İstanbul, çok farklı dil ve medeniyetlerde çeşitli isimlerle anılır. Bu isimler, kent tarihinin farklı zamanlarıyla ilişkilendirilir. İstanbul’un adı nereden gelmiştir kısaca bahsettiğimiz yazıda şehrin ismiyle ilgili merak ettiğiniz tüm detaylara bulabilirsiniz.
İstanbul’un ismi birçok medeniyette farklı isimlerle kullanılır demiştik. Augusta Antonina, Byzantion, Konstantinopolis, Nova Roma, İslambol, Kostantiniyye ve İstanbul’dur. İstanbul’u Moğollar Çakduryan; Polonyalılar Kanatorya; Çekler Aylana; Macarlar Vizenduvar, isimleriyle anmıştır. Tarihimiz boyunca İstanbul’a verilen dolusuyla isim içinde, biz yaygın biçimde İstanbul’u kullanırız. Bu ismin, ‘’eis tin polin’’ tamlamasından geldiği söylenir. Bu tamlama, Yunanca dilinde ‘’şehrin içinde’’ , ‘’şehiriçi’’ , ‘’şehirde’’ gibi anlamlara gelir.
Halk dilinde n harfine bitişen p sesi, b sesine dönüşür. Bu nedenle, İstanbul isminin kökeni birçok kaynakta bu tamlamayla ilişkilendirilir. Ayrıca, Ermeni kaynaklarında Istanbol ya da Istınbol olarak yazılır. Türkçe diline de bu şekilde girdiği yüksek ihtimal olarak düşünülür.
İstanbul'un adları konusunda bir tez yazan Haluk Tarcan İstanbul isminin kökeninin Yunanca ya da Ermenice olmadığını savunur. Türkçe olduğunu söyler ve ‘’astan bolıq’’tan geldiğini belirtir. Bunu biraz açmak gerekirse, ‘’as’’ Ön-Türkçede ‘’Tanrı beldesi’’ anlamına gelir. As kökünden As/qan doğarak zaman içinde Astan olduğunu söyler ve Hitit diline İstan olarak geçtiğini ekler. ‘’Bolıq’’ kelimesi kent anlamına gelir ve bu kelimenin Bolu, Hayrabolu, Niğbolu, Gelibolu, İnebolu, Tirebolu gibi örnekleri de vardır. ‘’Astan-bolıq’’ kelimesi cennetvari kent anlamını verir, diyerek tezini sonuna kadar savunur.
Haluk Dursun, Eski Ayasofya Müzesi Başkanı olarak, İstanbul’un köken olarak Rumca ‘’şehre doğru’’ olarak bilinen ‘’stinpolis’’ kelimesinden geldiğini belirtir. Kelimenin kökü ‘’şehre’’ anlamına gelen ‘’stan’’ ve ‘’şehir’’ anlamında olan ‘’polis’’ten geldiğini söyler.
Haluk Dursun, İstanbul ismi nereden gelmiştir diye kısaca bahsederken, II. Abdülhamit zamanına ait olan bir cep saatinde ‘’Konstantinopolis’’ kelimesinin yazdığını belirtir. Bu tanıya ise şu ifadelerle yer verir: “Bu dönem milli hassasiyetin en yüksek olduğu dönemdir. Ama saatlerinde Konstantinopolis yazılı.”
Haluk Dursun, Osmanlı döneminde İstanbul için çoğunlukla ‘’Konstantiniyye’’ denildiğini söyler. Osmanlı döneminde isim takıntısının da olmadığını şu cümlelerle ifade eder: “Bunun bir istisnası var. Sultan 3. Mustafa hattı hümayunlarında özellikle ‘İslam şehri’ anlamına gelen İslambol’u kullanıyor.”
İstanbul’un ismi hakkında araştırma yapan uzmanlar, İslambol’un İstanbul’un kökeni olmadığını ifade eder. İslambol kelimesinin, halk tarafından türetildiğini ortaya koyar. Hatta bu türetmenin bir dönem çok fazla benimsendiğini de belirtirler. III. Ahmed’den III. Selim dönemine kadar Osmanlı sikkelerinin üstünde ‘’İslambol’’ kelimesinin görüldüğü söylenir.
İstanbul’un eski ismi denilince birçok isim karşımıza çıkıyor. Peki bu isimler neler? Oldukça fazla olan isimleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Ağrandone, Aleksandre, Alma Roma, Alyana, Anthusa, Antonia, sitâne, Beldetü’l-tayyibe, Bizantion, Cezîre-i Heft Cebel, Constantinople, Çakdurkan, Çar’gorod, Çezar şehri, Dârû’l-hilâfe, Dârû’l-islâm, Dârû’l-mülk, Dârü’s-saltana, Der-aliyye, Der-i Devlet, Dergâh-ı Selâtin, Dersaadet, El-farruk, Escomboli, Estambol, Estefanye, Granduye, Gülgûle-i Rûm, Herakliyan, İslâmbol, İstanbul, İstimboli, İstinpolin, Kalipolis, Kanaturye, Kayser-i Zemin, Konstantina El-uzmâ, Konstantiniyye, Konstantinopolis, Kospoli, Kostye, Kostyantine-grad, Licus, Mahmiyye-i Istanbul, Mahrûsâ-i Istanbul, Mahrûsa-i Konstantiniyye, Makedonya, Megalipolis, Miklagrad, Neas Romes, Nor-hormn, Nova Roma, Pây-i Taht-ı Saltanat, Poli, Polin, Polis, Pozantyam, Roma Bizanti, Roma constantium, Roma Orientum, Sakalye, Secunda Roma, Sitanbûl, Südde-i Saadet, Şehr, Şehr-i zâm, Şehr-i Konstantin, Taht-ı rûm, Tarigrad, Tekfuriye, Urbis imperiosum, Ümm’d-dünyâ, Vezendovar, Vizant kağak, Yağfurye ve Yankoviçe.
Eskiden İstanbul’a Byzantion denirdi. Daha sonra Constantinopolis denilmeye başlandı. Zaman geçtikçe de halk arasında ‘’İstanbul’’ ağırlık kazanmaya başladı. Osmanlı aydınları ‘’Kostantiniyye’’ ismini kullanırdı. Halk ise İslambol derdi. Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar İstanbul, ‘’Konstantiniyye’’ olarak geçiyordu. Atatürk bu isme karşı çıkıyordu. Peki İstanbul un ismi ne zaman değişti?
Şehrin isminin değişmesinin Atatürk’ün son tarih olarak 28 Mart 1930’u belirlemesi ve belirtilen tarih sonrası yurt dışından gelecek tüm mektuplarda kesinlikle bu ismin geçirilmemesi gerektiğini vurgulaması ile olduğunu söyleyebiliriz. Eğer mektupların birinde bu isim geçerse, geri iade edeceğini de belirtirdi. Böylece İstanbul’un eski ismi yok edilmiş oldu. Konstantin şehri, resmen İstanbul oldu.
Bu konuya bir de yabancıların cümleleriyle açıklık getirelim. Sherril, İstanbul için şu cümleleri söyler: ‘’ Biz yabancılar, bu eski şehir için Costantinople adını kullanmaya o kadar dilimizi alıştırmışız ki şimdi “İstanbul” demekte hayli güçlük çekeriz. Ama 1929 yılının ocak ayından beri bu şehrin resmi adı artık İstanbul’dur ve Costantinople yazılarak gönderilecek mektupların Türk posta idarecileri tarafından geri gönderilmesi ihtimali her zaman vardır… 3 Ocak 1929’da Türkiye’nin posta telgraf ve telefon genel müdürü, merkezi İsviçre’nin Bern şehrinde bulunan Uluslararası Posta, Telgraf ve Telefon Teşkilatı’na bir mektup yazarak bundan sonra “Constantinople” yerine “İstanbul” adının kullanılması gerektiğini resmen bildirmiştir.” (Bir Elçiden GAZİ MUSTAFA KEMAL, Tercüman Yay. S.24)