Kılıçdaroğlu, Samanyolu Haber TV'nin canlı yayınına katılarak, gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtladı.
Meclis'te yaptığı konuşmada, ''12 Eylül darbe hukukunu değiştirmeye var mısınız?'' dediğinin belirtilerek, neyi kastettiğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ''Siyasi partiler yasası'' karşılığını verdi.
Kılıçadaroğlu, yasaya göre vatandaşın kendi milletvekilini dahi seçemediğini belirterek, bu yasayı 12 Eylül idaresinin yaptığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''(Gel değiştirelim, vatandaş kendi milletvekilini seçsin) diyoruz, 'gelmem' diyor. O zaman 'siz darbecilere karşıyım' derseniz ben buna inanmam'' diye konuştu.
12 Eylül darbe yönetiminin yüzde 10 barajını da getirdiğini ve bunu da kaldırmayı teklif ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, niye ve hangi gerekçeyle kaldırılmadığını sordu. Kılıçdaroğlu, darbe yönetiminin getirdiği daha pek çok uygulama olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''12 Eylül darbe hukukunun getirdiği uygulamalar var. Yasalar yürürlükte. Anayasayı değiştiriyoruz güzel, bak ne güzel. Sivil anayasa yapalım diyoruz. Oturuyoruz bir masanın etrafına. Onu çıkarmak biraz zor, zaman ister ama bunları düzeltmek çok kolay. Getirirsin, bak iki parti hemen oturalım masaya demokrasi mi demokrasi, özgürlük mü özgürlük. Neyse hepsini değiştirelim.''
''AK Parti'nin, başkanlık sistemine geçilsin, başkanı da milletvekillerini de halk ayrı yarı seçsin dediğinin'' ifade edilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, başkanlık sisteminin bir anayasa değişikliği olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, Anayasa Komisyonu'nun sivil, özgürlükçü, demokratik bir anayasa için çalıştığını ve işin yarısına gelindiğini belirterek, birden bire ''bunu değiştirelim tümüyle. Başkanlık sistemi yapalım'' dendiğini bildirdi.
Sivil toplum örgütlerinden, üniversitelerden görüş alınırken bu konuyla ilgili bir görüş alınmadığını savunan Kılıçdaroğlu, masadan kaçmak için gerekçe arandığını iddia etti.
Anayasa görüşmelerinde zaman zaman yeni bir anayasa olamayacağı, bir uzlaşma çıkmayacağı yönünde görüşler olduğu belirtilerek görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, ''Ben karamsar değilim. İyi niyetle masanın etrafına oturulmuştur. Nitekim güzel tartışmalar da olmuştur. Belli konularda uzlaşma sağlanmıştır. Belli konularda parantez içine alınmıştır hükümler, yani uzlaşma olmayanlar. Onlar da ikinci turda oturulup olgunlaştırılır'' diye konuştu.
Eski başbakanlardan Bülent Ecevit zamanında anayasanın 65 maddesinin değiştiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, ''65 madde kavgasız, dövüşsüz, gayet güzel oturuldu, konuşuldu, tartışıldı, 65 maddesi değiştirildi. Niye değiştirilmiyor? Pekala otururuz, değiştirebiliriz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, bu süreçte yetişmese bile en azından parlamentoda oturulup tartışılmış bir çalışmanın ortaya çıkacağını dile getirdi.
''İstanbul'u alacağız''
İstanbul'un CHP için çok tartışılan ve merak edilen bir yer olduğu ifade edilerek, yerel seçimlerin de yaklaştığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, ''İstanbul'u kesinlikle alacağız'' dedi.
İstanbul'da 20-25 yıldır aynı anlayışta bir yönetim olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, bu sürede trafik sorununu çözemeyen, siluetini bozan, tarihi değerlerine saygı duymayan bir yönetim varsa değişmesi gerektiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül'ün partiye davet edilip edilmeyeceğiyle ilgili soruya karşılık da ''Sayın Sarıgül partimize gelirse elbette memnun oluruz. Sosyal demokrat bir arkadaşımız. Şişli'yi yönetiyor, uzun yıllardır yönetiyor. Bütün Şişli memnun kendisinden. Gelirse bundan mutluluk duyarız'' ifadesini kullandı.
Gelmesi yönünde bir çağrısı olup olmayacağının sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, herkese kucak açtıklarını ve CHP çatısı altına beklediklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Sarıgül'ün partilerine gelmesinden memnun olacaklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, CHP içinde ''ulusalcı kesim, BDP'ye yakın, alevi vatandaşların da içinde olduğu bir kesim'' bulunduğu ve cepheleşme olduğu yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, bunu kendisinin de gazetelerden okuduğunu söyledi.
Parti içinde elbette tartışmaların olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Olmaması mümkün değil. Biz aynı zamanda sosyal demokrat bir partiyiz. Hem demokrat yönümüz hem sosyal yönümüz var. Yani insan odaklı siyasi bir partiyiz biz'' dedi.
Kılıçdaroğlu, düşünce çeşitliliği, fikir farklılıkları olabileceğini dile getirerek, ''Bunlar olmadığı takdirde zaten o partiye parti denmez ki. Düşünce çeşitliliğiyle parti yeni kazanımlar elde eder'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, sürekli gelişen, yenilenmesini bilen bir siyasi parti olduklarını vurguladı.
''BDP Türkiye partisi olmalı''
Kılıçdaroğlu, BDP'ye nasıl baktığının sorulması üzerine, BDP'yi farklı bir parti olarak gördüklerini bildirdi.
''BDP'nin Türkiye partisi olmasını isteriz. Bölge partisinden kendisini kurtarması lazım'' diyen Kılıçdaroğlu, BDP bunu yapabilirse siyasete de önemli bir adım atmış olabileceğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, BDP'nin politikalarını benimsemediklerini, bölge partisi olmasını doğru bulmadıklarını ifade etti.
BDP ile herhangi bir konuda işbirliğinin söz konusu olup olmayacağının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Çerçeveye şöyle bakarız; önce kendimiz çalışacağız. Kazanma irademiz olacak, azmimiz olacak. Bunun mücadelesini vereceğiz. BDP'li seçmen bize oy verirse, AKP'li seçmen bize oy verirse, MHP'li seçmen bize oy verirse ben bundan memnun olurum. Her siyasi parti bunu istemiyor mu? Daha fazla oy almak istemiyor mu? Bütün siyasi partilerden, yurtsever olan tüm siyasi partilerin tabanından biz oy isteriz.''
Cumhurbaşkanlığı seçimi
''Cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Gül'ü destekleriz'' yönünde bir ifadesi bulunduğu ve bunun üzerine ''CHP'nin kendi adayı çıkmayacak mı'' eleştirileri olduğu hatırlatılarak, ''CHP'nin kendi adayı çıkmayacak mı? Sizin bir adayınız çıkacak mı cumhurbaşkanlığı için yoksa Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül arasında mı bir tercih yapıyorsunuz?'' sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, yadırgadığı şeylerden birinin, konuşmaların içinden başı ve sonu atılarak onun üzerinden yorum yapmak olduğunu söyledi.
Kılıçdaroğlu, ''Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilemez'' dediğini ifade ederek, cumhurbaşkanının herkesi kucaklayan kişi olduğunu belirtti.
Abdullah Gül'ü herkesi kucaklayan biri olarak görüp görmediğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Hayır. Sayın Gül aday olur mu olmaz mı bilmiyorum ama bu ülkenin herkesi kucaklayan bir cumhurbaşkanına ihtiyacı var ve bu kazanacaktır. Ben buna eminim. Bana sorulan soru şuydu? 'Ya iki aday olursa' Gül ile Erdoğan. Bu iki aday olursa onu söyledim. Yani 'niçin olmasın' dedim. 'Sayın Abdullah Gül'e verilebilir' dedim. Bizim düşüncemiz ne? Bizim düşüncemiz yeni bir cumhurbaşkanının çağdaş, uygar, iyi yabancı dil bilen, Türkiye'yi iyi temsil eden, sanatı, özgürlüğü, demokrasiyi savunan, anayasayı savunan, anayasal haklara büyük önem veren bir kişi. Bu kişi seçilir mi? Adım gibi eminim cumhurbaşkanı böyle bir insan olacak.''
Kılıçdaroğlu, ''Yani siz bir aday çıkaracaksınız öyle mi?'' sorusu üzerine, ''Niçin olmasın efendim. Tabii'' dedi.
Bütçe konuşması sırasında ''Sayın Başbakanım'' ifadesi kullanmasını ise bilerek, mizah olsun diye söylediğini anlatan Kılıçdaroğlu, Kayseri'de ödediği tazminatla ilgili soruya da yanıt verdi.
Kılıçdaroğlu, kendi hakkında açılan tazminatları partisinin değil kendisinin ödediğini söyledi.
Kayseri konusunda tazminat ödemesinin, kullandığı dil nedeniyle olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, ''Burada yolsuzluk yoktur diye bir tazminat ödenmiş şeklinde değildir o. İkisini birbirinden ayırmak lazım'' diye konuştu. Kılıçdaroğlu, yolsuzlukla ilgili Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi'nde davanın da sürdüğünü bildirdi.
Kılıçdaroğlu, cemevlerinin ibadethane olup olmadığının sorulması üzerine, dinin, siyasetçinin alanı olmadığını anlatarak, insanların ibadetlerini istedikleri yerde yapabileceklerini kaydetti.