Yemyeşil doğası ve tertemiz havası ile tatil özleminizi giderebileceğiniz birbirinden değerli alanı sizler için derledik. İstanbul araç kiralama yaparak keyifle ulaşabileceğiniz yerler, keyifli okumalar!
ATATÜRK ARBORETUMU
İstanbul’un ortasında doğa ile iç içe bir gün geçirmek ve soğuk binalara alışan gözlerinizi doğanın binbir rengiyle dinlendirmek isterseniz sizlere harika bir önerimiz var: Atatürk Arboretumu. Hem İstanbul’da olup hem de İstanbul’dan bir o kadar uzak hissedeceğiniz ender yerlerden biri olan Atatürk Arboretumu’nun en güzel zamanı ise hiç şüphesiz sonbahar ayları. Sararmaya başlayan yapraklar, kızıla dönen ağaçlar arasında yürüyüş yapmak ve vücudunuza bol miktarda oksijen depolamak isterseniz Atatürk Arboretumu sizleri bekliyor.
ATATÜRK ARBORETUMU'NA NASIL GİDİLİR?
Atatürk Arboretumu Kemerburgaz-Bahçeköy yolu üzerinde yer alıyor. Sarıyer ilçesinde bulunan Atatürk Arboretumu’na en kolay ulaşım şekli özel araçla, üstelik önünde ücretsiz park yeri de bulunuyor. Araç kiralama yaparak kısa sürede ulaşım sağlayabilrsiniz.
Atatürk Arboretumu’na giriş ücretli. Eğer hafta içi ziyaret etmek isterseniz yetişkinler için giriş ücreti 7.5 TL, öğrenciler için 2.5 TL. Hafta sonu ise fiyatlar biraz daha yükseliyor. Yetişkinler için arboretuma hafta sonu giriş ücreti 20 TL, öğrenciler içinse 7.5 TL. Biz hafta içi ziyaret ettiğimiz için etraf çok sakindi, eğer fırsatınız varsa hafta içi gelmenizi tavsiye ederim. Atatürk Arboretumu’nun pazartesi günleri ve dini bayramların ilk günü kapalı olduğunu da hatırlatmak isterim. Arboretumu Salı-Pazar günleri 8.30-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
296 hektarlık geniş bir alana sahip olan Atatürk Arboretumu’nda dünyanın birçok ülkesinden getirtilen ağaçlar yetiştiriliyor. Arboretumda birbirinden farklı ağaç ve bitki türlerini inceleyebilir, göletlerin etrafında yürüyüş yapabilirsiniz. Arboretumda iki büyük gölet bulunuyor. Su kaplumbağaları, kuğular ve balıklara ev sahipliği yapan göletin çevresindeki banklarda mola verebilir, bu eşsiz doğa manzarasının tadını çıkarabilirsiniz. Arboretuma girişte size verilen broşürü yanınızdan ayırmayın. Alan oldukça geniş olduğu için yolunuzu bulmada oldukça faydalı oluyor. Arboretumun tamamını gezmek isterseniz en az üç dört saatinizi ayırmanız gerekiyor. Bu kadar doğal güzellik bana yetmedi derseniz arboretumun yanı başındaki Belgrad Ormanı’nı ziyaret edebilir, keyfinizi ikiye katlayabilirsiniz.
TOPKAPI SARAYI
Fatih Sultan Mehmet’in emri ile 1478 yılında yapımı tamamlanan ve tam 400 yıl boyunca Osman Devleti’nin yönetim, sanat ve eğitim merkezi olan Topkapı Sarayı, İstanbul Sarayburnu’nda yer alan eşsiz bir mimari eser. İstanbul’da gezilecek yerler denildiğinde ilk akla gelen noktalardan biri olan Topkapı Sarayı, 540 yıl öncesinin mimarisine, yaşam tarzına, yaşanmışlıklarına götürüyor insanı. Görkemi ile büyülüyor. Adımladığınız yerlerde bir zamanlar büyük hükümdarların dolaştığını bilmek insanın içinde tarifi mümkün olmayan duygular uyandırıyor.
TOPKAPI SARAYI'NDA GEZİLECEK YERLER
Topkapı Sarayı yukarıda da bahsettiğimiz gibi çok büyük bir alana, 700.000 metrekare üzerine kurulu devasa bir yapı. Dolayısı ile gezerken biraz yorulabilirsiniz şimdiden söyleyelim. Tam anlamıyla, hakkını vererek dolaşmak en az 3-4 saatinizi alacaktır.
Topkapı Sarayı’nın en çok ilgi gören bölümlerinden biri ise Enderun Avlusu. Burada Has Oda ve Kutsal Emanetler Müzesi bulunuyor. İçlerinde bulunan eserler çok kıymetli, bu yüzden Enderun Avlusu’nda bulunan yerleri atlamadan ziyaret etmenizi öneriyoruz. Ayrıca Türk Mimarisi’nin güzel bir örneği olan Arz Odası, Enderun Saray Okulu, III. Ahmed Kütüphanesi ve Ağalar Camii de görülmeye değer bölümlerden.
2 adet köşkün yer aldığı Lale Bahçesi ve Sofa-i Hümayun bölümleri IV. avlu içerisinde yer alıyor. Bu bölümde, padişahların yazlık köşkü olan Sünnet Odası’nı da ziyaret edebilirsiniz.
Son olarak oldukça meşhur olan, fazlasıyla merak edilen ve günümüzde dizilerde bile konusu geçen Harem bölümünden bahsedeceğiz. Saray hayatının nasıl sürdürüldüğünü kavramak isteyenlerin kesinlikle ziyaret etmesi gereken bir bölüm burası.
Ancak şunu belirtmeden de geçmeyelim: Topkapı Sarayı’na girerken ödenen ücret dışında bir ücret ödemeniz gerekiyor burayı görebilmek için ve müzekart geçerli değil.
AYAİRİNİ MÜZESİ
AYA İRİNİ KİLİSESİ'NİN GÜNÜMÜZDEKİ YERİ VE ÖNEMİ
Aya İrini Kilisesi’nin zengin tarihi geçmişinin yanında getirdiği pek çok özelliği var. Bunlardan belki de en önemlisi günümüzde Hristiyanlar için inanç turizminin merkez noktalarından biri olması. Ayrıca yukarıda da belirttiğimiz gibi İstanbul’un fethedilmesinden sonra camiye çevrilmeyen tek kilise olması nedeniyle bu topraklardaki hoşgörünün de en önemli örneklerinden biridir.
Topkapı Sarayı’nda olmasına rağmen girişi için ayrıca ücret ödenmesi gerektiğinden yerli turistler tarafından pek tercih edilmese de bizce İstanbul’da paraya kıyılıp mutlaka görülmesi gereken tarihi eserlerden burası.
Ayrıca yapının muhteşem akustiği nedeniyle kilisenin içerisinde çeşitli konserler verildiğini de eklemeden geçmeyelim. Eğer İstanbul gezinizi Aya İrini Kilisesi’nde konserin olduğu bir tarihe denk getirirseniz bu eşsiz müzikal şöleni kaçırmamanızı da tavsiye ederiz.
AYA İRİNİ KİLİSESİ NEREDE, NASIL GİDİLİR?
Aya İrini Kilisesi, Eski İstanbul’un kalbinin attığı yerde yani Tarihi Yarımada’da Topkapı Sarayı’nın içerisinde bulunuyor. Tarihi Yarımada İstanbul’da turizmin merkezi olduğundan İstanbul araç kiralama yaparak ulaşmak oldukça kolay.
GÜLHANE PARKI
‘’Adım attığım her karışında kimlerin, hangi padişahların, hangi hükümdarların ayak izi var ayak’’ diye düşünmeden edemediğim Gülhane Parkı’nda bütün mevsimler ayrı güzel tabii ki ama her yıl Nisan ayında başka bir güzelliğe bürünüyor burası. Rengarenk laleler ile bezeniyor her bir köşesi. Bu özel zaman dilimi için parka dikilen laleler insanın içinde de çiçekler açtırıyor adeta. O yüzden, fırsatınız varsa Lale Festivali zamanında mutlaka gidin Gülhane’ye, bu güzelliği kaçırmayın.
ŞİİRLERİN MİSAFİRİ GÜLHANE PARKI
Yazının başında bahsettiğim o şiirin ilginç hikayesini de kısaca aktaralım. Dönemin ünlü şairlerinden Nazım Hikmet, hakkında yakalama kararı çıkması nedeniyle kaçak olarak yaşamaktadır.
Sevgilisi ve Nazım bu kaçak göçek yaşamda özleme fazla dayanamazlar ve bir gün Gülhane Parkı’nda buluşmak üzere sözleşirler. Sevgilisini beklerken Gülhane Parkı’na polisin geldiğini gören Nazım Hikmet, orada bulunan bir ceviz ağacına tırmanır. Sevgilisi de buluşma yerine gelmiştir ancak Nazım yakalanmamak için ağaçtan inemez, sevgilisine de sesini duyuramaz ve ağacın tepesinde o meşhur şiirini yazar;
Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
GÜLHANE PARKI'NA ULAŞIM
İstanbul’un merkezi olan Tarihi Yarımada’ya şehrin her noktasından farklı ulaşım alternatifleri mevcut. Bu konuda size tek önerimiz, insan kalabalığına fazla kalmadan, İstanbul araç kiralama yaparak erken saatlerde gelmeniz buraya. Böylelikle Gülhane Parkı’nın tadını doya doya çıkarabilirsiniz.
ŞİLE
Burası daha çok yaz aylarında kendinizi plajlarına atacağınız bir yer olsa da vaktiniz varsa Şile merkez ve çevresinde gezmenizi önereceğimiz birkaç yer var elbette.
Şile Limanı ve burada bulunan Şile Kalesi, limanın biraz yukarısında kalan, dünyanın en büyük ve aktif 2. deniz feneri olan Şile Feneri ve son olarak yazının başında da bahsettiğimiz Üsküdar Caddesi Şile’nin merkezinde gezebileceğiniz noktalar.
Şehir merkezinden sonra gezmeye devam etmek isterseniz hala bozulmamış olan Şile köylerine uğrayabilirsiniz. Dağ köylerine gitmek isterseniz, bir Boşnak köyü olan Yeniköy’e uğrayıp böreklerinden yemenizi öneririz. Sahil köylerini tercih ederseniz Akçakese, Kabakoz, İmrenli ve Karacaköy gibi denize kıyısı olan köyleri gezebilir, eskiden kalma kerpiç evlerin önünde fotoğraf çekinebilirsiniz.
ŞİLE PLAJLARI
Denize girmek için Şile merkezini ya da sahil köylerini tercih edebilirsiniz. Buralarda bir çok noktada Karadeniz’in tadını çıkarma imkanınız var. Şile merkezde bulunan Kumbaba, Ağlayankaya ve Şile Belediye Plajları temiz ve sakin deniziyle gönlünü çalacak cinsten. Ancak hafta sonları buralar çok kalabalık olabiliyor.
Bizim tavsiyemiz ise daha çok Şile’nin sahil köyleri. Bunların arasından özellikle Akçakese Akkaya koyunu öneririz. Bir tarafı özel işletmeyken diğer tarafı ise halka açık plaj olan bu yerde küçük bir mağara, kayalıklar ve ışıl ışıl bir deniz sizi bekliyor olacak.
Buranın dışında, Kabakoz ve İmrenli Şile’de denize girilebilecek noktaların başında geliyor ancak buralarda denizin derinliği biraz daha fazla.
ŞİLE'YE ULAŞIM
Şile, İstanbul’da yaşayanlar için bir kaçış noktası olduğundan Şile’ye nasıl gidilir sorusu için cevabımızı direk İstanbul üzerinden vereceğiz. Büyük şehrin kafa karıştırıcı yollarında ve trafiğinde kaybolmamak için Şile’ye ulaşım sağlarken navigasyonu kurmanız en sağlıklısı. Buraya gelirken esas dikkat etmeniz gereken nokta yola ne zaman çıkacağınız. Özellikle hafta sonu Şile kaçamağı yapmak isteyenlere bizim önerimiz sabah erken saatlerde yola düşmeleri. Biraz geç saatlere kalırsanız eğer trafiğe yakalanmanız işten bile değil.
AĞVA
İstanbul’un Şile ilçesine bağlı olan Ağva, Karadeniz kıyısında yer alıyor. Göksu ve Yeşilçay dereleri arasında yer alan Ağva İstanbul’a yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta.
AĞVA'YA NASIL GİDİLİR?
Hafta sonu kaçamağı yapmak isteyen İstanbulluların en çok tercih ettiği yerlerden biri olan Ağva’ya özel aracınızla Şile yolundan kolaylıkla ulaşabilir veya araba kiralama yapabilirsiniz.
AĞVA'DA GEZİLECEK YERLER
Hem tarihi hem doğal güzellikleriyle görenleri büyüleyen Ağva’yı keşfettikçe tekrar tekrar gelmek isteyeceğinize eminim. Ağva’ya yolunuz düştüğünde bu şirin beldenin keyfini çıkarabileceğiniz önerilerim ise şöyle:
Kilimli ve Kadırga Koylarında Fotoğraf Turuna Çıkın
Saklıgöl’de Kahvaltı Yapın
Ağva'ya gelmişken bunları da yapın;