İSTANBUL (İHA) - Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Pratisyen hekimler konusunda İstanbul için mecburi hizmet hükümlülüğü kanunu uygulamaya başlayacağız" dedi.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ Eminönü'nde bulunan World Park Otel'de basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantıda, Bakan Akdağ'ın yanı sıra Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Necdet Ünüvar ile müsteşarlık yetkilileri hazır bulundu.
Toplantıda söz alan Bakan Akdağ, "6 Temmuz tarihinden itibaren saha koordinatörleri tarafından oluşturduğumuz bir ekiple, sağlık ocakları, hastaneler ve sağlık merkezlerinde çalışmalar başlatıp değerlendirmeler yaptık. 10 kişilik uzman ekibimiz çalışmalarında hastane ve sağlık ocaklarını değerlendirdi. 10 gündür sabah saatlerinden gece yarılarına kadar süren çalışmalarımız oldu. Sivil toplum örgütleri, sağlık personelleri hastanelerimizi ziyaret edip, geniş katılımlı toplantılar yaptık. Ekip ruhu oluşturduk. Her akşam bölge bölge değerlendirme toplantıları yaptık" dedi.
Aile hekimliği konusunda çalışmaların arttığını söyleyen Akdağ, "Gebe-bebek takibi üzerinde durduk. Son bir yılda anne ve ölümleri üzerinde çalışmalarımız oldu. İlk defa anne ölümleri için yaptığımız çalışmalara ilgili rakamlar istatistikler elde ettik. Geçmişe göre azımsanmayacak şekilde azalmaların olduğunu gördük. Hastanelerimizde tam gün çalışma konusunda yüzde 7'lerden yüzde 51'e çıktık. Bundan sonra da bu yaygınlaştırma çalışmamız devam edecek. Hasta odaklı hizmet anlayışımızı daha da arttırmayı planlıyoruz. İstanbul genelinde 217 olan sağlık ocağı sayısı, 399'a çıktı. 3 yılda 2 misli bir yol mesafe kaydettik. Sağlık ocaklarında her hekime bir ofis oluşturduk. Bu önceden böyle değildi. Son bir yılda 5 milyon olan muayene sayısı 13 milyona çıktı. Daha önceden ya özel hastane ya da paralı olarak ya da eczane yoluyla ilaç alımı yapıyordu hastalar" diye konuştu.
Bakan Akdağ açıklamalarına şöyle devam etti:
"İstanbul'da personel eksikliğimiz var. Bunun karşılığını vermeye çalıştık. Birinci basamakta çalışanlara ortalama 1650 YTL ek ödenekler sağlamaya çalıştık. Normal maaşları da 1 YTL. Sağlıkçı hekim ve çalışanlara ücret konusunda gerekeni yapmış olmanın mutluluğunu yaşamaktayım. Pratisyen hekim sayısını bin 768'den 2 bin 187'e çıkardık. Ebe sayısında 5 bin 800'den 9 bin 374 e çıkardık. Buna rağmen hala büyük sayıda ihtiyaç var. Özel sektörde ise il genelinde 150 tıp merkezi, 500'e yakın poliklinik 150 civarında özel hastane bulunuyor. Bu hastanelerde bin 57 pratisyen hekim çalışıyor. Birinci basamakta hekim durumuna gereken talep yok. Pratisyen hekimler ekonomik kaygılardan dolayı İstanbul'u tercih etmiyor. Aile hekimliği nedeniyle pratisyen hekimlerin İstanbul'a talep edileceği öngörüsünü taşıyorum. Pratisyen hekimler konusunda İstanbul için mecburi hizmet hükümlülüğü kanununu uygulamaya başlayacağız. 300 ile 500 arasında kadro açtık. Açtığımız kadrolara şu anda 150 kişi müracaat etti. Yeni mezunlar mecburi hizmet yapacak. Doğu Anadolu Bölgesi'nde mecburi hizmet nasılsa İstanbul için de mecburi hizmet geçerli olacak".
"TÜRKİYE HEKİM SAYISI KONUSUNDA DÜNYADA SONUNCUDUR" Akdağ konuşmalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Gazetecilerin, Şişli Etfal Hastanesi'ndeki elektrik kesintisiyle ilgili sorularına, "Sorun bana geç saatlerde ulaştırıldı. Bununla birlikte sorunun çözüldüğü de bildirildi. Aynı zamanda Şişli Etfal Hastanesi biliyorsunuz eski bir hastane. Elektrik kesintisi konusunda hastane imkanlarıyla ilgili bir sıkıntı yok. Üretimle ilgili kaynaklanan bir sorun olmuş. Kablolardan kaynaklanan bir sorunmuş. Bu hastaneyi zaten kaldırarak Seyrantepe'de yapacağımız kampusa taşıyacağız" yanıtını verdi.
Basın mensuplarının YÖK, Türk Tabipler Birliği ve Sağlık Bakanlığı arasındaki tartışmaların devam edip etmeyeceği şeklindeki sorulara Bakan Akdağ şu şekilde cevap verdi:
"Bizim bu kadar işimiz varken gereksiz polemiklere girerek saatimi öldüremem. Türkiye hekim sayısı konusunda dünyada sonuncudur. Kırgızistan, Ermenistan gibi ülkeler de dahil Türkiye'den daha fazla hekim var. Benim halkımın buna hakkı yok mu? Ben bu tür polemiklere girmem. Hekim sayısını şimdi iradeli olarak arttırsak bile daha sonraki zamanlarda büyük bir kaos yaşanacaktır. YÖK'ün yeni fakülteler açılması konusuna inanması lazım. Almanya'da bile bir öğretim üyesi başına 22 öğrenci düşmektedir. Türkiye'de ise bir öğretim üyesi başına düşen rakam 2.9' dur. Öğretim üyesi sayısı fazlasıyla var. Ben her zaman söylüyorum. Hangi üniversite fakültesi için bir hastane istiyorsa, ben devretmeye hazırım. 'Ben yeni bir tıp fakültesi kuracağım, bana hastane ver' diyenlere istediklerini yapacağım. Yeter ki hekim sayısına arttıralım".
Bakan Akdağ, özel hastanelerin gereken ödemeleri alamadıkları konusundaki sorulara ise "Devletin kimseye ödemediği bir borcu yoktur. Promosyon sisteminden dolayı gecikmeler olabilir ama bizim kimseye borcumuz olmaz. Sağlık hizmetlerinden para alınmayacak. Onlar sadece otelcilik hizmeti ve öğretim üyesi farkı olarak fark alıyor. SSK'nın yaptığı anlaşmalarda fark alınması olabilir. O zaman hastalarımız da fark isteyen değil, fark istemeyen özel hastaneye gitsin. Şimdilik bunun en kestirme çözüm yolu bu. Daha sonraki zamanda bunu çözeceğiz" şeklinde yanıt verdi.