Beylikdüzü'nde bir mağazada satış görevlisi olarak çalışan Meral Arabacı (27), 27 Şubat Çarşamba gecesi saat 23.00-23.30 sıralarında evine giderken, 3 kişinin tacizli saldırısına uğradı. Evine 200 metre mesafede saldırıya uğrayan Arabacı, Doğan Haber Ajansı'na (DHA) yaşadıklarını anlattı. Her akşam aynı yolu kullandığını ifade eden Arabacı, "Küçük bir ses duydum. O sabah da kaldırımları kazmaya başlamışlar. Parmak uçlarında yürür ya insan, aynı o şekilde, kafayı yan çevirmek istedim, çeviremedim. Yani göz göze gelemedik. Bir el hissettim boynumda ve ağzımda. 'İmdat' dedim, ağzımı tuttu, küfürlü bir şekilde vurmaya başladı" dedi.
20 DAKİKA ŞİDDET
Saldırganların, yola park eden bir kamyonet ile bir beyaz arabanın arasına kendisini sıkıştırdığını aktaran Arabacı, "Arabanın arasına attı beni yere, tokadı yapıştırdığı gibi, hemen 2 kişi daha geldi. Üzerlerine siyah polar vardı. Biri başladı ayaklarıma tekme atmaya, bir diğer ellerimi tuttu. 'Yalvarırım yapmayın' dedim, belden aşağımı soymaya kalkacaklardı, ilk önce polarımı açtı, ağzımı tıkadı. Ben 'İmdat' deyince yeniden karnıma yumruklar atmaya başladı. Saçımdan tuttuğu gibi kaldırıma yatırdı beni. Yattığım yerde artık ağlıyorum, 'Yapmayın, bırakın' diyorum. 'Maaşımı aldım, çantamda' diyorum" şeklinde anlattı yaşadıklarını. Arabacı, şiddetin ve tacizin 20 dakika sürdüğünü belirterek, "Şalım vardı, onu açıp, öpmeye başladı" dedi. Yolda kimsenin olmadığını söyleyen genç kadın, saldırganların bir anda nedenini anlamadığı bir şekilde kaçtıklarını kaydetti. Saldırganların herhangi bir eşyasını almadığını da belirten Arabacı, saldırganlardan birini "Hayatta unutmam, kıvırcık saçlı, iri gözlü, top sakallı, kirli yüzlüydü, zayıftı. Ama diğer ikisini görmedim" diyerek tarif etti.
MOBESE'LER ÇALIŞMIYOR, BOZUK
Meral Arabacı, saldırganların kaçmasıyla sürünerek, kendini yola attığını ve geçen arabaları durdurmaya çalıştığını, ancak hiç bir arabanın durmadığını anlattı. Oturduğu sokaktaki kuruyemiş dükkanına sığındığını ifade eden Arabacı, şunları kaydetti: "Eve çıkarmışlar beni. Buraya memur beyler gelmiş, tam net hatırlamıyorum. Daha sonra karakol, karakoldan sonra hastane, bir daha karakol, savcılık. Polis sessiz kalmamı istedi. 'Bulunmaz' dedi. 'MOBESE kameralarını açın' dedim, çünkü caddenin ortasında tutuluyorum ve şiddetli bir şekilde dövülüp, tacize kalkışılıyor. 'Bulunmaz' dedi, 'Hangisini bulalım, sen en iyisi sus' dedi." Saldırıya uğradığı caddedeki MOBESE'leri sorduğumuzda polisin "Çalışmıyor, bozuk" dediğini aktardı.
BİR SAAT SONRA POLİSLER GELDİ
Her akşam kızını iş dönüş saatinde pencerede beklediğini ve beklediği pencereden kızının yürüdüğü yolun göründüğünü anlatan Nuran Arabacı, "O akşam çok yağmur vardı, maç da varmış, bir Allah'ın kulu sokakta yok" dedi. Meral Arabacı'nın saldırıya uğradığı akşam yağmurdan dolayı dışarının görünmediğini belirten Nuran Arabacı, kızının sığındığı kuruyemiş dükkanından kendileri aradıklarını kaydetti. Nuran Arabacı, "Karakol karşıda. Saniyede sivil polis koşarak bile yetişir, gelir. Bir saat sonra polisler geldi" diye konuştu.
Genç kadının sığındığı kuruyemiş dükkanının sahibi Cengiz Saylık da, olay gecesi Meral Arabacı'nın tedirgin bir şekilde dükkana geldiğini anlattı. Bölgede güvenlik kamerası bulunmadığını dile getiren Saylık, "MOBESE'ler bile doğru düzgün çalışmıyor. O gece polisi aradık, bir saatte ancak geldi" dedi.
Arabacı ve ailesi bu tür başkalarının da bu tür saldırılara maruz kalmaması adına suçluların ortaya çıkarılması için çaba sarfedeceklerini belirtti.