43 kişiyi katleden, 40'a yakın farklı hapishanede kalan Antep Canavarı'nı diğerlerinden farklı kılan bir özelliği de Nazım Hikmet ile aynı koğuşta kalmış olması. İşte gündeme damga vurarak hafızalarda kalan ve Türkiye'nin kan donduran cinayetlerini işlemiş olan seri katiller...
Türkiye'nin kan donduran cinayetleri
HRİSTO ANASTADİYADİS AHİLYA (HRİSANTOS)
1915 yılında ortaya çıkan ve Türkiye kriminoloji tarihinin bilinen ilk seri katili olan Hristo Anastadiyadis Ahilya'nın daha çok polisleri öldürmeyi tercih ettiği söyleniyor. Sabıka kaydına göre 1898 doğumlu ve Osmanlı tebaasına bağlı bir terzi çırağı olduğu bilinen Hristo Anastadiyadis Ahilya'nın cinayetleri işleyiş tarzı sebebiyle başka devletler tarafından gönderilmiş bir ajan olabileceğine dair rivayetler mevcut. Bir baskın sırasında polisler tarafından öldürülmüş.
ABDULLAH PALAZ ( ANTEP CANAVARI ABDULLAH DAYI)
Türkiye'nin en bilinen seri katillerinden Abdullah Palaz. Nam-ı diğer "Antep Canavarı Abdullah Dayı" idi. Kimileri kendisini şehir eşkıyası kimileri ise namus bekçisi olarak tanımlıyormuş. Bir dönem Nazım Hikmet'le de aynı koğuşu paylaştığı biliniyor. 43 kişiyi öldürmekten 40'a yakın hapishanede tam 48 yıl hapis yatmış. Palaz hakkındaki bir kitapta, Nazım Hikmet ile aynı koğuşta olma koşulu ile cezaevi müdürüne onu öldürmeyeceğini söylediği ve Nazım Hikmet'in başka bir ceza evine nakledilmesinin ardından da müdürü öldürdüğünden bahsediliyor.
ALİ KAYA (BEBEK YÜZLÜ KATİL)
Ali Kaya, ilk cinayetini 1997 yılında işledi. Amcası Celal Kaya'yı öldürdükten sonra 5 yıl hapis yattı. Cezaevinden çıktığı zaman ise annesine tecavüz eden Zeynel Abidin Gümüş'ü öldürdü. İşlediği bu cinayetin ardından akli dengesinin yerinde olmadığına dair rapor alan Kaya, daha sonra da kapalı yerlerde duramayacağına dair bir rapor alarak hastaneden çıkartıldı. Alanya'da beş kişinin daha ölümüne sebep oldu. Kişilik bozukluğu sebebiyle tekrar hastaneye yatırılan Kaya, bu kez de benzer suçlardan orada bulunan Ayhan Kartal'ı bıçaklayarak öldürdü. Şanlıurfa Yarı Açık Cezaevi'ne sevk edildikten 1 yıl sonra buradan da kaçmayı başardı, 2004'te ise Alanya'da yakalandı.
SÜLEYMAN AKTAŞ (ÇİVİCİ KATİL)
Denizli'deki Türkiye Elektrik Kurumu Müessese Müdürlüğü'nde hat işçisi olarak görev yapan Süleyman Aktaş, 31 bin 500 volt elektrik akımına kapılıp ağır yaralandı. Bu olayın ardından beyninde hasar meydana gelen Aktaş, halüsinasyonlar görmeye başladı. Antalya'da Nuri Keskin adında bir başkomiseri öldürdü ve tutuklanarak Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. Beş yıla yakın tedavi gördükten sonra taburcu oldu ve memleketi olan Denizli'nin Çambaşı Köyü'ne döndü. 1994 yılında dört komşusunu boğarak öldürdü ve kafalarına çivi çaktı. İfadesinde "Çivi görünce dayanamıyorum, insanların kafasına çakmak istiyorum." diyen Aktaş, halk arasında "Çivici Katil" olarak anılmaya başlandı. Tekrar akıl hastanesine sevk edilen ancak buradan da kaçmayı başaran Aktaş, yakalandıktan sonra bu kez de koğuş arkadaşı Ömer Yılmaz'ı taşla yaraladı.
ADNAN ÇOLAK (ARTVİN CANAVARI - BALTALI KATİL)
1992-1995 yılları arasında Artvin ve çevresinde 11 kişiyi öldüren Adnan Çolak, kendine kurban olarak 65-95 yaş arası kişileri seçmişti. Kadın kurbanlarından 6'sına da tecavüz eden Çolak, insanları baltayla öldürdüğü için "Baltalı Katil" ve "Artvin Canavarı" olarak anılmaya başlandı. Yaralı olarak kurtulan birinin ifadesi sayesinde yakalanan Çolak, işlediği cinayetlerle ilgili "Yaşlı insanları öldürüyorsam da bunlar zaten zamanlarını doldurmuşlar. Onlar bizim yerimize fazladan yaşıyorlar. Belki de bizim kısmetimizi yiyorlar. Hem kendimi tatmin ediyordum, hem de onları öldürerek toplumu rahatlatıyordum." dedi. 112 yıl hapis cezasına çarptırılan Çolak, "Rahşan Affı" ile 2005 yılında serbest bırakıldı.