WASHINGTON (ANKA) - EMBARQ Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Ali Danış, İstanbul'un büyümesinin trafik sorununu daha da büyüttüğünü, EMBARQ Türkiye Direktörü Arzu Tekir de alternatif ulaşım yolları bulunmasının ve bisiklet kullanımının yaygınlaştırılmasının şart olduğunu söylüyor.
Dünya Bankası ve EMBARQ sivil toplum kuruluşunun ortak düzenlediği "Ulaşımı Dönüştürme 2014" konferansı geçtiğimiz günlerde yapıldı. Dünya Bankası'nın Washington'daki merkezinde gerçekleşen ve 2 gün süren konferans, tüm dünyadan ulaştırma uzmanları, yerel yöneticiler ve özel sektör temsilcilerini ağırladı.
Kent içi trafik sorunlarına ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir çözümler üretmenin önemi ve tüm dünyadan başarılı örneklerin incelendiği konferansta, Türkiye de vardı. Ali Danış, Embarq Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı. Danış Amerika'nın Sesi'ne şunları söyledi:
"Bizim gibi sonradan gelişmekte olan ülkelerde model, genellikle batıdaki tecrübelerden yararlanmak yerine, batıdaki tüketim kalıplarının aynen tekrarı. Bir an önce adam başı araç sayısının artması ve yolların yapılması. Halbuki batıda bu yönde yapılan yanlışların ne kadar ciddi ekonomik sonuçlar doğurduğu ve bunun yaşam kalitesini ne kadar kötü etkilediği yönünde çok ciddi çalışmalar yapıldı. Bütün dünyada özellikle batılı gelişmiş pazarlarda, merkezi dışarıya yayma 10-20 değil 50-60 senedir yapılan bir şey. Böyle bir gerçek varken, o tecrübelerden yararlanmak varken, bizim kalkıp İstanbul'u daha da büyütelim, bir değil iki İstanbul yapalım söylemleriyle yola çıkmamız sorunları daha da büyütüyor."
Danış "Elbette bütün toplu taşıma araçları çözümün araçları" derken "Ama bu toplu ulaşım çözümlerinin birbirleriyle entegre olması lazım. Zaten tek çözüm de toplu ulaşım değil. Sürdürülebilir ulaşım dendiği zaman olabildiğince çevre kirliliğini azaltmak, insanların ulaşım ihtiyaçlarını sağlıklı biçimde karşılamak. Ki bunun içinde yürümek de var, bisiklet de" ifadelerini kullandı.
Metrobüs, İstanbul'da her gün en az 750 bin kişi tarafından ulaşım aracı olarak kullanılıyor. Ancak Embarq'a göre, şehrin dinamiklerini değiştiren bu adımdan çok daha fazlasına ihtiyaç var. Sürdürülebilir Ulaşım Derneği, kent içi ulaşım sorunlarına çözüm üretmeyi hedefleyen ve kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu. Dünyada 6 ülkede faaliyet gösteren dernek için İstanbul, kuşkusuz en önemli hedef kentlerden biri olmuş. Arzu Tekir, kurumun Türkiye direktörü ve şu görüşleri dile getiriyor:
"9 kişilik ekibimizle İstanbul, Eskişehir, Antalya gibi farklı şehirlerde kent içi ulaşım sorunlarına çözüm bulmak üzerekurulmuş bir sivil toplum kuruluşuyuz. Ve kaynağımızı da Washington'daki Dünya Kaynakları Enstitüsü kanalıyla Bloomberg Philanthropies'den alıyoruz. Proje bazlı desteklerden de faydalanıyoruz. Tamamen sahada çalışan bir ekibimiz var. Mühendislerimizle analizlerimizi yapıp dünyadaki örneklerle, çözüm önerilerimizi sunuyoruz yerel yönetimlere. 52 km'lik metrobüs hattının erişilebilirlik ve yol güvenliği analizlerini yaptık. Bu şu demek, farklı yaş gruplarından, engelli vatandaşların, sağlıklı vatandaşların metrobüs hatlarına erişimi sağlanabilmesi için neler yapılmalı ve trafik kazaları nasıl engellenebilir sorusuna cevap verecek analizler sunduk."
Embarq Türkiye, bugünlerde üzerinde çalıştığı projelerden birinde ise, bisikleti bir ulaşım aracı olarak İstanbullular'ın hayatına sokmayı planlıyor:
"İstanbul'da son bir yıldır güvenli toplu taşıma ile entegrasyonu sağlanmış bisiklet yolu projesi üzerinde çalışıyoruz. Hollanda konsolosluğunun desteğiyle başlattık ve bu kapsamda İSPART ve İBB ile çalışıyoruz. Güvenli bisiklet yolları kılavuzu oluşturacağız bu yılın ikici yarısında Türk kentleri için. Bisiklete ilgi her geçen gün artıyor. STK'lar çalışıyor, biz ve bizim gibi kuruluşlar çalışıyor. Beklenti çok, talep çok. Bisiklet yolu Türkiye'de algılandığı gibi sadece sahil kenarı sayfiye yerlerinde spor amaçlı değildir. Ulaşım modu olarak alınması için çalışmalar yürütüyoruz.
Arzu Tekir'e göre, şehir hayatına bisiklet dahil etmek, kent güvenliğini yüzde 60 oranında arttırmakla kalmıyor, ekonomik getirisi de yüksek oluyor. Türkiye'de nüfus, 2002'den 2012'ye yüzde 12 arttı. Araç sahibi olma oranı ise tam yüzde 96. Bu sayılar, trafiğin nedenini ortaya koyarken, ulaşım sorunlarına çözümü ise hayati hale getiriyor.