HABER

İsrail ordusunu sopalarla püskürttük

Türkiye'ye dönen uçakta bulunan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, düzenlenen basın toplantısında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İsrail ordusunu sopalarla püskürttük

İsrail dönüşü havaalanında bir basın açıklaması yapan İHH Başkanı Bülent Yıldırım, İsrain'in operasyon düzenlediği gemide yaşanan dehşet anlarını anlattı. Yıldırım, "İsrail ordusunu sopalarla püskürttük, silahlarını aldık ancak onlara karşı kullanmak yerine denize attık dedi.

**GÖNÜLLÜLER TÜRKİYE'DE

**

[**

**](https://www.mynet.com/binlerce-insan-taksimde-toplandi-110100514520)

[**

**](https://www.mynet.com/israil-bu-cinayetlerin-karsiligini-verecek-110100514521)

[**

**](https://www.mynet.com/2-kisi-disinda-herkes-dondu-110100514516)

İsrail kuvvetlerinin böylesi bir operasyona girişeceğini tahmin dahi edemediklerini kaydeden Yıldırım,
"Filo ile geleceğini biliyorduk. Silah kullanmaz dedik. Bunu onlara da söyledim, siyonizm yahudi halkını yalnızlaştırıyor, dünyada tek kalıyorsunuz. Dünyanın her tarafından aranıyorduk gemide kadınlar, çocuklar, yaşlılar, Müslümanlar, Hıristiyanlar, ateistler vardı. Bizim güzergahımız Mısır'dan Gazze'ye girmekti, ve biz aslında İsrail'in kara sularına hiç girmedik, hatta dünyada ilk defa uçu açık bir operasyon oldu" diye konuştu.

Etraflarında birden zodyak botlar, helikopterler, 5 büyük savaş gemisi ve denzialtının belirdiğini dile getiren Yıldırım, "Bizi korkutuyorlar bize saldırmazlar, böyle bir kafasızlık yapmazlar diye düşünüyorduk ki sabah namazı ezan okunurken biz namaza durduk tam baktık ki etrafımızda aynen yecüc mecüc gibi sayısı belli olmayan şekilde denizden havadan her türlü araç kullanılarak bize saldırılıyordu" şeklinde konuştu.

İlk başta korkutma amaçlı bir gösteri yapıldığını zannettiklerini anlatan Yıldırım, birden bire yapılan indirmeye karşı gemide sivil bir direnişin başladığını ifade etti. Yıldırım şöyle devam etti:

"Bütün basın ordaydı kollaka girip içeri almayalı dedik. Kolkola girdik, ama olacak gibi değildi. İsrailler'e bir söz verim tutacağım. Ben dürüst adamım. Onlara dedim ki 'Bakın siz krizi yanlış yönetiyorsunuz, şu anda bile hala İsrail'i yalnızlığa itiyorsunuz'. 3 gün boyunca tüm birimleri beni sorguladı, dediler ki: 'Sen orada demirlerle, baltalarla bize saldırılmadığını mı söylüyorsun?'. Dedim ki; demirlerle sandalyelerle size saldırıldı. Ne? Meşru müdafaa. Ben dedim bunu açıklarım. Size söz veriyorum gideceğim basına diyeceğim ki; bizim arkadaşlar orada gördükleri sopalarla kendilerini savundular. Ama neye karşı? Denizaltına karşı, helikoptere uçağa ve İsrail'in en güçlü komandolarına karşı. İlk dönemde diyorlar ki 'silah kullanmadık'. 35. dakikada gerçek mermi kullanma iznini almışlar. Siz ses bombası, gaz bombası attınız bunlardan çıkan parçalardan arkadaşlarımız yaralandı bu silah değil mi? Peki ilk kullanılan 2 mermi plastik mermi,sonra kullanılan her üç mermiden biri de ince çiviye benzeyen bir mermiydi. Cevdet kardeşimiz -Alah ailesine sabır versin- basın mensubudur, şehit olmuştur. İsrailliler yukarıdan ateş ederken sadece fotoğraf çekiyordu. tam 1 metreden fazla değil 1 metreden alnından vuruldu ve beyni parçalandı. Bu yetmedi artık her taraftan şehit haberi geliyor. Birazdan atılan mermileri gördük ki bunlar sahici mermi. Plastik mermi de öldürüyor. Çünkü 1 metreden 2 metreden atıyorsn sen. Sahici mermileri saydırmaya başladılar.

Aldığımız silahları denize attık

Arkadaşlarımzı gelenlerden 10 tanesini etkisiz hale getirdi. Ve araya girdik ne olursa olsun biz haklı olacağız normalde bizim meşru müdafaamız. Ve onlara söz verdim söylüyorum evet silahlarını aldık ve biz silahlarını kullansaydık gene uluslararası hukukta meşru olacaktı ama biz silah kullanmayacağız haklı olacağız dedik ve aldığımız silahları denize attık.

İsrail ordusunu sopalarla püskürttük

Dünyada güçlü olarak bilinen İsrail ordusunu en güçlü ordunuzu sopalarla püskürttük. Bazı arkadaşlarımız görüntüleri vardı ama alamadık teslim olduktan sonra vurulmuştu. Ve bir Endonezyalı doktor arkadaşımız o İsrail askerlerine zarar gelmesin diye bir yere koymuştuk tedavilerini yapmıştık suyunu vermiştik o çatışma anında. Sonra bunları teslim eden Endonezyalı arkadaşımızı teslim ederken karnından 5 kurşunla öldürdüler. İnsanlık adına birşey yoktu. Beyaz bayrak olsun diye gömleğimi çıkardım salladım. Beyaz bayrağı gördüklerinde de devam ettiler.

İsrail askerleri 5 saat işkence yaptı

İki tane çok ağır yaralımızı orada bırakmak zorunda kaldık. Sonra anlaşma yaptık, yaralıları vermeye başladık. İnsanlar tuvalet ihtiyacına gidemedi. Ellerinde silah, hep hakaret ettiler. Sonra bizi geminin ikinci katına aldılar, ellerimizi bağladılar. Diz çökerttiler ve 5 saate yakın işkence yaptılar. Maksatlı olarak üstümüze helikopteri getirip döndürmeye başladılar. Helikopter denizden aldığı suyu üstümüze atmaya başladı. Biz 'buzdolabı' işkencesi gördük!..

Yaralılarımızı aldılar ama vida gibi bir şeyle uyuşturmadan bacağındaki yarayı açtılar. Hani siz doktordunuz! Biz size teslim olmuşken bize neden böyle davrandılar.

Ölü ve yaralı sayısı daha fazla

Bir arkadaşımız gördü, tuvaletin birinde 2 tane ceset vardı kime ait olduğu henüz belli değil. Şu an bize 9 tane şehit verdiler, aileler bunları tespit edecek. Ama bizdeki liste daha kabarık. Şu an ortada değil bu. Kayıtlar var. 38 yaralı arkadaşımızı doktor arkadaşlar elleriyle teslim etti. Demişler ki 'bizde 21 yaralı var' Diyorlarki 'biz bu kadar duyulmuş bir olayı saklayamayız' inşallah onlar haklıdır, göreceğiz. Şehit ve yaralıların ssayısının artmasını biz de istemeyiz. Kayıplar var. 3 sistem kurmuştuk onlar 1 sistemimizi çökertti. İnternet üzerinden saatlerce yayınımız oldu. Ve onların egrçek yüzünü gördüler. Değerli arkadaşlar biz hukuğun dışına hiç çıkmadık, Fedakarlık yaptık.

Hatta inanmadığımız hukuka bile uyduk çünkü bizi takip eden bazı ülkelerin savaş gemileri vardı ve yardım etmeleri gerekiyordu yapmadılar. Ve hakkımız vardı; onlardan aldığımız o silahları kullanmaya, yapmadık ve onlar elimize geçtiklerinde tedavilerini yaptık, sularını verdik. Ama onlar bunların karşılığında teslim olan arkadaşlarımızı öldürdüler, ve öldürülenlerden bazılarını denize attılar daha bilemiyoruz bunlar kim. Ve teslim etmeye giden doktoru kurşunladılar. Sonra ne yaptılar? Sonrası çok ilginç hani teslim olduk değil mi? Ellerimizi kaldırdık, hepberaber çünkü kadınlar vardı. Kadınlar olmasaydı biz gene teslim olmazdık. Tüm arkadaşlarımızı kutluyorum, kimse geri adım atmadı müslüman, hristiyan, yahudi, ateist hiçbiri geri adım atmadı. Küçük, büyük. Anne babayı çocuktan ayırdılar çocuğa bakamayınca geri getirdiler. Dünyada filistin halkı iyice tanınsın. 2 tane çok ağır yaralımızı orada bıraktık. Onlara teslim ettiğimiz yaralılarımızı listeden tespit edip basına bilgi vereceğim. belki hafif yaralılardır da vermişlerdir.

En Çok Aranan Haberler