YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

İslam Dünyasını Ayağa Kaldıran Filme Tepkiler

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İslam dünyasını ayağa kaldıran “Müslümanların Masumiyeti” isimli filmle...

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, İslam dünyasını ayağa kaldıran “Müslümanların Masumiyeti” isimli filmle ilgili yaptığı değerlendirmede, "Sapkın ve zehirli bir zihniyetin ürünü olarak hazırlanan provokatif bir filme karşı uluslararası toplumun kesin ve net bir duruş sergilemesi gerekir. Bu noktada şu uyarıyı da samimiyetle yapmak durumundayız. Filme karşı gösterilen tepkilerin de meşru zeminde kalması, şiddetten kaçınılması elzemdir" dedi.

Bağış, Uluslararası Demokrasi Günü dolayısıyla bir mesaj yayınladı. 2007 yılından itibaren idrak edilmeye başlanan 15 Eylül Uluslararası Demokrasi Günü’nde Türkiye olarak ileri demokrasi kararlılığını vurguladıklarını belirten Bağış, "İnsanların hak ve taleplerinin yönetimlere maksimum düzeyde yansıdığı bir anlayışın dünyaya hakim olması yönündeki arzumuzu beyan ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Bugün vesilesiyle hak ve özgürlük talebinde bulunan vatandaşlarına şiddet ve zulüm uygulayan, masum sivillere göz kırpmadan kurşun yağdıran zihniyeti bir kez daha reddettiklerini, insanlığın bu lanetli zihniyetten arınacağı günlerin yakın olduğunu ümit ettiklerini ifade eden Bağış, halkının taleplerine yabancı olan, bu talepleri şiddetle bastıran hiçbir yönetimin meşru da kalıcı da olamayacağını vurguladı. Öte yandan hiçbir anlayışın başkalarının kutsalına hakaret etme özgürlüğünü de meşru gösteremeyeceğini kaydeden Bakan Bağış mesajında şöyle dedi:

"Bu bağlamda sapkın ve zehirli bir zihniyetin ürünü olarak hazırlanan provokatif bir filme karşı uluslararası toplumun kesin ve net bir duruş sergilemesi gerekir. Bu noktada şu uyarıyı da samimiyetle yapmak durumundayız. Filme karşı gösterilen tepkilerin de meşru zeminde kalması, şiddetten kaçınılması elzemdir. 15 Eylül Uluslararası Demokrasi Günü’nde şu gerçeği de özellikle hatırlatmak gerekir. İslam ve demokrasinin bir arada var olamayacağına ilişkin pompalanmaya çalışılan düşünce kesinlikle reddedilmeli ve İslam dünyası bu tuzağa düşmemek için hassasiyetle hareket etmelidir. Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olarak bu zehirli düşünceye tek başına bir meydan okumadır ve bu meydan okumayı da Avrupa Birliği sürecindeki kararlılığıyla taçlandırmaktadır."

Türkiye’nin demokrasi tarihinin gelgitlerle dolu bir tarih olduğuna işaret eden Bağış, son 10 yıla kadar Türkiye'de sıklıkla yaşanan demokrasi kesintilerinin Türk milletinin kaderi haline geldiğini, bu demokrasi kesintileri neticesinde Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecinde de 40 yılı aşkın süre içerisinde kayda değer bir ilerleme sağlanamadığını ifade etti. Bağış şunları kaydetti:

"AK Parti hükümeti olarak göreve geldiğimiz ilk günden itibaren istikrar ve güven zemininde ülkemizin demokratik standartlarını ileriye taşımak, ileri demokrasi hedeflerimize ulaşmak için tam bir kararlılık sergiledik. Bu kararlılığımız neticesinde Avrupa Birliği sürecinde de 45 yılda yapılamayanı 2 yılda başararak Kopenhag Kriterleri’ni yerine getirdik ve 17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği’nden müzakere tarihi aldık. 3 Ekim 2005 tarihinde başladığımız katılım müzakerelerinde her ne kadar siyasi engellerden dolayı istediğimiz ve hak ettiğimiz noktada olamasak da Türkiye’nin reform ve ileri demokrasi kararlılığıyla birçok AB üyesi ülkenin önünde bir performans sergilediği aşikardır. Bu kararlılıkla son 10 yılda hayata geçirdiğimiz reformlar ülkemizin uluslararası imajını da olumlu yönde değiştirmiş, Türkiye daha dinamik, daha saygın, daha etkin bir ülke olarak konumunu güçlendirmiştir. Bir ülkede demokrasinin güçlendirilmesinin en önemli ve olmazsa olmaz unsurlarından biri kuşkusuz sivil toplumun da güçlendirilmesidir. Bu anlayışla Avrupa Birliği Bakanlığı olarak 2008 yılından bu yana uyguladığımız ‘Sivil Toplum Diyaloğu Programı’ ile sivil toplum kuruluşlarımızla yakın çalışıyor, kendilerine çeşitli programlarda destek sağlıyoruz. Önümüzdeki günlerde başlayacak Sivil Toplum Diyaloğu programının üçüncü ayağında da ‘siyasi kriterler’ ve ‘medya’ alanlarında sivil toplum diyaloğunu güçlendirmek amacıyla sivil toplum örgütlerinin demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanındaki projelerine hibe verilmesi öngörülmektedir. Bu projeler aracılığıyla bir yandan ülkemizde demokrasi kültürünün geliştirilmesinde önemli rol oynayan sivil toplum kuruluşlarının kurumsal kapasitesinin artırılması, diğer yandan da demokrasi ve hukukun üstünlüğü bakımından AB ülkelerindeki bilgi ve birikimin paylaşılması, yürütülecek işbirliği ve diyalogla bu alandaki karşılıklı anlayış ve etkileşimin artırılmasını hedefliyoruz. Yaklaşık bütçesi 6 milyon euro olacak bu program ile ayrıca insan hakları bilincinin artırılması, mülteci ve göçmenlerin insan hakları, sosyal açıdan korunmasız gruplara ayrımcılığın önlenmesi, ifade özgürlüğü, kültürler, dinler ve farklı inançlar arasında diyalog, siyasi kültür ve demokratik katılımcılık ile adalet sistemi alanlarında geliştirilecek projelere de destek sağlayacağız. Uluslararası Demokrasi Günü’nü bir kez daha tebrik ediyor, ileri demokrasi standartlarını yakalamış bir Türkiye hedefiyle reform sürecinde yolumuza kararlıkla devam edeceğimizi belirtmek istiyorum."

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler