Son 1 ay içerisinde İranlı üst düzey isimlerin hayatını kaybetmesi, İsrail-İran ilişkilerinde tansiyonu artırdı. İsrailli yetkililerden yapılan açıklamada, İstanbul'da bir suikast girişimi olabileceği belirtilirken vatandaşların şehri terk etmesi ya da saklanması çağrısı yapıldı. Bu gelişmeler ve gelen bilgiler doğrultusunda harekete geçen Emniyet, İsrailli turistlere suikast hazırlığında olan İranlı bir çeteyi çökertti. Operasyona ilişkin yeni ayrıntılar ortaya çıktı...
Son dönemde İranlı bilim insanlarına ve Albay Hassan Said Khodaei’ye yönelik suikastlar Tahran-Tel Aviv hattında gerilimi tırmandırırken, İran istihbaratınca yönlendirildiği iddia edilen bir çetenin, İsrailli turistlere suikast düzenlemek üzere 'iş adamı', 'turist' ve 'öğrenci' kılığında Türkiye’ye gönderildiği iddia edildi.
Tetikçilerin de aralarında olduğu öne sürülen eylem timinin, İstanbul’da bazı günü birlik evlere ve Beyoğlu Kuloğlu Mahallesindeki bir otele yerleşerek, İsrailli grupları izleyip faaliyetlerini yakın takibe aldıkları tespit edildi. İran adına çalışan silahlı hücre ağına mensup kişilerin tamamının İranlı olmadığı ve içlerinde bazı yerel unsurların da bulunduğu öğrenildi.
Bu sırada eylem planı arayışında oldukları saptanan suikast şebekesi, Türk güvenlik birimlerince uzun süredir takibe alınarak ülkedeki her hareketi mercek altında tutuldu. Suikast silahları ile birlikte günü birlik evlere ve Beyoğlu’ndaki bir otele yerleşen İran hücresine yönelik perşembe günü gece vakti baskın yapıldı. Saldırı tasarlayan İranlılar gözaltına alındı. Muhtemel bir saldırıyı güvenlik birimleri engelledi.
İstanbul'da yaşanan film gibi olayda çok sayıda şüpheli gözaltına alınırken, baskının ve yaşananların detaylarını CNN TÜRK İstihbarat Şefi Nihat Uludağ canlı yayında anlattı. Uludağ, operasyona ilişkin şu detayları verdi:
Aslında İran'da, Tahran'da başlayan bir dizi suikast zinciri olmuştu. İran için çok kritik isimler ilginç ve esrarengiz bir şekilde, kimi gittikleri bir yemekte, kimi gezi sırasında bir şekilde hayatlarını kaybetmişlerdi. İran için bu kadar önemli insanların peş peşe öldürülüyor olması tabi İran İstihbaratı açısından da bir zaafiyet olarak değerlendirilmişti.
İran'ın bu süreçten sonra hamle yaptığını da değerlendirebiliyoruz. Çünkü Tahran'da başlayan casus savaşlarının İstanbul'a taşınmaya çalışıldığı da bu süreçten anlaşılıyor.
Geçtiğimiz hafta Beyoğlu'nda yürüyen bir grup İsrailli turist, tam otellerine gideceği sırada MOSSAD ajanları tarafından bir anda durduruluyor, zırhlı araçlara bindiriliyor ve hemen ülkelerine gönderiliyor.
Çünkü iddiaya göre İsrailli turistlerin otelinde bekleyen İranlı casuslar var. Peki öyle miydi? Hem MİT, hem İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü, çok kritik bir operasyon düzenledi. Aslında takipler aylardır devam ediyordu. Ekipler film gibi bir operasyonla İranlı suikast ve casusluk çetesini çökertti.
