liranın altındadır ve hepsi sigortasız çalıştırılmaktadır" dedi.
Araştırmanın temel amacının, iş doyumu, monotonluk, otonomi değişkenleri arasında bir ilişkinin varlığını test etmek olduğunu kaydeden Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek, iş doyumunun günlük yaşamı etkilediğini belirterek, şunları söyledi:
"İş doyumu, psikolojik sağlığımızla çok yakından ilgilidir. Monotonluk ve otonomi; iş doyumu üzerinde etkilidir. İş doyumu işe bağlılık, diğer bir deyişle iş yerine adanmışlık ve kazaya yatkınlık üzerine de etki yapar. Araştırmaya başlamadan evvel, iş doyumu ile işin monotonluğu ve işteki otonomi arasında bir ilişkinin olabileceği kabul edilmiştir. Nitekim araştırma sonucunda bunun farklı iş kollarında var olduğu ortaya konmuştur. İş doyumu ile monotonluk arasında negatif güçlü bir ilişki bulunmuştur. Yani monoton bir işte çalışanlar, aynı zamanda düşük iş doyumu yaşamaktadırlar. Buna karşın işlerinde bağımsız kararlar alabilen ve bunu uygulayabilenler işlerinden doyum almaktadırlar."
Araştırmada iş kazasına yatkın olduğunu söyleyen çalışanların, aynı zamanda işlerinin monoton olduğunu da ifade ettiğini kaydeden Gödelek, işinden doyum aldığını ve işini yaparken otonom olduğunu söyleyen çalışanların ise, iş kazasına yatkın olmadıklarını belirtti. Gödelek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çalışmasında otonom olan çalışanlar işlerinden doyum almakta, daha az kaza yapmakta ve işyerlerine bağlılık duygusu geliştirmektedirler. Buna karşın, işinde otonom olmayanlar, monoton bir işte çalışıyorlarsa, düşük iş doyumu yaşamakta ve dolayısıyla iş yerine bağlılık geliştirmemektedirler. İş doyumunuz düşükse, işinizi yaparken bağımsız değilseniz ve yaptığınız iş tekrara dayalıysa işyerinde kazaya daha yatkın hale geliyorsunuz."
MEÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek, araştırmada ele alınan meslek grupları içinde, iş doyumu en yüksek meslek grubunun oto tamircileri olduğu, bunları sırayla kuaförler, tezgahtarlar ve büro çalışanlarının izlediğini belirtti. Kişilerin iş yerinden doyum aldığı sürece mutlu olabileceğini ifade eden Gödelek, "İş yerinde doyumsuzluğun nedenleri, patron ya da amirin tutumu, maaş, çalışılan ortam gibi etkenler olabilir. Biz çalışmamızda doyumsuzluğun kaynağını, işin kendisinde aradık. Tekrarlara dayalı bir iş monotondur. Monoton bir iş sıkıcıdır; dolayısıyla kişinin doyumsuz olmasına yol açar. Kişi işine kendi yaratıcılığını katabiliyor, kendi tarzını yaratabiliyorsa yani otonomi varsa, işinden doyum da alır. İşimizden doyum almıyorsak mutlu değiliz. İş doyumunun bir ölçütü de işte kişinin kontrollü bağımsız kararlar almasına bağlıdır. Çalışmamda tüm bu ölçütleri denedim. İşinden doyum alan insanların, işlerinin monoton olmadığını ve yaptıkları işe kendi yaratıcılıklarını kattıklarını bulduk" diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Ertuğrul Gödelek, bir araştırmayla çok büyük genellemelere gitmenin sakıncalı olacağını, araştırmanın yine de katkı sağlayıcı özellikler taşıdığını da sözlerine ekledi.