Samsun Ticaret ve Sanayi Odası'nın "Üreten Samsun'un Yıldızları Ödül Töreni"nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Diyorlar ki 'Hükümet kendisini yargıya götürmekten koruyor'. Çıksın bir kişi bunu ispat etsin, ben bu görevden ayrılırım" dedi.
Başbakan Erdoğan, Canik Kültür Merkezi'nde yapılan Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) "Üreten Samsun'un Yıldızları Ödül Töreni"ne katıldı. Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu'nun açılış konuşması ile başlayan ödül terini, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün konuşması ile devam etti.
Bakan Nihat Ergün, Türkiye'nin elde ettiği başarıda iş adamlarının emeğinin büyük olduğunu, işadamlarının Türkiye gibi ülkelerin en önemli değeri olduğunu ve bu değerin bugün ödüllendirildiğini vurguladı.
YAN GELİP YATMAK YOK
Bakan Ergün'ün ardından kürsüye Başbakan Erdoğan çıktı. Başarılı girişimcileri tebrik ederek konuşmasına başlayan Erdoğan, Türkiye'nin ekonomide geldiği noktaya dikkat çekti. Sağılıklı bir büyümenin özel sektör eliyle olduğunu kaydeden Erdoğan, "Özel sektörü teşvik ettik, ediyoruz. Yolu açtık. Özel sektörümüz de bu yoldan ilerledi, ilerliyor. Türkiye içinde birçok kronik sorun var. Bunları tek tek çözüyoruz. Yan gelip yatmak yok. Koşacağız. Çünkü Türkiye'ye yakışan neyse onu başarmanın gayreti içindeyiz.
Bazı yaklaşım tarzları bizi üzüyor. Bu da bu topluma umutsuzluk pompalıyor. Kimsenin bu topluma umutsuzluk pompalama hakkı yok" diye konuştu.
Yapılanların ortada olduğunu, göreve geldiklerinde Karadeniz Sahil Yolu'nun 15 yılda yüzde 35 oranında yapıldığını, kendilerinin 4 yılda yüzde 65'i yaparak yolu tamamlandığını anlatan Başbakan Erdoğan, "Dürüst davranın. Buyurun Sinop yolu. Yanlışlıklara rağmen orayı da artık bitiyoruz. Samsun-Ankara da bitti. Samsun'un bir limanı varken, artık 3 limanı var" şeklinde konuştu.
GECELİK FAİZ DÜŞÜRÜLMELİ
Türkiye'nin büyümede dünyada 4., Avrupa'da 1. sıraya yükseldiğini kaydeden Erdoğan, "Bunlar nasıl oluyor? Mali disiplin, güven ve istikrarı temin etmekle oluyor. İş adamlarımız ile omuz omuza verdik ve bu başarıyı yakaladık. 3 yıldır IMF ile kopuğuz, onunla anlaşma yapmadık. İş adamları IMF ile anlaşma yapılmasını istedi. Bizden önce gelenler IMF'ye 'Emir buyurdunuz' deyip istekleri kabul ediyordu. Biz hayır, dedik. Bizden bağımsız kurullar istediler. Biz zaten ne çekiyorsak bağımsız kurullardan çekiyoruz. Bizden önceki hükümet IMF'den 30 milyar dolar borç aldı, bize 23 milyar dolarla devretti. Biz ödedik, ödedik, ödedik 6.5 milyar dolara düşürdük. Merkez Bankamızın kasasında 75 milyar dolar döviz rezervi var. Allah aşkına bir taraftan borç ödenecek ve bir taraftan da Merkez Bankası'nı 75 milyar dolara getirilecek" dedi.
"Yüzde 6.5 gecelik faizi bile fazla buluyorum" diyen Başbakan, "Bunun daha aşağı inmesi gerektiğini söylüyorum. Bu benim Başbakan olarak inancım. Temenni ederim de gerekli adımlar atılır" ifadelerini kullandı.
ARTIK ÇETELER YOK
"Sakın parası olan yastığın altına bekletmesin, banka hesaplarında bekletmesin, yapsın yatırımını" çağrısında bulunan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu iktidara güvenin. Hiç endişeniz olmasın ve yatırımınızı yapın. Artık illegal çeteler vardı ve bunlar sürekli siyasete müdahale ediyorlardı. Artık bunlar yok. Bu çetelere karşı amansız mücadelemiz oldu. Çok kirli senaryolar vardı. Tam uygulama aşamasında bunlar deşifre oldu. Artık Türkiye'de çeteler yok."
"İSTİFA EDERİM"
Konuşmasında Anayasa değişikliğine değinen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Özellikle bir şeyi ifade edeyim. Bir sürecin içindeyiz. Çok fraklı noktalara bazı konular çekiliyor. Anayasa değişikliği süreci içindeyiz. Biz Anayasa'yı niçin değiştiriyoruz? Gönül isterdi ki daha büyük bir değişiklik yapalım. Ama anlaşabileceğimiz bir muhalefet yok. 26 maddelik bir paketle halkımızın karşısındayız. Bu paket bütün dertlerimizin çaresi değil. Eksikleri var ama bütün dertlerin çaresine kapıyı aralıyor. İnşallah 2011 yılından sonra çok daha kapsamlı bir Anayasa'yı geniş bir katılımla yaparız. Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, diyorlar ki, 'Hükümet kendisini yargıya götürmekten koruyor'. Bizim ne Anayasa Mahkemesi'ne Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu'nda bir tane temsilcimiz yok. Bizim tarafımızdan atanan bir tane kişi yok. Çıksın bir kişi bunu ispat etsin, ben bu görevden ayrılırım. Böyle bir şey yok.
Burada hazmedemedikleri şu: Samsun'daki, Rize'deki, Edirne'deki, Van'daki hakim ve savcı, bunları biliyorsunuz bunlara 'ilk kademe mahkemeleri' deniyor. Bunlar 10 tane HSYK'ya temsilci gönderebilecekler. Ne diyor buna muhalefet, 'İktidar atama yapacak' diyor. Ne alakası car. AB üyesi ülkeleri bakın, Amerika'ya bakın hepsinde federal meclislerin, federal konseylerin hatta hükümetlerin ataması var. Bizde HSYK'da ne TBMM'nin ne de hükümetin ataması var. Sadece Adalet Bakanımız orada yer alıyor, bir de Adalet Bakanımızın müsteşarı. Onlar daha önce zaten vardı, bunlar yeni bir şey değil. 'Hükümet burayı ele geçiriyor' diyorlar. Siz bunu önce yaptınız. Toplamda 3 bin kişiyi buralara atadınız. Bunları bu millet biliyor. Referandumla ilgili dağıtılan broşürleri işadamlarımız inceleme fırsatı bulursa, o zaman inanıyorum ki işin gerçeği nedir onu göreceksiniz."
Başbakan, "Pakistan'ı da unutmayın" çağrısıyla konuşmasını tamamladı.
İHA