Özgür ALTUNCU/İSTANBUL, Devir-teslim törenine katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, ilim ve hikmetin imbiğinden geçmemiş hiçbir sözü mihraba ve minbere taşımayız. Helali haram, haramı helal yapmak gibi bir hakkımız ve haddimiz yoktur. Biz, Din-i Mübin-i İslam ne demişse, hangi davranışı helal görmüşse onu helal, hangi davranışı haram görmüşse onu haram olarak görmek ve anlatmakla yükümlüyüz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hiçbir insanın hayat tarzı üzerinde baskı kurmak gibi bir düşüncesi olmadığını da belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, "Bunu söylerken de hiçbir insanın hayat tarzı üzerinde baskı kurmak gibi bir düşüncemiz olmaz. Sanki Diyanet İşleri Başkanlığı, her Cuma 15-20 milyonu bulan Müslümanlarla camide bir araya gelip, camiye gelmeyen kardeşleri aleyhine, onların hayat tarzı hakkında konuşmalar yapıyor gibi bir düşünce ve atmosfer oluşturuldu. Bu tamamen yanlıştır" şeklinde konuştu.
"HELALİ HARAM, HARAMI HELAL YAPMAK GİBİ BİR HAKKIMIZ VE HADDİMİZ YOKTUR"
İslam coğrafyasının çok zor bir dönemden geçtiğini hatırlatan Başkan Görmez, hiçbir kurumun tek başına kendine yetemeyeceğini, tüm insanların ne yapıp edip, ortak aklı ve ortak hikmeti birleştirerek, bunu bir güce dönüştürmesi gerektiğini, camilerdeki kürsülerle ilahiyat fakültelerindeki kürsülerin birleştirilmesi gerektiğini kaydederek şunları söyledi;
"Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ilim ve hikmetin imbiğinden geçmemiş hiçbir sözü mihraba ve minbere taşımadık. Helali haram, haramı helal yapmak gibi bir hakkımız ve haddimiz yoktur. Biz, Din-i Mübin-i İslam ne demişse, hangi davranışı helal görmüşse onu helal, hangi davranışı haram görmüşse onu haram olarak görmek ve anlatmakla yükümlüyüz. Bunu yaparken de hem Kuran'ın imbiğinden geçirerek, hem sünnetin imbiğinden geçirerek, hem din ile hayat arasındaki ilişkiyi, vahiy ile akıl arasındaki ilişkiyi göz ardı etmeden, bugün söylenmesi gereken dil ve üslubun ne olduğuna, nasıl olması gerektiğine dikkat ederek söyleriz. Bunu söylerken de hiçbir insanın hayat tarzı üzerinde baskı kurmak gibi bir düşüncemiz olmaz.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI HER CUMA, CAMİYE GELMEYEN KARDEŞLERİ ALEYHİNE, ONLARIN HAYAT TARZI HAKKINDA KONUŞMALAR YAPIYOR GİBİ BİR DÜŞÜNCE TAMAMEN YANLIŞTIR"
Allah, Müslümanlara 'dinde zorlama olamayacağı' noktasında kesin emir buyurdu. Dinde zorlamanın sadece nifakı ortaya çıkaracağını bildiğimiz için biz, sadece güvenilir nasihatçi makamında kalarak ama Allah'ın dini ne diyorsa, bunu da ilmin ve hikmetin imbiğinden geçirerek topluma takdim ederiz. Bu bizim vazifemiz. Sanki Diyanet İşleri Başkanlığı, her cuma 15-20 milyonu bulan Müslümanlarla camide bir araya gelip, camiye gelmeyen kardeşleri aleyhine, onların hayat tarzı hakkında konuşmalar yapıyor gibi bir düşünce ve atmosfer oluşturuldu. Bu tamamen yanlıştır.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI OLARAK, 'MÜSLÜMANIM' DİYEN HER KARDEŞİMİZE VAZİFEYİ HİZMET BİLİRİZ"
Her Cuma camilere gelenlerle birlikte gelmeyenlere de dua edilir. Biz Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, 'Müslümanım' diyen her kardeşimize vazifeyi hizmet biliriz. Dindar ve dindar olmayan gibi bir tasnif etmek gibi hakkımız ve haddimiz olmaz. Biz bütün insanlığa bir ümmet gözüyle bakarız. Bu ümmeti ikiye ayırırız, ümmet-i icabet ve ümmet-i davet. Bu düşüncelerle bu şekilde Diyanet İşleri Teşkilatı hizmetine devam edecek. Sadece bu ülke için değil, bütün İslam coğrafyası için Diyanet İşleri Teşkilatı çok önemlidir. Vahdetimizi ayağa kaldırarak, zor durumda olan kardeşlerimize yardımcı olacağız.
“İSTANBUL'UN MR'INI ÇEKECEĞİZ"
İstanbul Müftülüğüne atanan Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Avrupa'daki 19 ülkeden büyük olan İstanbul'da, mevcut nüfus ve büyüklüğüne rağmen cami ve din görevlisinin eksik olduğunu dile getirerek, müftülükte nasıl bir profil çizileceğini anlattı. İlk işlerinin kentin MR'ını çekmek olacağını aktaran Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: "İstanbul'umuzu 'nereye kadar taşıyabiliriz'i görmeye çalışacağız. İmam hatipler, ilahiyat fakülteleri, Kur'an kursları, cami dernekleri ve STK'larla iletişimimizi güçlü kılacağız. İrfan ekolleri dediğimiz yapılar var. Bunların belli bir mesafede ve hepsine eşit olmak şartıyla ilişkilerimizi güçlendireceğiz. Zaman zaman bunlarla bir araya gelerek, bunlara rehberlik etmenin yollarına bulacağız. Müftülüklerimiz bir rehabilitasyon limanı olsunlar. Açık kapı günleri yaparak, halkla görüşme günleri yapmayı planlıyoruz. İnsanları dinlemek, sorularını cevaplamaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. 'Kitap kafe' türü mekanlar yaparak gençlerimizi buralara çekmeyi planlıyoruz."
"ADALETLİ OLMAYA ÇOK DİKKAT ETTİM"
Görevini Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz'a devreden Prof. Dr. Rahmi Yaran ise İstanbul Müftülüğü görevini 5 yıldır yürüttüğünü hatırlatarak, bu süre içerisinde adaletli olmaya çok dikkat ettiğini vurguladı. Müftü Yaran, "Bilhassa sınavlarda hiç kimseye hakkı olandan ne aşağı ne de yukarı not verilmemesini komisyon üyelerimizden rica ettim. Bana ait yetkileri kullanmaya ve yetkilerimin bir başkası tarafından kullanılmamasına çok özen gösterdim. Cemaatlere ve sivil toplum kuruluşlarına karşı eşit mesafede durmaya dikkat ettim. Belli bir hassasiyet ve nezaket içerisinde ilişkilerimi devam ettirdim." dedi.
Müftü Yaran, törende yaptığı konuşmada şöyle konuştu; "Dünya, 100 sene önceki Osmanlı coğrafyasını yeniden dizayn etmenin peşinde. Gelişen ve büyüyen Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını bozmak isteyen çevreler var. Bunlara karşı bizim yapabileceğimiz en önemli husus, birlik ve beraberliğimizi devam ettirmektir. Birlik ve beraberliğin devamı konusunda gerek 15 Temmuz ve ondan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı ve müftülerimizin ne kadar etkili olduğu izahtan vareste bir durumdur. Bu güç birliği inşallah böyle devam edecek. Tefrikadan uzak bir hayat, tefrikadan uzak bir Türkiye, tefrikadan uzak bir dünya ama öncelikle İslam dünyası inşallah muzaffer olacaktır. Müslüman güç kazandıkça şükrü artar. Müslüman olmayanlar ise güç kazandıkça kibir sahibi olur. Rahmi Yaran, görevini gönül rahatlığı içinde devrettiğini ifade ederek, Hasan Kamil Yılmaz'a başarılar diledi.
Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz ise, kendisini bu göreve layık gören herkese teşekkür etti. Törene, İstanbul eski müftülerinden Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Köse ve eski dekanlardan Prof. Dr. Raşit Küçük ile ilçe müftüleri katıldı.
Devir-teslim töreni, Diyanet İşleri Başkanı Görmez'in Yılmaz'a cübbesini giydirmesinin ardından, halef ve selefin birbirine çiçek ve plaket takdim etmesiyle sona erdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz