Hafta içi, Diesel giyim markasının Taksim’deki striptiz külübü Foliberjer’de partisi vardı. Parti Diesel’in global “sex sells/seks satar” kampanyasının Türkiye lansmanı. 400’ü aşkın seçkin konuk, seksi danslar ve erotik şovlarla ağırlandı. Ama bu işin, o geceye özel hazırlanmış makyajlı yüzü. Peki İstanbul'un striptiz kulüplerini tanıyor musunuz? İşte İstanbul'un striptiz kulüpleri...
Sultanas’ın yanıp sönen ışıklarıyla Elmadağ’da hemen göze çarpan bir tabelası var. Gece 01.30 gibi sahnenin hemen önündeki masamızdayız. Ama sahnenin etrafı bir perdeyle çevrili. Perde henüz kapalı.
Mekanda 6 loca, 12 masa var. Dekorda hemen her şey kadife ve kırmızı. Arkada bir bar oluşturulmuş, 6-7 tane kadın oturuyor. Soruyorum, onların Türk konsomatrisler olduğu söyleniyor. Ama sahneyi Ruslar ele geçirmiş, çünkü daha yaratıcılar. Türklere sadece konsomasyon kalmış.
Golden Eye 007 müziği eşliğinde sahnenin perdesi yavaş yavaş yükseliyor. İlk şov, hapishane konseptinde: Parmaklıklar arasında kumral bir kadın... Ütü masası gibi bir barın üstünde dans ediyor. Salonda sanki kendisinden başka kimse yokmuş gibi gayet rahat. Ama yine de hiçbir müşteriyle göz göze gelmiyor. Foto muhabir arkadaşım Emre, makineyi kol altına yerleştirmiş, kimseye çaktırmadan sürekli deklanşöre basıyor. Müzik ilerledikçe üstündeki kıyafetler azalıyor. 007 bittiğinde artık üstünde sadece ip bir külot var. Şov yaklaşık 5 dakika sürüyor, perde iniyor.
O perde her inip kalktığında içeride sahne değişiyor. Bu şovlar sabahın ilk ışıklarına kadar böyle devam ediyor. Bu arada kulübe müşteriler gelmeye devam ediyor, yan masaya iki kuzey Avrupalı turist oturuyor.
İkicin şov, yatağında uyanan sabahlıklı bir kadın... Bu seferki sarışın ve gayet hoş bir hanım. Rol icabı güya yatağından kalkıyor ama nedense otrişi var ve gece topuklu ayakkabılarıyla yatmış. Uyanınca sabahlık fora tabii. Birdenbire parıltılı bir sopa çıkıyor ortaya. O batonla dans etmeye başlıyor. Sütyenin çıktığı nokta burası işte. Bu bardaki bütün külotlar ip model galiba. G-string’in biraz daha incesi. Mezdeke tarzı Arapça bir müzik eşliğinde perde iniyor, kadın da baton da kayboluyor.
Şovlarda şaşırtıcı bir çeşitlilik var. Kostümler danslar gayet profesyonel. İnsan bu kadar ciddiye almalarını anlayamıyor açıkçası. Masa olarak hararetle bunu tartışıyoruz, derken yine perde kalkıyor, bu kez karşımızda Truvalı Helen!
Sahnenin ortasında tahtadan bir Truva atı... Helen Antik Yunan savaşçıları gibi giyinmiş, Brad Pitt’in Truva filmi müzikleri eşliğinde dansediyor. Zırhı, miğferi, kalkanı, mızrağı her şeyi, her şeyi var Helen’in. Kılıç kalkan ekibi gibi mızrağını sallaya sallaya şov yapıyor, sonra sıcaklıyor, zırhı çıkarmaya başlıyor. Truva atının üstüne bindiğinde artık üstünde sadece kulübün resmi kıyafeti olan ip külot var. Bizden esirgediği öpücükleri yan masadaki Kuzeyli soğuklara yollamakta beis görmüyor Parciela.
Striptizci Parciela’nın Arnavut olduğunu söylüyor şef garson. Şovu bittikten sonra, Türk konsomatrisler gibi o da masalara geliyor. Ama İngilizce konuşmanız şart, Türkçe bilmiyor. Bu dezavantaj, çünkü mekanın raconu gereği, masaya çağırdığınız hanıma 15 dakikada bir içki ısmarlamak zorundasınız. Her içkisi fiks 50 lira. Çağırmıyoruz Parciela’yı; 3 votka, 1 bira, 1 kola ve 1 çaya 240 lira ödeyip çıkıyoruz.
Nedense bütün striptiz kulüpler underground, yani yerin altında, mutlaka bir merdivenden aşağı iniliyor. Harbiye’deki Playboy da öyle. Girişte silah kontrolünden geçiyoruz. Kırmızı halılı uzun bir koridordan ilerlemeye başlıyoruz.
Koridorun sonundaki merdivenlerden aşağı inerken avaz avaz bir arabesk duyuluyor. Meğer kıtı kıtına striptiz şovu kaçırmışız, pavyon faslı başlamış. Burada striptiz şov 11.30 gibi başlıyor, 01.30 gibi bitiyor.
Herhalde izlediğim filmlerin etkisi, bu tür yerlerin müşterisinin hep orta yaş üstü “kalantor abi”ler olduğunu düşünürdüm... Oysa çoğunluk spor giyimli ve 25-35 yaş grubu. Kadınlı-erkekli localar, masalar kurulmuş. Eser adında sarışın bir hanım, piyanist eşliğinde sahnede şarkı söylüyor. Az önce şov yapanlar masalara inmiş, artık dans sırası müşterilerde.
Masaya oturur oturmaz, daha sipariş bile vermeden her yerde fiks olan kuruyemiş, salatalık, havuç, çilek, portakal ve patlamış mısır geliyor masaya. Adamın biri konsomatrisi omuzuna alıp sahnede çevirmeye başlayınca, kadıncağızı indirmek de, adamı idare etmek de garsonlara düşüyor. Zaten masaya davet edeceğiniz hanımlarla bağlantıyı onlar sağlıyor. Buradaki hanımlar Rusçanın yanısıra İngilizce ve Türkçe de konuşuyorlar. Resmi kıyafet miniminnacık mini etek.
Kendi içtiğiniz içki 30 lira. Ama konsomatrisinkine 60 lira ödüyorsunuz. Normalde 15 dakikada bir içki ısmarlamanız lazım ama bu iş de pazarlığa tabi: “Abi size 25 dakikada bir yazarız” diyor şef garson. Ama “artı garsoniye” demeyi de ihmal etmiyor. Ayarladıkları kadınları geri gönderiyoruz, 20 dakikada 3 votka 1 kolaya 120 lira hesap geliyor.
Taksim-Harbiye-Talimhane üçgenindeki striptiz kulüplerin en fiyakalısı Foliberjer. Bir de yılların Parizien’i var ama orası şu anda tadilatta. Foliberjer Talimhane’deki iki külüpten biri. Diğeri Tayland 85.
Buraya “istiptizin ferrarisi” deniyor. Adet bozulmamış, yine merdiven iniyoruz. Ama karşımıza son derece modern bir gece kulübü çıkıyor. İki katlı, üst tarafta balkon-localar var. Alt tarafta ışıklandırılmış büyük bir sahne, etrafında masalar ve VIP’e uygun ayrılmış alanlar... Ortalıkta 20 kadar konsomatris var. Kimi masasında oturuyor, kimi sahnede aynalara bakarak dansediyor.
Ağırlık Rus ve Romen. Öyle her kız gelip burada dans edemiyor. Garson, kızların internet üzerinden katalogdan seçildiklerini söylüyor. Menajerleri fotoğraflarını yolluyormuş. Diğer kulüplerde moda mini etek ve ip külottu. Foliberjer’de kısa şort revaçta.
Kısa şorttan başka, Foliberjer’deki kızların bir diğer ortak özelliği, hepsinin tırmanışçı olması. Şöyle ki: Şov başlamadan önce sahnenin ortası açılıyor, ortaya dansçı kızların şov yapabilmesi için bir boru çıkıyor. Açılışı yapan dansözün boruyla işi yok. Ama striptizci kızların hepsi dört metre uzunluğundaki bu boruya tırmanıp tırmanıp iniyor, en tepeden başaşağı sarkabiliyor.
İlk çıkan turuncu bikinili bir kadın. Fosforlu ışıkta bikinisi parıl parıl parlıyor. Ayağında topuklu ayakkabılar var. İkinci kadın sarışın, leylek gibi uzun. Böyle arka arkaya 4 dansçı çıkıyor.
Kızlara ısmarlanan içkinin bedeli 50 lira. Müşteriler hallerinden memnun. Haftasonu olmamasına rağmen masalar dolu, müşterinin nabzına göre her locada ayrı bir eğlence var: Sertab çalıyor, kimi masada oryantal yapıyor, kimi sarılmış romantik dans...
Hürriyet