HABER

İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nde bilim ve teknoloji merkezi açılışı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (2) - "Ülkemizdeki kafe denilen vakit öldürme mekanlarının kütüphanelerimizden çok daha yaygın, çok daha dolu, çok daha kalabalık olması üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında hayata geçirmeye başladığımız millet kıraathanelerinin vakit öldürülen değil, değerlendirilen yerler olarak yepyeni bir vizyonu ortaya koyacağına inanıyorum" - "Cumhurbaşkanlığı Külliyemizin içinde 5 milyon cildi ihtiva edecek dev bir kütüphaneyi inşa ediyoruz. Şöyle bir 5-6 ay içerisinde bitmek üzere. İstanbul'umuzda, tarihi Rami Kışlası'nı restore ediyoruz ve orayı da İstanbul'un en büyük kütüphanesi... Belki de Cumhurbaşkanlığımızdaki kütüphaneyi bile geçecek, zira 5-6 milyon cildi bulacak. Bunlar, hepsi dijital ortamda da inşallah kayda alınacak" - "İstatistiklere göre, ülkemizde her gün televizyon izlemeye 6 saat, internete 3 saat harcıyoruz. Buna karşın kitap okumaya harcadığımız süre kişi başına günde birkaç dakikayı zor buluyor. UNESCO'nun kayıtlarına göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86. sırada bulunuyor. Günde 6 saatini televizyona, 3 saatini internete, sosyal medyaya ayıran insanımızın, özellikle gençlerimizin kitap okumaya hasrettiği sürenin dakikalarla ifade edilmesi bize asla yakışmayan bir tablodur"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ülkemizdeki kafe denilen vakit öldürme mekanlarının kütüphanelerimizden çok daha yaygın, çok daha dolu, çok daha kalabalık olması üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında hayata geçirmeye başladığımız millet kıraathanelerinin vakit öldürülen değil, değerlendirilen yerler olarak yepyeni bir vizyonu ortaya koyacağına inanıyorum." dedi.

Erdoğan, İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nin Bilim ve İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Açılışı ile Ziraat Bankası Kütüphanesi'nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, medeniyette ilim öğrenmeye, kitap yazmaya, talebe yetiştirmeye çok önem verildiğini, alimlerin eserlerini yazarken kullandıkları divitlerin uçlarını açarken çıkan artıkları çöpe atmadıklarını söyledi.

Alimlerin bunları biriktirip, ölümlerinden sonra mezarlarına konulmasını vasiyet ettiklerini aktaran Erdoğan, "Çünkü ilim erbabı, o divit uçlarının hesap gününde ilimle iştigal etmelerinin bir delili, bir nişanesi olarak Hak katında kendilerini şefaate mazhar kılacağına inanmışlardır." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, yaşadığı 9. yüzyılda felsefeden edebiyata, dini ilimlere kadar çok geniş bir yelpazede kıymetli eserler veren El-Cahiz'in herkese rehber olması gereken bir gerçeği "Ben kitaptan daha iyi komşu, daha insaflı ortak, daha mütevazı öğretmen ve daha yeterli bir arkadaş görmedim." cümleleriyle dile getirdiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"14 asrı aşan medeniyet tarihimizi incelediğimizde bunun gibi bizlere yol gösterecek, rehberlik edecek, meselenin künhüne varmamızı sağlayacak pek çok referansa şahit oluyoruz. İslam medeniyetinin alametifarikası nedir diye sorulsa hiç şüphesiz ilk dile getirilecek özelliklerden birisi kitap ve kütüphane olacaktır. Endülüs'te hüküm süren 2. Hakem'in kütüphanesinde 400 bin ciltten fazla yazma eser bulunuyordu. Bu eserlerin yalnızca isimlerinin liste halinde yazılmasıyla oluşan katalog dahi 44 ciltti. Maalesef bu kıymetli eserlerin tamamı Endülüs'ün işgali sonrasında İslam'ın İspanya'daki izlerini silmek amacıyla Gırnata'nın meydanlarında yakılmış, yok edilmiştir. Kimlerin kitaba düşman olduğunu göstermesi bakımından, ilme düşman olduklarını göstermesi bakımından bunlar çok büyük ispatlardır. Kimi tarihçiler yakılan kitapların sayısının 1 milyonun üzerinde olduğunu söyler. 12. yüzyılda Diyarbakır Ulu Cami'nin bitişiğinde kurulan kütüphanede 1 milyon 400 bin kitabın mevcut olduğu bir vakadır. Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul'u fethettikten sonra şehri yeniden imar ederken önceliği kütüphanelere vermiştir. Fatih ve Eyüp Sultan Camisi kütüphaneleri, Fatih'in İstanbul'a kazandırdığı en kıymetli ilim hazineleri arasındadır."

- "Ülkemizi ve milletimizi ileriye taşıyacak çalışmalara önem veriyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1890'da bile dünyanın göz bebeği İstanbul'da son derece zengin külliyata sahip 40'ın üzerinde kütüphane bulunduğunu belirterek, Abbasi, Emevi, Endülüs, Babür, Selçuklu ve Osmanlı gibi tarihe damga vuran, geride silinmez izler bırakan devletlerin en önemli vasıflarının ilim erbabına, kaleme ve kitaba verdikleri değer olduğunu söyledi.

Bu değerler hiyerarşisi altüst olduğunda, gerileme ve çöküş dönemlerinin başladığını vurgulayan Erdoğan, "Tarihimizi incelediğimizde, ilmi açıdan geriye düşmemizle, siyasi ve askeri açıdan geriye düşmemizin birbirlerini takip ettiğini görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyemizin içinde 5 milyon cildi ihtiva edecek dev bir kütüphaneyi inşa ediyoruz. Şöyle bir 5-6 ay içerisinde bitmek üzere. Ama bir başkasını da İstanbul'umuzda, tarihi Rami Kışlası'nı restore ediyoruz ve orayı da İstanbul'un en büyük kütüphanesi... Belki de Cumhurbaşkanlığımızdaki kütüphaneyi bile geçecek, zira 5-6 milyon cildi bulacak. Bunlar hepsi dijital ortamda da inşallah kayda alınacak." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir diğer taraftan da buralarda gerek mücellit yetiştirme, gerekse tezhip, hat gibi alanlara yönelik çalışmaları da yaptıracaklarını aktararak, her fırsatta ilmi çalışmalara, akademik gayretlere, araştırmalara öncelik veren yenilikçi projelerin öneminin altını çizdiklerini kaydetti.

Ülkeyi ve milleti tarihte olduğu gibi yeniden bilimde, teknolojide, sanatta ve kültürde ileriye taşıyacak çalışmalara önem verdiklerine işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak gösterdiğimiz onca gayrete, verdiğimiz onca mücadeleye rağmen hala bu hususta arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamadığımızı da üzüntüyle belirtmek istiyorum. Bilhassa kitap okuma, nitelikli akademik eserler üretme, bilimde çığır açan başarılara imza atma noktasında hala oldukça gerideyiz. Bakınız burada sizlere meramımızı daha iyi anlatacağına inandığım bazı rakamları paylaşmak istiyorum. İstatistiklere göre, ülkemizde her gün televizyon izlemeye 6 saat, internete 3 saat harcıyoruz. Buna karşın kitap okumaya harcadığımız süre kişi başına günde birkaç dakikayı zor buluyor. UNESCO'nun kayıtlarına göre Türkiye, kitap okuma oranında dünyada 86. sırada bulunuyor. Günde 6 saatini televizyona, 3 saatini internete, sosyal medyaya ayıran insanımızın, özellikle gençlerimizin kitap okumaya hasrettiği sürenin dakikalarla ifade dilmesi bize asla yakışmayan bir tablodur. Ülkemizdeki kafe denilen vakit öldürme mekanlarının kütüphanelerimizden çok daha yaygın, çok daha dolu, çok daha kalabalık olması üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Ülkemizin dört bir yanında hayata geçirmeye başladığımız millet kıraathanelerinin vakit öldürülen değil, değerlendirilen yerler olarak yepyeni bir vizyonu ortaya koyacağına inanıyorum. Fakat millet kütüphanelerinin bile ne olduğunu anlamayanlar da var, onu da söyleyeyim. 'Orada tuğla mı dizeceğiz?' diyenler var. Çünkü bilmiyor ki kıraathanenin manasını ne anlamıyor. Fakat uygulama başladı. Her açılışı yaptığımızda, orada üniversite öğrencilerimizi kitaplarının başında gördüğümüzde gurur duyuyorum. Bu iş yaygınlaşarak devam edecek. Her millet bahçesinin bir köşesinde bir millet kıraathanesi... Tüm illerimizde yayılacak."

(Sürecek)

En Çok Aranan Haberler