Haber-Kamera: Elif YAVUZ-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, DHA
İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile Üsküdar Üniversitesi arasında imzalanan 'Sosyal ve Bilimsel İşbirliği Protokolü" imza töreninde konuşan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun, "Bu yıl her ne kadar tedbir alsak da istenmeyen cinayet vakalarımız da oldu. 11 ayda aile içi şiddet konularında maalesef 40 kişi hayatını kaybetti" dedi.
Aile içi şiddeti ve kadına şiddeti önlemek amacıyla Üsküdar Üniversitesi ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü işbirliği ile 1 yıl sürecek 'Sosyal ve Bilimsel İşbirliği Protokolü"nün imza töreni gerçekleştirildi. Üsküdar Üniversitesi Altunizade Yerleşkesi Senato Salonu'nda düzenlenen imza törenine İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun ve Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da katıldı.
"18 BİN 37 ŞİDDET BAŞVURUSU, 40 ÖLÜM"
Törende konuşan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Tuna Coşkun, aile içi ve kadına şiddete yönelik istatistikler açıkladı. Coşkun, “2017 yılında aile içi şiddet konuları ile alakalı 13 bin 91 müracaat varken bu 19 bin 300'e çıktı. Bugün ise 11 aylık rakamımız 18 bin 37 seviyelerinde. Aile içi şiddet konularında koruyucu ve önleyici tedbirlerimiz var. Koruyucu tedbirler kapsamında sığınma evlerine yerleştirilen kadın sayısı bugün itibarıyla 460. Hayati tehlikesi bulunan kişilerin geçici koruma altına alınan kadın sayısı da 364. Toplam 824 kadına koruyucu tedbir uygulandı. Şiddet mağduruna şiddet ve hakarette bulunmama 9 bin 339 kadına bu konuda yardımcı olundu. Konuttan uzaklaştırma ve konutun korunan kişiye tahsisi ile alakalı 6 bin 194 vakamız var. Korunan kişinin okuluna ve iş yerine yaklaşmama kararı 9 bin 92. Korunan kişinin yakınlarına ve çocuklarına yaklaşmama 6 bin 389. 2019 yılında toplam 17 bin 800 kişiye üç konuda önleyici tedbir kararlarımız bulunuyor. Bu yıl her ne kadar tedbir alsak da istenmeyen cinayet vakalarımız da oldu. 11 ayda aile içi şiddet konularında maalesef 40 kişi hayatını kaybetti" dedi.
“BİZLER KOLLUK KUVVETLERİ OLARAK SAHADAYIZ"
Coşkun yapılan işbirliği ile aile içi ve kadına yönelik şiddet konularında adım atmak istediklerini belirterek, “İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığı olarak aile içi şiddet ve kadına şiddetle mücadele ile alakalı yoğun mesai harcıyorlar. Bizler de İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Üsküdar Üniversitesi ile Sosyal ve Bilimsel bir işbirliği protokolü imzaladık. Bizler kolluk kuvvetleri olarak sahadayız. Üniversitemizin akademisyenleri ile ortaya çıkan verilerle mağdurlarımız ve olay şüphelileri ile alakalı bilimsel çalışmalar ortaya koyup sonuçlarını beraberce bakıp bu sonuçlardan istifade edip, aile içi şiddet ve kadına karşı şiddet konularında adım atmak istiyoruz" dedi.
“ŞİDDET İNSAN HAKLARI İHLALİDİR"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise aile içi şiddet konusunda alınan tüm önlemlere rağmen anlamlı bir azalma olmadığını, aksine genel suç ve şiddet oranlarında azalma olurken aile içi şiddet vakalarında kısmen artış görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Tarhan, "Türkiye'de genel suçlarda bir azalma olmasına rağmen aile içi şiddet ve kadına şiddette bir azalma yok. Bununla ilgili olarak sosyopsikolojik kök neden analizinin yapılması lazım. Bu analizin ardından çıkacak sonuçlara göre sadece mağdurları değil failleri de incelemek gerekiyor. Hep mağdurlar üzerinden politika gidiyor. Zihinsel dönüşüm üzerine de politikaların üretilmesi lazım. Farkındalık politikaları üretilmesi gerekiyor. Şiddeti bir sevgi ifadesi gibi gören bir anlayış var bir kültür var. Bu da şiddeti besleyen bir kültür. Şiddet insan hakları ihlalidir" diye konuştu.
Tarhan sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçtiğimiz günlerde Hollanda'da kadın cinayetinden mahkum olan bir erkeğe, 14 yıl hapis, 20 yıl psikolojik tedavi zorunluluğu getirdi mahkeme. Şiddet uygulayanlarının önemli bir kısmı denetimli serbestlik gibi tıbbi takibe alınması gereken kişiler. Kişiye uzaklaştırma cezası verdiğinizde ne yaptığınızı da bilmiyorsunuz. Evine gitmemesi konusunda yanına bir polis ya da jandarma koymuyorsunuz. O kişinin bu durumda gözü hiçbir şey görmüyor ki. Gidip evde cinayetini işleyebiliyor. Bu nedenle bu kişilere öfke kontrolü ile ilgili çeşitli tedavi yöntemleri ve ilaçlar uygulanarak önlenmesi için ayrı bir takip ve tedavi gerekiyor" Yapılan işbirliği ile 'Suçlu profili analizi, mağdur profili analizi, şiddet mağduru kadın, genç ve çocuklarla terapi çalışmaları, travma psikoeğitimi, etkili iletişim' gibi konular ele alınacak. 1 yıl sürecek çalışmaların sonunda çalışmaların sonuçları rapor olarak sunulacak. Şiddeti önleme ve şiddet mağdurları rehabilitasyonu ile ilgili öneriler kitap halinde yayımlanacak.