Son devrin İslam âlimlerinden merhum Ahmed Davudoğlu, ölümünün 30. yıldönümünde düzenlenen programla anıldı.
İstanbul Fatih Ali Emir-i Kültür Merkezi’ndeki anma programı Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılış konuşmasını yapan İlahiyatçı Cihangir Boz, Ahmed Davudoğlu Hoca’nın hayat hikayesini anlattı. Davudoğlu’nun damadı İbrahim Yıldız, Davudoğlu’nun eserlerinin yıllarca nasıl unutturulmaya çalıştığını, yıllarca süren hukuk mücadelesinin ardından kitaplarının 30 yıl sonra yeniden bastırdıklarını söyledi.
Programı organize eden İBB Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Selamet, Ahmed Davudoğlu’nu tanımaktan şeref duyduğunu, gençlerin Hoca’yı, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile karıştırdıklarını ifade etti.
Selamet, Davudoğlu Hoca’nın adının yaşatılması amacıyla en kısa sürede bir sivil toplum kuruluşu çatısı altında araştırmalar yapılması gerektiğini ifade ederek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak her türlü yardıma hazır olduklarını bildirdi.
“HOCAMIZ KAYA GİBİ BİR FAKİHTİ”
Programın moderatörlüğünü Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ümit D. Arınç’ın yaptığı anma programında ilk sözü Prof. Dr. Cevat Akşit aldı. Akşit, “Memleketimizde bin yıldır bir itikat birliği vardır. Bu dış ülkelerde mevcut değil. Bunu da dış güçler istismar ediyorlar. Günümüzde televizyonlarda her kafadan bir ses çıkıyor. Değişik fikirleri empoze ediyorlar. Gerçek gizleniyor, saklanıyor. Bu düşünce tarzını çok tehlikeli buluyorum” dedi.
“Hocamız kaya gibi sarsılmaz bir Ehli sünnet alimiydi” diyen Akşit, “Bir Fakih idi. Bize de bu ruhu aşıladı. Ben kendisinin dersinde okudum. ‘Arkadaşlar İmam-ı Azam’ın gölgesine sığındık, biz de bir şeyler yapalım’ diyordu. Onların açtığı yoldan neler geldi geçti. Hocamız bize kaya gibi sarsılmaz bir iman ile ehlisünnet itikadının da savunucusu olmayı öğretmiştir. Biz de bu yolda Edirnelere sürüldük. Ben Hocamızın izinden gidiyorum. Ehli Sünnet’in izinden gidiyorum. Kendisinden özel ders almıştım. Ölümünden 4 gün evvel ziyaretine gittim. O zaman zor nefes alıyordu. Ağladı. ‘Nihayet beni anlayan bir talebem karşımda, Allah razı olsun’ dedi. Onu çileden çıkaran arkadaşlarımız halen bizlerle bile uğraşıyorlar” diye konuştu.
Gazeteci Yazar Mehmet Şevket Eygi ise Ahmed Davudoğlu’nun sıradan bir alim olmadığını, 30 yıl önce bugünleri görebilecek uzak görüşlü keramet sahibi bir hoca olduğunu söyledi. Eygi, “Bugün birbirinden kopuk binlerce fırka cemaat ve birliğe ayrıldık. İslam düşmanları İslami bu ülkeden kazımak için içimizdeki bir takım adamlara fesat çıkarttırmak suretiyle bizi bugünkü hale sürüklediler. İslam’da çeşitlilik vardır ama tefrika haramdır. Bugün o hale geldik ki kaderi inkar eden var. Bugün 4 hak mezhepte haram olarak görülen mut’a nikahı kıyıyor. Düşük faizli kredi alınabilir diye fetva veriyorlar. Davudoğlu Hoca bunları 30 yıl önce gördü” dedi.
İSLAM KANUNU ÖNERİSİ
İslam alimlerinin bir araya gelmesini isteyen Eygi, bir kanun niteliğinde ehli sünnet hareket tarzıyla ilgili yazılı bir metin oluşturulmasını önerdi. Eygi, “Bugün bir sapık şahsın kitapları Müslümanlara seve seve okutulmaya çalışılıyor. Kitabın içinde Peygamberimize hazret bile denmiyor. Allah’ın yalnızlık sıfatından bahsedilirken bir put örnek veriliyor. Bu beni çok üzüyor. İlahiyat fakültesi öğrencisi Allah’ın 14 sıfatını dahi bilmiyor. Mezhep kavgalarından bunu öğrenmeye fırsat bulamamış. Bugün ehlisünnet tehlikededir. Ahmed Davudoğlu Hoca’nın tercümesini yaptığı kitap Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri Avrupa normlarına uymadığı gerekçesiyle basmadı. Ehlisünnet bir gün yıkılırsa altında ilk olarak Sünniler kalacaktır. Bunu unutmayın” şeklinde konuştu.
Anma programı diğer katılımcıların kürsüdeki konuşmalarıyla sürdü.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz