HABER

İstanbul'da su tesislerinin tarihi

İstanbul'da su tesislerinin tarihi

İSTANBUL (İHA) - Dünyanın en kalabalık şehirlerinden olan İstanbul'da ilk önemli su tesislerinin Roma İmparatorları zamanında yapıldığı belirtildi.

Bizans imparatorları tarafından ikinci yüzyılda kurulan su tesislerine Osmanlı döneminde ihtiyaca binaen ilaveler yapıldı. Zamanla artan su ihtiyacını karşılamak hem de yeni yapılan modern binalara basınçlı su vermek gayesiyle Sultan Abdülaziz tarafından 1868 yılında Fransız şirketine imtiyaz verilerek 'Dersaadet Anonim Su Şirketi' Terkos şirketi kuruldu. İmtiyazlı şirketler, haklarının azamisini alıp, vecibelerini yerine getirmekten kaçınınca su meselesinin bu şirketler eliyle çözüme kavuşmayacağı anlaşılarak Terkos Şirketi 1932 yılında, Üsküdar-Kadıköy Su Şirketi ise 1937 yılında satın alınıp, İstanbul Sular İdaresi'ne (İ.S.İ.) devredildi.

Kuruluş döneminde şehrin su ihtiyacı, yer altı kaynaklarından sağlandı. İlk önemli su tesisleri Roma İmparatorları zamanında yapıldı. İmparator Hadriyen (117-138) tarafından sur dışındaki bir kaynaktan Haliç'in kenar mahallelerine kadar su yolu yaptırıldığı Valens'in (364-378) de Halkalı civarından Beyazıt'a kadar su getirttiği ve bu Su Yolu için Mazul Kemer ile bugün Bozdoğan diye bildiğimiz Valens Kemeri'ni inşa ettirdiği kayıtlarda mevcut bulunuyor. Yine Valens zamanında Belgrad Ormanları'nda bir bend yaptırılıp, Kağıthane Deresi'nin suları ızgara ve havuzlarda toplanarak bu sular şehre getirildi. I. Teodosyus (378-395) Mazul ve Valens Kemerleri'ni kullanarak 3. Su Yolu ile şehre su getirirken, ayrıca Belgrad Ormanları'ndan Sultanahmet'e kadar 4. Su Yolu'nu inşa ettiryor. Roma ve Doğu Roma İmparatorları, kuraklık ve harp ihtimallerini düşünerek, şehir içinde üstü açık (Çukur bostan) ve kapalı sarnıçlar da yaptırıldı. Üstü açık su depolarının (Hazneler) en önemlileri Aetiyus (bugünkü Vefa Stadı), Aspar (Yavuz Selim'deki Çukurbostan) ve Hegius Mokius (Altınmermer semtinde) su depolarıdır. Üstü kapalı haznelerinin en meşhurları da; 336 sütunlu Basilika Sarnıcı (Yerebatan Sarayı), 224 sütunlu Pileksenus Sarnıcı (Binbirdirek) ve Acımusluk Sarnıcı'dır. Roma İmparatorları zamanında yaptırılan su tesisleri Bizans İmparatorları tarafından bir dereceye kadar tamir ve tevsi edilmiş ise de Bizans'ın son devirlerinde kullanılmaz bir şekilde, tamamiyle yok olmak durumuna geldi. Bu tesislerden halen ayakta olan Mazul ve Valens (Bozdoğan) Kemerleri Osmanlılar tarafından çok iyi bir şekilde tamir edilerek, yıkılmaktan kurtarıldı.

OSMANLI DÖNEMİ İstanbul'un fethedilmesiyle yeni bir çağ açan Türkler, o günün şartlarına göre, şaheser bir su medeniyeti vücuda getirdiler. Fetih'ten sonra şehir nüfusu daha da artınca, mevcut su tesisleri yetersiz hale geldi. Fatih Sultan Mehmet, evvelce Valens tarafından yaptırılan Marmara Bölgesi'ndeki su tesislerini ıslah ettirerek, Fatih ve Turunçlu Su Yolları bu suretle meydana geldi. Daha sonra birçok padişah ve devlet ricali, Halkalı suları adını alan ve Halkalı köyü civarındaki muhtelif pınarlardan beslenen Marmara Bölgesi Su Tesisleri Manzumesi'ne yeni kollar ilave edildi. Bu su yolları şunlardır: "Fatih, Turunçlu, Mahmut Paşa, 3. Mustafa, Bayezid, Süleymaniye, Mihrimah, Ebussud, Köprülü, Cerrahpaşa, Sultanahmed, 4. Murat, I. Mahmut, Hekimoğlu Ali Paşa, Kasım Ağa, Nuruosmaniye".

Zamanla nüfusun artması neticesi yine su sıkıntıları çekilmeye başlanınca Kanuni Sultan Süleyman bu meselenin halledilmesi için 'Ser Mimaran-ı Cihan ve Mühendisan'ı Devran' diye ma'ruf Mimar Sinan'ı vazifelendirdi. Böylece 1555 senesinde Kırkçeşme Su Tesisleri'nin inşasına başlandı. 1563'te tamamlanan tesislerde 4 kemer, Uzun Kemer, Eğri Kemer, Güzelce Kemer, Mağlova Kemeri bulunur. Kırkçeşme Su Tesisleri en kurak zamanlarda dahi günde 4 bin 200 metreküp su ile 158 tesisi (94 çeşme, 19 kuyu, 15 maslak, 13 hamam, 7 saray vi.d.) besliyordu. Kanuni Sultan Kağıthane Deresi'nin suları ızgar Süleyman'dan sonra birçok hayırsever tarafından yaptırılan ilavelerle suyun miktarı ve beslenen tesislerin sayısı arttırıldı. Suyun derlendiği sahalardaki derelerin baş tarafına bentler inşa edilerek, kıştan yaza su saklandı.

İstanbul'un Beyoğlu havalisinin su problemi ilk defa 1732'de yapılmış olan Taksim Suyu tesisleriyle çözüme kavuştu. Bahçeköy civarında derlenen ve günlük verimi 800 metreküp olan su, 20 km'lik bir isale hattıyla Taksim'deki 2700 metreküp'lük bir depoya ve oradaki Maksem vasıtasıyla 64 çeşme ve sebil ile 3 şadırvana ulaştı. 1732'de I. Mahmut tarafından yaptırılan Bahçeköy (Sultan Mahmut) Kemeri ile Topuzlu Bent, Valide Benti ve II. Mahmud Bendi bu tesislerdendir. Bentlerin inşasıyla Taksim sularının günlük verimi 3000 metreküp'e yükseldi.

VAKIF SULARI Halkın su ihtiyacını karşılamak için muhtelif kaynak suları küçük izale hatlarıyla çeşmelere verildi. Bunların en önemlisi 1904'te yapılan ve günlük verimi 1200 metreküp olan Hamidiye Suyu'dur. Kemerburgaz'daki menbalardan alınan bu su Beyoğlu civarındaki kışlalara, saraylara ve 50 kadar çeşmeye veriliyordu. Emirgan'a izale edilen Kanlıkavak ve Sarıyer suları da böyle kaynak sularıdır. Asya yakasındaki kaynak suları ise Kayışdağı, Atikvalide, Küçükçamlıca Alemdağ (Taşdelen) sularıyla, Beykoz'daki 10 Çeşmeler, Karakulak ve İshakağa sularıdır.

Dünyanın en önemli metropollerinden olan İstanbul'da hem yetersiz kalan su ihtiyacını karşılamak hem de yeni yapılan modern binalara basınçlı su vermek gayesiyle Sultan Abdülaziz tarafından 1868 yılında Fransız şirketine imtiyaz verilerek 'Dersaadet Anonim Su Şirketi' (Terkos Şirketi) kuruldu. Böylece, bu şirketin menba, dere ve yer altı sularını toplayıp, izale etmesi ve Terkos Gölü'nden alınacak suyun arıtılarak şehre izalesi ve tevzii kabul edildi. Yapılan ilk tesisin 1883'te Terkos Gölü kenarındaki terfi merkezidir. 1888'de göl çevresini yükseltecek bağlama yapılır. 1926 yılında ise Kağıthane sırtlarında ilk su tasfiye tesisi inşa edilerek su arıtılıp, klorlandıktan sonra şehre iletildi. Diğer taraftan, gittikçe gelişen Anadolu yakasının su ihtiyacını karşılamak üzere 1888 yılında Üsküdar-Kadıköy Su Şirketi 1893'te Elmalı Deresi üzerinde I. Elmalı Barajı'nı inşa etmiş, Anadoluhisarı'ndan Bostancı'ya kadar olan sahada şu şebekesi döşendi. Daha sonra Elmalı Barajı'ndaki suyu arıtacak bir tasfiye tesisi, terfi merkezi, Bağlarbaşı'na kadar izale hattı ve Bağlarbaşı Su Deposu da şirket tarafından inşa edildi.

İSTANBUL SULAR İDARESİ DÖNEMİ İmtiyazlı şirketler, haklarının azamisini alıp, vecibelerini yerine getirmekten kaçınınca su meselesinin bu şirketler eliyle çözüme kavuşmayacağı anlaşılarak Terkos Şirketi 1932 yılında, Üsküdar-Kadıköy Su Şirketi ise 1937 yılında satın alınıp İstanbul Sular İdaresi'ne (İ.S.İ.) devredildi. Kağıthane Deresi'nin suları ızgare Kağıthane Arıtma Tesisi'nin kapasiteleri arttırıldı. İkinci Kademe İsale takviye edilerek, kapasiteleri yükseltildi, şehir içindeki terfi merkezleri çoğaltıldı ve buharla işleyenler yerine elektrikli pompalar devreye sokuldu. Çırpıcı'da artezyen kuyuları açıldı ve bir Terfi Merkezi tesis edildi. Terkos-Silahtarağa arasında enerji nakil hattı kurularak, Terkos'taki terfi merkezleri elektrikli pompalarla teçhiz edildi. DSİ'nin yaptığı Ömerli Barajı'nın isale hatları ve su dağıtım şebekeleri tamamlandı. Asya yakasında ise Elmalı Deresi üzerinde 2. Elmalı Barajı inşa edildi. Elmalı Terfi Merkezi elektrikli motopompalarla donatıldı. Arıtma tesisi ıslah edildi. Adalara su iskelesi ile terfi merkezleri kuruldu. DSİ'nin yaptığı Ömerli Barajı'nın izale hatları ve su dağıtım şebekeleri tamamlandı.

Türkiye'de yaşanan sosyal olaylar sebebiyle bilhassa Güneydoğu'dan çok sayıda göç alan İstanbul'un nüfusu süratle artmış ve 10 milyonu aşmıştır. Altyapısı hazırlanmamış ve varoşlarda yapılan gecekondu tarzı meskun mahaller, hizmetin götürülmesini daha da zorlaştırır. Artan nüfusun su ve kanalizasyon ihtiyacını karşılamaya İ.S.İ.'nin gücü yetmeyince daha geniş yetki ve imkanlarla yeni bir idarenin kurulması ihtiyacı ortaya çıkar. 1981 yılında kurulan bu yeni idarenin ismi 'İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'dir (İSKİ). 2560 Sayılı Kanun ile İstanbul Valiliği denetiminde kurulan ve 1984 yılında 3009 sayılı Kanun ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesine alınan İSKİ Genel Müdürlüğü'nün hizmetleri, Büyükşehir Belediyesi'nin görev alanıyla sınırlıdır. Ancak şehrin faydalandığı su kaynaklarının bir kısmının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sınırları haricinde olması sebebiyle, İSKİ'nin görev alanı Bakanlar Kurulu kararıyla, doğuda Kocaeli Vilayeti'ne bağlı Darıca beldesi, doğusundaki Orhanlı beldesi, kuzeyde Şile ilçesi, batıda Büyükçekmece, Çatalca ilçeleri ve Istranca Dereleri havzalarını da kapsayacak şekilde genişletilir. İSKİ, halihazırda memur ve işçi olarak toplam 6 bin 829 çalışanıyla, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı, bağımsız bütçeli, kamu tüzel kişiliğine haiz bir kuruluştur.

En Çok Aranan Haberler