MUSTAFA KURT - Alanya Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Osman Eravşar, "Anadolu'da Selçuklu döneminden günümüze ulaşan bir çarşı bulunmuyor. Arkeolojik araştırmalar bunu ispatlarsa Alanya'nın bu çarşısı Selçuklu'dan günümüze kadar gelen Anadolu'daki tek çarşı olacak." dedi.
Anadolu Selçuklu Hükümdarı 1. Alaaddin Keykubat'ın 13. yüzyılda fethederek ikinci başkent yaptığı Alanya'daki tarihi kalede bulunan ve fetihten hemen sonra inşa edildiği düşünülen "Selçuklu Çarşısı" gün yüzüne çıkarılıyor.
Akdeniz Üniversitesi Ortaçağ Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı ve Alanya Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. Osman Eravşar önderliğinde bu yıl Alanya Kalesi'nde başlayan kazı çalışmalarında, mezarlık olan alanın, Selçuklular döneminde çarşı olarak kullanıldığı bulgularına ulaşıldı.
Yaklaşık 30 kişilik bir ekip tarafından kalede 2 ay 10 gün süreyle gerçekleştirilen kazı çalışmaları, "Selçuklu Çarşısı" içindeki mezarlık alanlarının taşınmasının ardından devam edecek.
Eravşar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın fethettiği Alanya'nın ticaret bakımından önemli bir liman kenti haline geldiğini söyledi.
Alanya'nın tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını anlatan Eravşar, kentsel anlamdaki en önemli gelişmenin Selçuklular döneminde olduğunu ifade etti.
Osmanlı döneminde Alanya'da nasıl bir kentsel değişimin olduğu hakkında çok fazla bilgiye sahip bulunmadıklarını kaydeden Eravşar, burada Kanuni döneminde bir Venedik kuşatması yaşandığını, Venedik donanmasının Alanya Limanı'nın önüne kadar geldiğini, bu sırada çıkan fırtına nedeniyle kuşatmadan vazgeçildiğini bildiklerini dile getirdi.
Kazı çalışmaları sırasında, Kanuni döneminde Alanya surlarında sağlamlaştırmalar yapıldığını belirlediklerini anlatan Eravşar, "O esnada da Alanya Kalesi Yarımadası'nda da bir cami (Süleymaniye Camisi) inşa ediliyor. Aslında bu cami Selçuklu mescidi üzerine inşa edildi ve Selçuklu dönemi mescidinin mimari parçaları kullanılmış." dedi.
Selçuklular döneminde yapılan mescit ile kalede bir çarşı sisteminin geliştirildiğini düşündüklerini belirten Eravşar, çarşıdaki yenileme hareketlerinin ise Osmanlı döneminde yapıldığı düşüncesine sahip olduklarını vurguladı.
Tarihi yayınlarda çarşının 16. yüzyıla tarihlendirilmesine rağmen bugüne kadar burada bir arkeolojik kazı çalışması yapılmadığına dikkati çeken Eravşar, "Yaptığımız kazı çalışmaları ve araştırmalarda bir mezar kitabesi tespit ettik. Bu kitabedeki tarih, hicri 1087 yılını veriyor. Bu da 1676 tarihine tekabül ediyor. Yani buradan çıkaracağımız sonuç şu, Kanuni dönemi 16. yüzyılın 3. çeyreği düşünülecek olursa bir 70-80 yıllık süreç içerisinde burada bir tahribat olmuş. Bir felaket veya bir başka nedenden dolayı çarşının mezarlık olarak kullanılmaya başlandığını düşünüyoruz." diye konuştu.
- "Selçuklu'dan günümüze ulaşan tek çarşı"
Arkeolojik araştırmalarda çarşının mimari formuna bakıldığında, uzun bir dar sokak ve bunu doğu-batı doğrultusunda kesen dikey ikinci bir sokaktan oluştuğunu anlatan Eravşar, şöyle devam etti:
"O alana baktığımızda şunu gördük, Selçuklu'dan gelen veriler var. Başlangıçta söylediğimiz hipotezden uzaklaşmadık. Burası Selçuklu dönemine kadar giden bir çarşı. Bu açıdan çok önemli çünkü Anadolu'da Selçuklu döneminden günümüze ulaşan bir çarşı bulunmuyor. Arkeolojik araştırmalar bunu ispatlarsa Alanya'nın bu çarşısı, Selçuklu'dan günümüze kadar gelen Anadolu'daki tek çarşı olacak. Bu açıdan çok önemli."
Kazı sırasında, buradaki hayatın çok daha eskiye gittiğine dair veriler de elde ettiklerini belirten Eravşar, bölgedeki yerleşmenin milattan önce 330'da başladığını ve kesintisiz devam eden bir yerleşmenin olduğunu bildirdi.
Alanya'nın UNESCO sürecine de değinen Eravşar, bölgenin UNESCO'nun Kültürel Miras Listesi'nde yer alması için buradaki ticaret dokusunun bir parçası olan çarşının, geleneksel değerlerle korunması, yaşatılması ve aynı nitelikte hizmet sunulması gerektiğini anımsattı.
Eravşar, "Bu dükkanlar 16. yüzyılda nasıl bir işleve sahip ise o işlevin günümüzdeki kullanımıyla modernize edilerek yaşatılmasının gösterilmesi gerekiyor. Bu hem kendi kültürümüzün bir gereğidir, hem de buraya gelen insanlara Türk kültürünü ve çarşı kültürünü tanıtmak açısından önemlidir. Bu çerçevede restore edilirse yaşatılırsa gelecek adına önemli bir kazanım olacağını düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
- "Mezarlar, mezarlık olarak görülen yerlere nakledilecek"
Kazılar sırasında bölgede yaklaşık 40 mezar tespit ettiklerini bildiren Eravşar, bunlardan bir kısmının tarihi, bir kısmının da yakın tarihli (1960-70'li yıllar) mezarlardan oluştuğunu kaydetti.
Çarşının yeniden hayata geçirilmesi için mezarların taşınacağını aktaran Eravşar, "Gerekli izinler alındı. Yasal olarak bir engel yok. Usulüne uygun olarak bu mezarlar yan taraftaki koruma amaçlı imar planında mezarlık olarak görülen yerlere nakledilecek. Bu vesileyle de sahipsiz kalmış, yıkık dökük mezarlar da bir anlamda elden geçirilecek. Bizim kendi kültürümüze tarihimize ve geçmişte yaşayan insanlarımıza saygının bir gereği olarak da en azından kabirler daha bir belirgin hale gelmiş olacak." dedi.