Yoldan görüldüğünde dahi göz korkutucu büyüklüğü ile dikkat çeken yeni havalimanı, devreye girdiğinde 90 milyon yolcu kapasitesine sahip olaca
İstanbul, nihayet yeni havalimanına kavuşuyor. Açılışa günler kala inşaatın geldiği son seviyeyi inceleme fırsatımız oldu. Havalimanı, terminali ve 76 milyon m2’lik alanı ile ürkütücü bir büyüklüğe sahip. Ancak öyle teknolojiler kullanılıyor ki burada kaybolmanız, uçağı kaçırmanız imkansız.
Terminalden girdiniz, sizin uçağınız diyelim ki en uçtaki. Maksimum 2 kilometre yürümeniz gerekecek. Güvenlik taramaları, kimlik sorgulama derken 50 dakikayı bulabilecek bir serüvene dönüşebilir.
Yeni havalimanı daha yoldan gördüğünüzde büyüklüğü ile gözünüzü korkutuyor. Bu büyüklüğü karşılaştırmalı olarak vermek gerekirse Pekin Havalimanı 23 milyon metrekare alan üzerine kurulu. Frankfurt 21, Atlanta 19 milyon metrekare. Atatürk Havalimanı ise 12 milyon metrekare. Yeni havalimanı 76 milyon metrekarelik devasa büyüklüğü ile bu 4 havalimanını da içine alabilecek boyutta. Sadece terminal kısmı 1.2 milyon metrekare büyüklüğe sahip.
İGA, ilk faz devreye girdiğinde 90 milyon yolcu kapasiteli olacak. (İGA diyorum ama bakalım adı ne olacak. Bir duyumum var ancak kesinleşmeden yazmak yanlış olur. Önceki gün terminalin ve körüklerin neredeyse bitmiş inşaatını gördüğümde ilk aklıma gelen şey ‘Burada pek çok yolcu kaybolur, kapıyı bulana kadar uçağı kaçırır’ oldu. İGA İcra Kurulu Başkanı Kadri Samsunlu bu havalimanında kullanılacak ve dünya için de çok yeni sayılacak teknolojilerle bunun imkansız olduğunu, her şeyin tıkır tıkır işleyeceği konusunda iddialı olduklarını söyledi.
'BEACON' İLE YÖN BUL
İstanbul Yeni Havalimanı teknolojisi sayesinde adeta küçülecek, müthiş keyif alacağınız bir yolculuk deneyimine dönüşecek gibi duruyor. ‘Beacon’ teknolojisi bir nevi Yandex map. Bina içi navigasyon çözümü ile gideceğiniz noktayı giriyorsunuz en ideal yolcu rotasını size belirliyor. Sanki arabayla adres buluyormuş gibi sizi sağa sola komutlarla da yönlendiriyor. Bunu tabii elinde bir akıllı telefon uygulaması olanlar yapabilecek. Herkesin akıllı telefonu olmayabilir. Olmayanlar için de ‘Beacon’ üniteleri yardımcı olacak. Sadece terminal değil, pistler ve taksi yolları da çok karışık. Benzer bir sorunu pilotlar da yaşamasın diye onlar için de ‘Follow the green’ sistemi uygulanmış. Genelde havalimanlarında uçakların önünde ‘Follow me’ yazılı araçlar olur. Burada bu araçlar olmayacak. Uçağın pilotu yerde önünde yanan yeşil ışıkları takip ederek körüğünü, park alanını bulabilecek.