İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi’nde medya, akademi ve sivil toplum örgütleri temsilcileriyle düzenlenen 'Türkiye’de Nükleer Enerjiye Bakışta Medyanın Rolü' oturumunda, nükleer enerjiye yönelik dünyadaki tartışmalar ışığında Türkiye’deki tablo masaya yatırıldı.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın desteği ve Bakan Yardımcısı Murat Mercan’ın katılımıyla düzenlenen İstanbul Nükleer Santraller Zirvesi, açılış oturumu ardından nükleer enerjiye yönelik eleştirileri değerlendiren medya oturumuyla devam etti. INBEx Genel Müdürü Prof.Dr. Jan Blomgren başkanlığındaki oturumda, “Nükleer Enerji Santrali’nin Tolumsal Kabulü: Teoride ve Pratikte Türkiye Örneği” başlıklı bir sunuş gerçekleştiren Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Şebnem Udum, ‘kitle imha silahları’ denildiğinde dahi sadece nükleer söz konusu imiş gibi algısal bağlantı kurulduğuna dikkati çekti. Oysa ‘kitle imha silahları’ ile biyolojik ve kimyasal silahlara gönderme yapıldığını ve tüm dünyada bu çerçevede önlemler alındığını anlatan Udum, ancak toplumsal açısından nükleer ifadesiyle birlikte ‘silahlanma’ algısı oluştuğunu hatta yerleştiğini söyledi. Bunun da nükleer enerjiyi anlatmak ve anlamada ciddi önyargı yarattığını kaydeden Udum, “Türkiye’deki tabloda nükleer enerjiden duyulan kaygı öylesine yüksek ki bu da nükleer kaza riski beklentisini tetikliyor” dedi.Türkiye’de mutlaka sivil toplum ile güven tesis edici bir ilişki kurulması gerektiğini belirten Udum, Türkiye açısından nükleer enerjiye geçiş gerekliliğini topluma anlatmak ve güvenli nükleer tesis kurulmasıyla ilgili aydınlatıcı bilgilendirme yapmak ihtiyacına dikkati çekti."NÜKLEER SATRAL İLK GÜNDEN DİKKATLİ DÜŞÜNÜLMELİ"Medya oturumundaki konuşmacılardan Greenpeace Enerji Bölümü Temsilcisi Vladimir Chuprov da, nükleer santral projelerinde riskin finans ve inşa aşamasında başladığını anlatan bir sunum yaptı. Rusya’daki Rosatom Santrali örneği üzerinden yaşananları anlatan Chuprov, nükleer enerji santrali inşaatında en klasik sorunlardan birisini inşaat sürecinde maliyetin sürekli artması ve bitiş tarihinin ertelenmesi olarak tanımladı. Bunun nükleer santralde güvenlik önlemleri açısından düşük maliyetli yöntemlerin tercih edilmesine neden olduğunu kaydeden Chuprov, Rosatom’da maliyet düşürmek için kalitesiz malzeme ve teknoloji kullanımına gidildiğini öne sürerek, Türkiye’de ise Akkuyu’daki nükleer santral projesinin de finansal tabloya bakıldığında ciddi riskler içerdiğini iddia etti.Oturumda medya rolüyle ilgili detaylı bir değerlendirme yapan Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Turgay Türker ise, Türkiye’nin nükleer enerji ile ilgili tarihçesine bakıldığında birbirinden talihsiz süreçler yaşandığını ifade etti. Akkuyu’daki santral inşaatıyla ilgili mutlaka medyaya detaylı ve düzenli bilgilendirme yapılması gerektiğini kaydeden Türker, insan hayatı riski taşıyan böylesi bir konuda her türlü güvenlik önleminin alındığına dair kamuoyuna inandırıcı bilgi paylaşımı ihtiyacının sürdüğünü söyledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz