İsrail Polisi Mescid-i Aksa camisinin girişinde aldıkları güvenlik önlemlerinin kaldırılması sonrasında camide Cuma namazına 50 yaşın altındakilerin katılmasına izin vermeyeceklerini açıkladı.
Polis bu nedenle sadece 50 yaşın üzerindeki Müslümanların ve her yaştaki kadınların Mescid-i Aksa'ya gelmesine izin verileceği belirtildi.
İsrail'in Mescid-i Aksa'ya yerleştirilen bütün yeni güvenlik tedbirlerinin kaldırıldığını açıklaması sonrasında Kudüslü Müslüman liderler, günlerdir camiye girmeyi reddederek dışarıda namaz kılan Müslümanları tekrar camide ibadet etmeye çağırmıştı.
Diğer taraftan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu olaylar sırasında Batı Şeria'da üç İsrailliyi bıçaklayarak öldüren 19 yaşındaki Filistinli için ölüm cezası verilmesini istedi.
İsrail'in kısıtlamalarını kaldırmasının ardından, Müslümanlar iki hafta sonra ilk kez dün Mescid-i Aksa'ya girmeye başladı.
Filistinli liderler halkı Mescid-i Aksa'da ibadet etmeye çağırmıştı. Çağrıya uyan halk, ikindi namazını kılmak üzere on gündür ibadete kapalı olan El-Aksa Camisi'ne gitmeye başladı.
İsrail polisi, 14 Temmuz Cuma günü Mescid-i Aksa'da silahlı saldırıda bulunduğunu iddia ettiği 3 Filistinliyi öldürmüştü.
Olayda yaralanan 2 İsrail polisi ise kaldırıldıkları hastanede ölmüştü.
İSRAİL GÜVENLİK ÖNLEMLERİNİ KALDIRMIŞTI
İsrail bir polisin öldürülmesinden sonra Mescid-i Aksa girişlerine koyduğu metal dedektörleri gelen tepkiler üzerine kaldırmış, bunların yerine kapalı devre monitörler koymuştu. Ancak kapalı devre kameralar ve diğer güvenlik önlemleri de tepki alınca İsrail bunları da kaldırdı.
CUMA GÜNÜ EL-AKSA'DA NAMAZ KILINMASI ÇAĞRISI YAPILMIŞTI
El-Aksa'nın idaresinden sorumlu Ürdün'ün Diyanet İşleri yetkilisi Abdül Azim Salhab Kudüs'teki bütün camilerin kapatılması ve Cuma günü El-Aksa'da namaz kılınması çağrısı yapmıştı.
İSRAİL NEDEN BÖLGEDE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİ ARTIRDI?
14 Temmuz'da iki İsrail polisinin Harem el-Şerif bölgesinde Kudüs'te yaşayan Arap bir saldırgan tarafından öldürülmesinin ardından hükümet yeni tedbirler alınacağını açıklamıştı.
Önce Harem el Şerif bölgesine giriş-çıkışlar iki gün boyunca yasaklandı. Açıldığında ise giriş noktalarına metal detektörleri yerleştirilmişti.
Yeni güvenlik önlemlerini protesto eden Filistinliler, Doğu Kudüs'ün sokaklarında namaz kılmaya başladı.
İlerleyen günlerde hem Doğu Kudüs'te hem de Batı Şeria'da protestocu Filistinlilere İsrail polisi müdahale etti ve toplamda dört Filistinli öldürüldü.
Ardından bir Filistinli, üç İsrailli sivili bıçaklayarak öldürdü.
İSRAİL HÜKÜMETİ VE FİLİSTİN YÖNETİMİ NE İSTİYOR?
Kudüs sokaklarında giderek büyüyen protestolar ve artan uluslararası baskı sonucu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Harem el Şerif girişindeki metal detektörlerin kaldırılacağını açıkladı.
Ancak Netanyahu bölgede güvenliğin "ileri teknoloji sistemleri ve diğer tedbirlerle" sağlanacağını da ifade etti.
Bu tedbirlerin ne olduğuna dair ise şu ana kadar net bir açıklama yapılmış değil.
İsrail hükümeti yeni önlemleri gelecek 6 ay içerisinde hayata geçirmeyi hedefliyor. O zaman kadar ise bölgedeki polis sayısının artırılması kararlaştırıldı.
Reuters haber ajansı, Salı günü metal detektörlerinin kaldırılmasıyla birlikte, bölgeye çok sayıda güvenlik kamerası yerleştirildiğini aktarmıştı.
Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas ve Harem el Şerif imamı İsrail hükümetinin son açıklamasının yeterli olmadığını ifade ederek, güvenliğin eski düzeyine geri döndürülmesi çağrıları yaptı.
Abbas, "Normalleşme isteniyorsa, güvenlik de normale dönmeli" diye konuştu.
Abbas, normalleşme olana kadar Filistin Yönetimi'nin İsrail hükümeti ile tüm işbirliğini ve temasları askıya aldığını da duyurdu.
GERİLİM NEDEN TIRMANIYOR?
Harem-üş Şerif, hem Müslümanlar hem de Yahudiler tarafından kutsal sayılıyor. Yahudiler için bölge Museviliğin en kutsal noktası ve Tevrat'ta adı geçen iki mabedin de geçmişte bulunduğu yer.
Mescid-i Aksa ise İslam'ın üçüncü en kutsal ibadet yeri olarak kabul ediliyor.
Bu bölgenin içinde olduğu Doğu Kudüs, 1967'deki Arap 6 Gün Savaşı olarak da bilinen 1967 Arap - İsrail savaşından bu yana İsrail devletinin işgali altında bulunuyor.
Harem-üş-Şerif'in dini önemi göz önünde bulundurarak bölgenin yönetimi için bir dizi hassas düzenleme yapılmış durumda. Kısaca 'statüko' olarak adlandırılan bu düzenlemeler, bölgeye giriş-çıkışların idare edilmesinden, karar alım sürecine kadar bir dizi alanı kapsıyor ve 50 yıldır uygulanıyor.
Statüko kapsamında, bölgenin güvenliği İsrail'in sorumluluğunda. Ürdün tarafından finanse edilen Mescid-i Aksa Vakfı ise bölgedeki günlük işleyişi düzenliyor.
Filistinliler, metal detektörlerin ve artırılan güvenlik tedbirlerinin statükoyu bozduğunu iddia ediyor. İsrail ise ancak güvenliğin artırılması ile statükonun korunabileceğini savunuyor.