Türkiye'nin konuştuğu kilise saldırısında gün yüzüne çıkan yeni detaylar olayın perde arkasını araladı. Öğlene doğru Santa Maria Kilisesi'ne baskın gerçekleştiren saldırganlar Tuncer Cihan'ı öldürürken kilise cemaatinin panik yaşadığı anların görüntüleri ortaya çıkmıştı. Şimdiyse biri Tacik, diğeri Rus uyruklu olduğu belirlenen kişilerin olay öncesine ait maskesiz görüntüsü paylaşıldı. Santa Maria Kilisesi'ne ise Türk bayrağı asıldı. Öte yandan saldırıyı gerçekleştirenlerin aslında çok daha büyük bir katliam planladığı, saldırı sırasında saldırganlardan birinin silahının tutukluk yaptığı ortaya çıktı. Saldırganların 'özel bir ölüm timi' olduğu belirlendi. İşte tüm detaylar...
Dün saat 11.40 sularında pazar ayini gerçekleştirilirken Sarıyer'deki Santa Maria Kilisesi'ne gelen saldırganlar ateş açmıştı. DHA'nın aktardığına göre; Tuncer Cihan'ın yaşamını yitirdiği saldırının görüntülerinde saldırganlardan birinin kendisinden hemen önce kiliseye giren kişinin başına silahla vurduğu, ardından ikisinin de kaçtığı görülüyordu.
Saldırı sonrası ekipler hızla teyakkuz haline geçti, olay yerinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Saldırganlar gece saatlerinde yakalandı, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya kameralar karşısına geçerek şunları kaydetti:
"Bugün Sarıyer'de kilisede pazar ayini sırasında düzenlenen silahlı saldırıda Tuncer Cihan isimli vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Saldırı sonrası emniyetimiz çok hızlı ve kapsamlı bir çalışma başlattı. 30 ayrı adrese baskın düzenlendi, 47 kişi gözaltına alındı. Saat 22.00'de yapılan baskında katil zanlıları yakalandı.
Saldırganlardan biri Tacikistanlı, diğeri de Rus uyruklu, ikisinin de DEAŞ mensubu olduğunu değerlendiriyoruz."
Bakan Yerlikaya'nın açıklaması üzerine olayın terör örgütü DEAŞ'la bir bağlantısı daha ortaya çıktı. Gazeteci Levent Kemal, saldırganların kiliseye gelirken araçla seyir halinde olduğu anın görüntüsünü paylaştı.
Kiliseye saldırırken yüzleri kar maskeli olan saldırganların araçta yüzleri açık halde görülüyor. Ayrıca aracın plakasının Polonya'ya ait olduğu görülüyor.
Yine Levent Kemal'in paylaşımına göre kullanılan araç bir başka yabancı uyruklu DEAŞ üyesine ait.
CNN TÜRK İstanbul Haber Müdürü Nihat Uludağ, saldırıya ilişkin detayları açıkladı.
Nihat Uludağ'ın açıklamaları şöyle: Şüphelileri izlediğimizde DEAŞ’ın birinci sınıf ölüm timi. O kadar soğukkanlı, sakin, kendilerini tam muazzam bir şekilde kamufle etmişler. Hani çok dikkat çekiyorlar mı? Evet, çok dikkat çekiyorlar. Ayaklarında spor ayakkabı kaçmaya, koşmaya uyumlu. Üzerlerindeki siyah kıyafetlerle, taşıdıkları silahları kamufle etmeyi başarıyorlar. Gözlükler, kapüşon ve maskeyle eylem sonrasında kimliklerin tespitinin zorlaşması için yapılmış, özel bir ölüm timi bu aslında. Suikasta gittiğinde genelde olay sırasında tanınmamak için maske takıyorlar.
10 saatlik muazzam, kritik bir süreç atlattık. Çünkü Santa Maria Kilisesi’ne girdiler ve bir kişiyi hedef aldılar. Önce darp ettiler, sonra onu öldürdüler. Kilisenin içerisinde böyle bir infaz yapmaları dünyaya verecek muazzam bir mesajdı ve onu sağladılar. Kıyafetler, görüntüler, suikast tam olarak vermek istedikleri mesaja uygundu.
Kilisenin avukatlığını yapan Afşin Hatipoğlu saldırı anında yaşananları anlattı. Afşin Hatipoğlu, "Sabah ayininde, ayin devam ederken iki saldırgan kamuflajlı bir şekilde bu antreye geliyorlar. Ve kapıyı açıp içeriyi kontrol ediyorlar. Tam girmeye karar verdikleri anda başka bir kişi daha geliyor ve o kişiye kapıyı açıyorlar ayine girsin diye. Kapıyı açıp içeri aldıkları kişi o günkü kurban aslında. Onlar ayini bastıklarında önce rahmetliyi burada ne yazık ki katlediyorlar. Önce kabzayla kafasına vuruyorlar, daha sonra ateş ediyorlar. Sonra da rastgele kilisenin etrafına ateş ediyorlar. Görgü tanıklarının söylediği Arapça veya Farsça tam çıkartamadıkları bir dille bazı şeyler söylüyorlar ve daha sonra uzaklaşıyor. Saldırı gerçekleştikten sonra ölen kişi dışında bir yaralı söz konusu değil. Polisin bize söylediği kadarıyla silahlardan birinin tutukluluk yaptığı, onun da paniğe sevk ettiği ve daha fazla can kaybının önüne geçtiği ama görüntülerde var, saldırganlardan bir tanesi kilisenin ortasına kadar devam ediyor, bağırmaya devam ediyor ve sağa sola ateş ediyor. Tabii büyük bir korku ortamı oluyor, bir kişi hayatını kaybediyor" ifadelerini kullandı.
Maskeli iki saldırganın saldırının hemen öncesinde Kilise’nin açık kapısından içeriye giren maskeli iki şahıs olaydan dakikalar öncesinde ana kapıdan girdikleri an güvenlik kamerası tarafından görüntülendi.
Görüntülerde maskeli iki kişi, ana kapıdan içeriye girerek kilisenin kapısının önünde bir süre beklediği ve sonrasında saldırganlar içeriye giren Tuncer Cihan'a kapıyı açtıktan sonra kendilerinin içeriye girdiği görülüyor.
Görüntülerin devamında ise saldırganlardan birinin kullandığı silahın tutukluk yaptığı görülüyor.
Saldırıda hayatını kaybeden Tuncer Cihan'ın yakınları da konuştu. Cihan'ın amcası olduğunu belirten Çağın Cihan, "Hiçbir şekilde politikayla hiçbir kişiyle kötü bir şey yapmadı. Oraya sadece ziyarete geldi ve tesadüfen ona denk geldi" dedi. "Husumetlisi var mıydı" sorularına olmadığını söyleyen Cihan, "Masum, sade biriydi, basit biriydi. Kesinlikle masum bir kurbandı. Hiçbir şekilde suikast falan değil, kader" diye konuştu. Amcasının çocuğu olmadığını, Alibeyköy'de annesiyle yaşadığını, hafif zihinsel engelli olduğunu belirtti.
Olay sonrası kiliseye ilk giren kişilerden olduğunu söyleyen Jak Mutlu, "Kilisenin kapısının kilitli olduğunu gördüm. Fakat o saat kapalı olmamalı, ayin bitmeden kilisenin kapısı kapanmaz genelde, hatta ayinden sonra bile uzun süre açık bırakılır. Netice itibariyle çok şaşırdık, arkadaşımla beraber girdik. Kapıyı tıktıkladık, bir daha tıktıkladık sonra rahip açtı kapıyı. Fakat beti benzi atmış, 'Çabuk girin içeri falan' dedi. Çok pırıl pırıl bir kişiydi. Mütevazı, hani derler ya melek gibi bir kişiydi. Düzenli gelirdi, hafta içi pek görmezdik ama hafta sonları gelirdi. Pazardan pazara gelirler, ayinden sonra bir çay kahve içeriz, ayaküstü bir sohbet ederiz" dedi.
Öte yandan İHA, saldırı sonrası kilisenin giriş kapısına dev Türk bayrağı asıldığını paylaştı.
