YEMEK

İstanbul'un En Ünlü 7 Sokak Lezzeti

Hepimizin vazgeçemediği bir alışkanlık var bu 24 saat uyumayan şehirde; sokak lezzetleri! Kaçımız gecenin bir yarısı uzaktan gelen kokulara kapılmadan boş geçmişizdir o seyyar köftecileri, mis gibi tereyağ kokan pilav arabalarını? Şimdi sizlerle nam yapmış bu lezzetlerin en iyi örneklerini paylaşacağım; afiyetler olsun efendim...

İstanbul'un En Ünlü 7 Sokak Lezzeti

Meşhur Unkapanı Pilavcısı

İstanbul'un işlek olan hemen hemen her sokağında görebileceğiniz bir manzaradır seyyar pilav arabaları.. Fakat; Fatih'te bulunan Ayvaz Usta'nın yaptığı bir başka. Senelerdir her akşam aynı yerinde, Atatürk Bulvarı, İMÇ Bloklarının önünde lezzetini hiç bozmadan hizmet veriyor. Ayvaz Usta boşuna ün yapmamış. Etrafta bir sürü taklidi olmasına rağmen;bir onun önünde kuyruk var. Eee Ajda Pekkan bile Ayvaz Usta'nın pilavını yemeye geliyormuş. Misler gibi tereyağ kokan pilavının üstüne didiklediği tavukları ve tam olması gerektiği gibi pişirdiği nohutlarıyla iddia ediyorum bu pilavı başka yerde yiyemezsiniz! Bir de bu pilavı çoğu müdavimi ketçapla yemeyi tercih ediyormuş. Tenekedeki pompadan istediğiniz miktarda pilavınızın üstüne sıkıyorsunuz. Ben geleneğimi bozmadan Ayvaz Usta'nın ağaca asmış olduğu karabiberle tatlandırıp, yanına da açık yayın ayranımı söyleyerek yemeyi tercih ediyorum. Karnınızı bu müthiş lezzetle doyurmanın bedeli ise 6-7 lirayı geçmiyor. Unkapanı İMÇ'ye gittiğinizde, kime sorarsanız Ayvaz Usta'nın yerini rahatlıkla gösterir.


Sabırtaşı İçli Köfte

İstanbul'a memleketi Kahramanmaraş'tan geldiği ilk zamanlarda; eşinin evde yaptığı içli köfteleri İstiklal Caddesi'nde restaurantlara satmaya başlayarak bu günlere gelmiş Ali Bey. Daha sonraları işleri büyüterek şimdilerdeki yeri Sabırtaşı İçli Köfte ve Mantı Salonu'nu açan Ali Bey'in, içli köfte tezgahı hala Aznavur Pasajı'nın ordaki yerinde akşam 7 buçuğa kadar duruyor. Ali Bey'in vefatından sonra işlerin başına geçen oğlu Mustafa Bey, lezzetini hiç bozmadan aynı titizlikle görevi devralmış. Tezgahta sadece içli köftenin yer aldığı Sabırtaşı Restaurant'ta ise yok yok. Kahramanmaraş'ın en lezzetli örneklerinden sömelek köfte, yoğurtlu bulgur köfte, mantı, çiğ börek, eşkilaye sulusu gibi buraya has lezzetleri yerinde deneyebilirsiniz. Ama size tavsiyem eğer gitmediyseniz o zamanlar bu ailenin el ele verip geçimini sağladıkları bu tezgahtan o eski tada varmanız. Tezgah fiyatı:4,5 tl.


Tarihi Karaköy Midyecisi

Yıllar önce Ermeni Argam Usta tarafından hazırlanan bu lezzet günümüzün en popüler sokak lezzetlerinin başında geliyor. Gece gündüz sokaklarda, plajlarda midye dolmacı geçse de yesek diye hepimiz iç geçirmişizdir. Ama öyle biri var ki geçse de yesek değil, onu yemek için biz Karaköy'e gidiyoruz. Kuruluşu 1921'e dayanan Karaköy Midyeci'sine yeniden hayat veren Rıfat Bey, Kemankeş Karamustafapaşa Mahallesi'ndeki yerinde bu lezzeti bizlerle tekrardan buluşturdu. En sevdiğim lezzetlerden biri olan midyeyi ne yalan söyleyeyim son yıllarda malum sağlık koşullarından korkarak yer olmuştum. Burayı keşfettikten sonra adeta çölün ortasında bir vaha bulmuş gibi sevindim. Kendi üretimleri olan midyeleri günün her saatinde aynı tazelikte aynı lezzette bulacağınız garanti. Çünkü; Rıfat Bey midyeler o gün istediği gibi değilse müşterisine sunmayacak kadar dürüst bir işletme sahibi. Bu güzel midyelerin yanına bir Beyoğlu gazozu ve üstüne de peynir helvalarını söylemeyi ihmal etmeyin. Adet fiyatı 1 tl. - - - - - -

Mehmet Demir'in Kahvaltı Arabası

Yaklaşık 20 senedir İstiklal Caddesi Deva Çıkmazı'nın köşesinde eşi ile birlikte her sabah 6 buçukta yerini alıyor Mehmet Bey. Bana kalırsa seyyar tezgahların en yaratıcılarından bu kahvaltı arabası. Sabah evden işe gitmek için koşturmacayla çıkanlara bulunmaz nimet adeta. Bir kahvaltıdan beklediğiniz her şeyi sıcacık, taze taze çıkan ekmekleriyle size sandviç şeklinde sunuyor. Seçenekler arasında yok yok. Beyaz peynir, dil peyniri, zeytin ezmesi, domates salatalık söğüş, maydanoz, nane, dereotu, tavuk jambon, haşlanmış yumurta... Kendi keyfinize göre ister kepekli ister normal ekmeğinizin arasına koyduruyorsunuz. Bir de bu sandviçlerin bal kaymaklı versiyonunu yapıyor ki o zaman güne bomba gibi başlıyorsunuz. Yaklaşık saat öğlen 11 buçuğa kadar devam ediyor bu hummalı çalışma. Siz de kahvaltı hazırlayacak vakit bulamıyorum diyenlerdenseniz ya da vaktiniz olsa bile günün en önemli öğününü en azından bir kez Mehmet Bey ve eşinin ellerinden yemenizi tavsiye ederim.


Meşhur Söğüş Kelleci Muammer Usta

Sakatatların şahı söğüş kelleyi Muammer Usta'nın ellerinden yemediyseniz lütfen ben söğüş kelle yedim demeyiniz. Tezgah arabasının üstünde yazdığı gibi 1890'dan beri değişmeyen bu lezzeti 40 seneyi aşkın zamandır Beyoğlu Çiçek Pasajı'nın çıkışında bizlerle buluşturuyor. Niğde usulü söğüş kelle yapan Muammer Bey, bol soğanla harmanladığı bu lezzeti hem ekmek arası hem porsiyon hem de tam kelle şeklinde servis ediyor. Yapımı epey bir zahmetli olan bu lezzeti hazırlamak saatler sürsede Muammer Usta artık senelerin verdiği el becerisiyle hergün aynı tadı tutturarak bizlere sunuyor. Bize düşen de bu zahmetli tadı mideye kimyon ve kekikle bir güzel indirmek oluyor. Tam kelle fiyatı 22, porsiyon 12, sandviç fiyatı 7 tl.


Balık Dürüm Mehmet Usta

Balık ekmek deyince aç tok farketmez hepimizin aklı çelinir. Hele vapurla Karaköy'e geçildiyse yemek artık farz olmuştur. Karaköy son yıllarda her geçen gün popülaritesini arttırmaya devam ediyor fakat balık ekmekçiler çok daha eski zamanlardan beri buradaki namını sürdürüyor. Karaköy'de, Kemankeş Karamustafa Paşa sokakta yer alan Balık Dürüm tezgahının sahibi Mehmet Usta'da hakettiği ünüyle geç saatlere kadar tezgahının başında işine devam ediyor. Fakat onun lezzeti balık ekmekçilerden farklı olarak balık dürüm yapıyor olması. Hem de ne dürüm! Önce ızgarasında pişirdiği uskumruları lavaşa koyuyor, üzerine yeşillik ve közlediği kapya biber ve soğanı koyuyor. En son da baharat ve nar ekşisi döktüğü dürümleri sarıp elimize tutuşturmasıyla bitmesi bir oluyor. Sokağın başından kokusuyla sizi kendine çekecek bu lezzetin fiyatı 12 tl.


Çiğ Köfteci Hüseyin Usta

Kebapçıya gittiğimde ilk sipariş ettiğim şeydir çiğ köfte. Çok severdim fakat aklımda da hep bir şüphe olurdu; 'Bu etleri pişmeden yiyoruz ama hayırlısı' diye. Neyse ki son yıllarda etsiz çiğ köfteler imdadıma koştu. Yaklaşık 40 senedir Hüseyin Usta'nın çiğ köfteleri de bunun en iyi örneklerinden. Usta sabit bir yerde durmuyor. Tüm gün Beyoğlu Sokakları'nda ekmek parasını kazanırken bizi bu müthiş lezzetle buluşturuyor. Bulgur, maydanoz, soğan, baharat ve işin sırrı olan Urfa isot biberiyle yoğuruyor köftelerini. İster lavaşın içine marulla birlikte koydurarak, ister formunuza dikkat edip sadece marulla tüketin çiğ köftenin en lezzetlisi Hüseyin Usta'da. Şanslıysanız Hüseyin Usta'ya denk gelip etlisinden farkı olmayan bu çiğ köfteleri afiyetle yiyin.

En Çok Aranan Haberler