İsrail ordusu, geçtiğimiz günlerde Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan ve yaklaşık 1,1 milyon kişiden oluştuğu belirtilen Filistinlilerden bölgenin güneyine geçmelerini istedi.
İsrail'in Filistinlilerden Gazze Şeridi'nin kuzeyini terk etmesini istemesinin üzerinden birkaç gün geçmesine rağmen, bölge, güney ve orta kesimlere gidenlerin yerlerinden edildikleri evlerine doğru ters bir göç hareketine tanık oluyor.
İsrail'in hava saldırılarından kaçmak için Gazze Şeridi'nin güney ve orta kesimlerine yönelen Filistinliler, dün akşamdan bu yana bölgenin kuzeyindeki kentlere geri dönmeye başladı.
İsrail güçlerinin şiddetli hava saldırısına rağmen kuzey bölgelerinde gönüllü bir geri dönüş hareketi gözlemleniyor. Bunun, Gazze Şeridi'nin güney ve orta kesimlerine de düzenlenen ve çok sayıda kişinin ölümüne yol açan aralıksız saldırıların ardından gelişen istikrarsız güvenlik koşullarının bir sonucu olarak başladığı belirtiliyor.
Resmi açıklama yapılmasa da İsrail'in güney bölgelerine saldırılarında yaklaşık 150 kişinin hayatını kaybettiği, 300'den fazlasının da yaralandığı tahmin ediliyor.
Kuzey bölgelere yeniden dönülmesinin sebepleri arasında Filistinlilerin güney bölgelerde yaşama dair ihtiyaçlarını bulamaması da yer alıyor.
Saldırılara rağmen evine dönenlerden Nizar Abdulkerim (40), AA muhabirine yaptığı açıklamada, 5 kişilik ailesi ile 3 gün önce Han Yunus'a gittiklerini ifade etti.
Ancak İsrail'in buraya sığınanlara da saldırdığını ve bazı kişilerin ölümüne yol açan hava bombardımanı nedeniyle Gazze kentine geri döndüklerini kaydeden Abdulkerim, "Ailemle burada yaşayamadık, evimize dönmeye karar verdik." dedi.
Abdulkerim, yerinden edilenlerin yaşadığı alanların zaten aşırı kalabalık olduğunu, sistemli bir şehir olmaması nedeniyle hizmetin de bulunmadığını söyledi.
Filistinli, "Yaşamsal hiçbir ihtiyacımız olmaksızın orada yaşamaktansa evimde ölmeyi tercih ederim. Özellikle Gazze Şeridi'nde havaların soğumaya başlamasıyla birlikte çocuklar battaniye ve yatak sıkıntısından dolayı orada uyuyamıyor." diye konuştu.
Abdulkerim, bu nedenle tüm aile üyeleriyle birlikte evine dönmeyi tercih ettiğini, babası ve kardeşlerinin de aileleriyle geri döndüğünü aktardı.
Filistinli üç çocuk annesi Samar Abdulgaffur (38) ise İsrail'in "yer değiştirilmesi" çağrısı yaparken "güvenli" olduğunu belirttiği bölgelerden, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Belah'tan geri döndüğünü söyledi.
Deyr Belah'ın geçen günlerde yoğun hava saldırılarına maruz kaldığını, İsrail'in bu saldırılarından sağ kurtulabildiklerini kaydeden Abdulgaffur, "Çocuklarım, yaşadıkları korkunun yanı sıra şahit oldukları olaylar nedeniyle dehşet ve panik içerisindeler. Bazıları geceleri kabus görüyor." dedi.
Abdulgaffur, evine döndüğünü, yerinden edilerek gittikleri yerlerde insanlık dışı koşullar altında yaşamaktansa kendi evlerinin daha iyi olduğunu belirtti. Filistinli kadın, bunların yanı sıra bulabilmek için yerlerinden edildikleri güven hissinden de mahrum olduklarını aktardı.
Yerlerinden edilerek gittikleri bölgede, yaklaşık 60 metrekarelik evde 50'ye yakın kişinin yaşadığını belirten Abdulgaffur, bunun, su, elektrik, internet ya da yaşamın herhangi bir temel ihtiyacından yoksun olmalarına ek olarak mahremiyetlerinin ve yaşam alanlarının olmadığı anlamına geldiğini ifade etti.
Abdulgaffur, ayrıca Gazze Şeridi'nin genelinde olduğu gibi güney bölgelerinde de gıda stoklarının çok kısıtlı olduğuna da dikkati çekti.
Güneye doğru hareketlilikten önce de bölgenin nüfusunun aşırı kalabalık olduğuna işaret eden Abdulgaffur, zorunlu göçten sonra ise ikamet edenlerin saysının bölgenin kapasitesini aştığını sözlerine ekledi.
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı.
Gazze'den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı'na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti.
Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırı başlatmıştı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 291’i asker 1300 İsraillinin öldüğü, 3 bin 968 İsraillinin yaralandığı aktarılmıştı.
Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in saldırılarında Gazze'de 2 bin 750 kişinin öldüğünü, 9 bin 700 kişinin yaralandığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 58 Filistinlinin öldüğü, yaklaşık 1250 kişinin yaralandığı belirtilmişti.
İsrail'in saldırılarında ayrıca 11 gazeteci yaşamını yitirmişti.
Lübnan’ın güneyindeki İsrail sınırında 8 Ekim'den bu yana Hizbullah ve İsrail ordusu arasında çıkan çatışmalarda ise şu ana kadar 3 sivil ile 4 Hizbullah milisi ve 2 Filistin İslami Cihad Hareketi üyesi öldü. Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri öldü. (AA)