İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bu milletin valisine 'it' diyen bir insandan siyasetçi olmaz." dedi.
"İstanbul Biz Birlikte Türkiye'yiz Buluşması"nda CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun Ordu Havalimanındaki ifadelerine değinen Erdoğan, "Bu milletin valisine, it diyen bir insandan siyasetçi olmaz. Bunu böyle biliniz." ifadelerini kullandı.
"Ardından da 'Ben it demedim, basitleşme dedim'... Sen kimi aldatacaksın? Sen bu milleti enayi mi zannediyorsun?" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Görsel medya bunu tespit etmiş, yazılı medya bunu tespit etmiş ve valimiz, feraset sahibi ve bana şunu söyledi, 'Başkanım, bu seçim arefesinde davayı açarsam doğru olur mu diye düşünüyorum' dedi. Ben de kendisine 'Sabırlı ol, seçimden sonra davanı aç.' Çünkü bu milletin valisine 'it' diyecek olan, bu milletin evladı olamaz. Bu devletin valisi ne demek biliyor musun? Cumhurbaşkanının o ildeki temsilcisi demektir. Onu da geç bir tarafa, işte bakın, geçen akşam tüm televizyonlarda yayına giren olayda da enteresan iki üç gün önce de o moderatör denilen zat çekiyor bu kişiyi, ona bütün neler sorulacağını, ne yapılacağını, bunların bilgilerini veriyor ve böylece bir televizyon programına çıkılıyor. Sayın Yıldırım'a böyle bir bilgi verilmiyor. Bu şahsa veriliyor ve bunu da inkar ediyor ama ne oldu yerin kulağı var, unutma. Marmara Oteli'nde hangi odada nasıl bir araya geldiler, kaç dakika görüştüler hepsinin tespiti şu anda elimizde. Bu ahlaki değildir, bu gayri ahlakidir. Bu ahlaksızlıktır. Böyle bir şey olamaz. Siyasi rekabeti ahlaksızlık üzerine istifleyenler er veya geç inşallah pazar günü milletimin ferasetiyle kaybedeceklerdir."
- "Demokrasimize sahip çıkacağız"
Erdoğan, siyasi yarışı kavgaya dönüştürmenin, hele hele Türk siyasetine nefret söylemi bulaştırmanın hiç kimseye faydası olmadığını, Türkiye'nin bu tarz provokasyonların bedelini çok ağır bir şekilde ödediğini dile getirdi.
1960 darbesine giden yolun taşlarının çok öncesinden Kayseri ve Uşak'taki olaylarla döşendiğini herkesin gayet iyi bildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"12 Eylül darbesi öncesinde cuntacıların ellerinde imkan varken nasıl ortamın olgunlaşması için beklediklerini gayet iyi hatırlıyoruz. 28 Şubat müdahalesinden evvel nasıl bazı garip tiplerin piyasaya sürüldüğünü, bu şahısların medya tarafından nasıl sürekli gündemde tutulduğunu gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde Gezi olaylarında, 'Çukur' ve DEAŞ terörüne kadar devletin içine sızmış FETO'cü alçakların milleti galeyana getirmek için neler yaptıklarını, teröre nasıl göz yumduklarını da hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bu noktada hepimiz çok dikkatli olacak mahallelerimizde, çevremizde, oturduğumuz apartman ve semtlerde birilerinin ortamı germesine asla müsaade etmeyeceğiz. Kardeşliğimize sahip çıkacağız. Demokrasimize sahip çıkacağız. İnsanımızın birlik ve beraberliğine sahip çıkacağız. Kınalı kuzuların kanlarıyla sulanan bu aziz vatana sahip çıkacağız. 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek sembolleştirdiğimiz milli bekamızın garantisi Rabiamıza sahip çıkacağız. Kardeşlerim, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacak ve vatanımıza sahip çıkacağız."
- "Milli iradenin üstünde bir güç tanımadık"
23 Haziran günü İstanbullular olarak 5 yıl boyunca Fatih'in emaneti İstanbul'u yönetecek Büyükşehir Belediye Başkanını seçeceklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Benim size İstanbul'a neler yaptığımızı anlatmama herhalde gerek yok. Bunları en iyi bilen sizlersiniz ve İstanbul'a 24, 25 yılda neler yaptıysak bilesiniz ki bundan sonra bunu çok daha üst düzeyde inşallah tecrübesiyle, dinamizmiyle Binali Yıldırım kardeşimizle beraber devam ettireceğiz. Şimdiden bu seçimlerin ülkemiz, milletimiz ve İstanbullu kardeşlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bugüne kadar milli iradenin üstünde bir güç tanımadık. Demokrasimizin namusu olarak gördüğümüz sandığa canımız pahasına sahip çıktık. Gezi olayları ve Mısır'daki darbe sırasında CHP'li vekiller 'Demokrasi sandıktan ibaret değildir' dediler. Aynı ifade biliyorsunuz PKK'nın ifadesidir. PKK hiçbir zaman demokrasiyi sandık olarak görmemiştir. Şimdi bunlara pazar günü bunun sandıktan ibaret olduğunu göstermemiz lazım."
- "Kefenimizi giyerek bu yola çıktık"
Son olarak 15 Temmuz gecesi birileri bankamatiklere koşarken kendilerinin milletle omuz omuza vererek Türk demokrasisini tarihinin en büyük, en kalleş saldırısından beraberce koruduklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şimdi bakıyorsunuz 15 Temmuz gecesi tankların arasından kaçan korkaklar bize ve millete demokrasi dersi vermeye yelteniyor. Mısır'daki darbeye alkış tutanlar ne dediler? 'Erdoğan'ın akıbeti Mursi'den daha kötü olacak' dediler. Kardeşlerim, şunu iyi bilin, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık. Adeviye Meydanı'ndaki katliama sesini çıkarmayanlar şimdi kürsülerden ahkam kesiyor. Oysaki biz bunların cemaziyelevvelini biliyoruz. İşte, bakın Cemal Kaşıkçı olayıyla ilgili şu anda Birleşmiş Milletler raporunu açıklıyor ve raporda Suudilerin bu işte kesinlikle suçlarının olduğunu, bu işte kesinlikle bilgilerinin olduğunu şimdi Birleşmiş Milletler açıklıyor ve Türkiye'ye karşı takındıkları tavrın yanlış olduğunu da söylüyorlar. Şimdi bunlar bu işin bedelini ödeyecekler. Hesabını verecekler. Muhammed Mursi'nin ölümü normal bir ölüm değildir. Muhammed Mursi'nin ölümü kesinlikle şaibelidir ve biz bunun da takipçisi olacağız. 15 Temmuz destanını nasıl kontrollü darbe yaftasıyla Bay Kemal öyle dedi ya- itibarsız hale getirmeye çalıştıklarını gayet iyi biliyoruz. Cumhuriyet mitinglerinde 'Ordu göreve' diyenlere, Gezi olaylarında esnafın dükkanını yakanlara, Çukur eylemlerinde sokakları ateşe veren bölücülere nasıl kol kanat gerdiklerini de daha dün gibi hatırlıyoruz. Dün en zor zamanında demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmayanların bugün haktan, hukuktan, adaletten bahsetmesinin hiçbir kıymeti yoktur. Zaten artık ne biz ne aziz milletimiz bunların söylediklerini nazara dikkate almıyor. Biz de onları tutarsızlıklarıyla baş başa bırakıyor, ülkemiz ve geleceğimiz için verdiğimiz demokrasi mücadelesine dört elle sarılıyoruz."
(Sürecek)