İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Yalçın'dan ‘leopar’ Tepkisi

İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Hülya Yalçın, Diyarbakır'da iki çobana saldırdıktan sonra öldürülen leoparın postunun doldurulup sergilenecek olmasının etik olmadığını savunarak tepki gösterdi.Diyarbakır’da bir çoban tarafından öldürülen leopar, hayvan hakları savunucularını harekete geçirdi. Devletin hayvanlar üzerinde etkin bir koruma sağlaması gerektiğini ifade eden Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Hülya Yalçın, "Leopar ve benzeri vahşi yaşam hayvanlarının aslında koruma altında olması gerekiyor. Hukuk bazında baktığımız zaman milli servet, milli değer, milli doğa değeri açısından korunması gerekiyor. İnsan ve hayvan hakları aktivisti olarak hiçbir canlının öldürülmemesi gerekir. Leoparın öldürülmesi çok büyük bir talihsizlik oldu. Açıklanan ikinci adli tıp raporunda daha önceden ayağından silahla yaralandığı ortaya çıktı. Bizim toplumumuzda insanlar, kendi türünün dışında hiç karşılaşmadıkları canlılara karşı korku hissi besliyorlar. Bu korku hissi kendini korumanın saldırma boyutuna geçiyor ve çekip vuruyorlar. Bu noktada devletin çok etkin bir koruma yapması lazım. Bu hayvanlar bizim hukuk statümüzde mal olarak geçiyor. Sahipli ise sahibine karşı bir ödeme yükümlülüğü olur. Bunun dışında devlet korumasında olduğu için milli değer sayıldığı için normlara göre bir idari para cezası ödemesi gerekiyor. İdari para cezası da kayıtla geçmeyen herhangi bir sabıka durumuna işlenmeyen bir cezadır. İdari bir yaptırımdır. Hayvan koruma açısından etkin olduğunu düşünmüyoruz" dedi.Öldürülen leoparın içinin doldurularak sergilenecek olmasının etik olmadığını savunan Yalçın, “Hayvan hakları savunucusu olarak çok üzüntüyle karşılıyorum. Postun doldurulup gösteriye sunulması sadece insan keyfi için ve ekonomik nedenlerle bilimsel nedenlerle yapılmış bir şey olabilir. Biz hayvanlara bir canlı olarak yaklaşıyoruz. Çoğu zaman ailemizin bir ferdi gibi yaklaşıyoruz. Sırf canlı olduğu için yaşamaya hak ettiğini ve bunun korunması gerektiğini düşünüyoruz. Herhangi bir arkadaşımızın doldurulmuş cesedi bizi üzecekse bir hayvanın doldurulmuş cesedi de aynı şekilde bizi üzecektir. Onlar yaşamın içinde güzeller. Doldurulmasını çok etik bulmuyorum. Her ne kadar kanunlarla uygun olsa da vicdan yaralayan bir şeydir” şeklinde konuştu.