KBB Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, “Doğuştan veya sonradan sensörinöral (sinirsel) işitme kaybına uğrayan çocukların veya yetişkinlerin, Koklear İmplant’tan her iki kulak içinde etkin bir biçimde yarar sağlanabilir” dedi.İşitme kaybına bağlı olarak gelişen sorunların çözümü, bireyin toplumsal yaşama güçlü bir şekilde katılımını sağlarken, yaşam kalitesini de arttırıyor. Bu sorunun çözümündeki en dikkat çekici uygulamalardan olan Koklear İmplant hakkında bilgi veren Acıbadem Ankara Hastanesi KBB Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, Koklear İmplant’ın klasik tip işitme cihazlarından az veya hiç yarar sağlayamayan ileri ve çok ileri derecede sensörinöral (sinirsel) işitme kaybı olanlara yardımcı olmak için tasarlanmış elektronik bir aygıt olduğunu söyledi. Dr. Titiz, “Bir Koklear İmplant sistemi iki kısımdan meydana gelir. Bunlar ameliyat ile yerleştirilen implant parçasının oluşturduğu iç kısım ile konuşma işlemcisi, kontrol ünitesi (mikrofon, hassasiyet ve ses ayar kontrolü), pil yuvası ve aktarıcı mıknatısı içeren dış kısımdır (kulak arkasına takılır). Koklear İmplantın çalışma şekline baktığımızda; sesler, dış parçadaki mikrofon tarafından alınır ve elektriksel sinyallere dönüştürülür. Dış seslerin oluşturduğu sinyaller konuşma işlemcisine ulaşır ve burada kodlanır (özel biçimde şifrelenmiş elektriksel uyarımlar). Uyarımlar aktarıcıya yollanır ve buradan radyo dalgaları vasıtasıyla deriden geçip implant'a ulaşır. İmplantın, koklea'da bulunan elektrotlarına bir dizi elektriksel uyarım kurgusu yollanır. Elektriksel olarak direkt uyarılan işitme siniri uyarımları alır ve beyindeki üst merkezlere yollar. Beyin bu sinyalleri ses olarak algılar” diye konuştu.Doğuştan veya sonradan sensörinöral (sinirsel) işitme kaybına uğrayan çocukların veya yetişkinlerin, Koklear İmplant’tan her iki kulak içinde etkin bir biçimde yarar sağlayabileceğini belirten Uzman Doç. Dr. Titiz, “Tabii ki bu sistemin uygulanmasından ne kadar yarar sağlanacağını kesin tahmin etmek mümkün olmamakla birlikte çeşitli değerlendirmeler uygulamanın başarısı için gereklidir. Bu değerlendirmeler özel implant merkezi olan kurumlarda, pek çok aşamayı içerecek şekilde multidisipliner bir ekip tarafından gerçekleştirilir” dedi.Uzman Doç. Dr. Titiz, şöyle devam etti:“Genel olarak koşullar sağlandığında adaylarda, 5 yaşından önce tercihen 3 yaştan önce Koklear İmplant uygulaması yapılırsa çalışmalar implant başarısının en yüksek olduğunu göstermektedir. Ne kadar uzun süre ileri derecede işitme kaybı ile yaşanmışsa, implanttan yarar elde etme de o kadar azalacaktır. Çocuklarda olduğu gibi lisan yaşı ile kronolojik yaş arasındaki fark 3-4 yaş üzerinde ve işitme cihazı deneyimi olmamış ise implant uygulaması başarısı büyük ölçüde azalmaktadır. Her açıdan ameliyat için hazır olan aday için Koklear İmplant operasyonu genel anestezi altında yaklaşık 2-4 saat sürer. Koklear İmplant operasyonu riski diğer kulak operasyonları ile eş değerdedir. Kulak arkasındaki operasyon bölgesinde saç traş edilir. Kulak arkası kemikte implant için yer açılır. İç kulağa küçük delik açılır. Elektrot taşıyıcısı kokleaya (iç kulağa) sokulur. Elektrot taşıyıcısı ve implant paketi sabitlenir. Yara kapatılmadan önce elektrot fonksiyonu test edilir. Genellikle hastalar ayıldığında rahatsızlık duymaz. Ameliyat sonrası enfeksiyon riski açısından koruyucu antibiyotik tedavisi verilir. Hastanın ihtiyacı olursa ağrı kesici verilebilir. Hastalar genellikle aynı gün içinde ayağa kalkarlar. Hastanede kalış süresi genellikle 3 ila 5 gün kadardır. Konuşma işlemcisi operasyondan 3-6 hafta sonra takılır. Bu işlem odyolog tarafından yapılır. Her kullanıcı için özel olarak ayarlanır. Konuşma işlemcisinin programı sesin tınısı, gürlüğü ve zamanlama ayarlarını içermektedir. Bu ayarlama sırasında konuşma işlemcisi bilgisayara bağlanır. Bilgisayar, kontrol edilmiş seviyelerde sinyaller üretir. Kullanıcı için duyabileceği en az ses seviyesi (eşik seviyesi) ve en yüksek fakat rahatsız etmeyen ses seviyesi (en rahat seviyesi) belirlenir Kokleanın içindeki tüm elektrotlar için bu iki seviye ayrı ayrı saptanır. Bu bilgi kullanılarak bir program yaratılır. Bu program, sesleri bu iki seviyenin arasında yerleştirir. Böylece sesler duyulur, fakat hastayı rahatsız etmez. Takip eden seanslarda bu program tekrar ayarlanır. Takip sürecinde, kullanıcı ve ailesi koklear implant ekibi tarafından en büyük yararı sağlamak için düzenlenmiş takip programına mutlaka uymalıdır. Takip programı, kliniklere bağlı olmakla birlikte aşağıdakileri aşamaları kapsayabilir.”Sonuç olarak, ilk tek kanallı implantın takıldığı 1961’den bugüne, koklear implant uygulanan hastalarda dikkat çekici sonuçlar alınacağını kimsenin tahmin edemeyeceğini kaydeden Uzman Doç. Dr. Titiz, “Ülkemizde de 1987 yılında Eskişehir’ de Dr. Bekir Altay tarafından başlatılan ve bugün Ankara Acıbadem Hastanemiz gibi sayılı özel ve devlet hastanelerinde yapılabilen koklear implant uygulamalarındaki gelişmelerin gelecek yıllarda artarak devam edeceği açıkça görülmektedir” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz