HABER

İŞTE 10 OLAY

İŞTE 10 OLAY

2010 yılını karşılamaya çok az bir zaman kalmışken, "Geride bıraktığımız 10 yılda Türkiye siyasetine hangi olaylar damgasını vurdu?" sorusunu usta gazeteciler derleyip cevapladı. Cevaplarla Türkiye gündeminde 1999-2009 yılları arasında kırılma noktaları oluşturmuş, ülkeyi sarsmış ve etkileri hala devam eden 10 olay ortaya çıktı.

Listenin başında 1999 yılında PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanması var. İkinci sırada Orhan Pamuk'un Nobel ödülü kazanması, üçüncü sırada AKP'nin 2002 yılında tek başına iktidara gelmesi var.

İŞTE İSTE:

1- 16 Şubat 1999: PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanması

2- 21 Şubat 2001: Ahmet Necdet Sezer'in MGK toplantısında anayasa kitapçığı fırlatması

3- 3 Kasım 2002: AKP'nin genel seçimlerden zaferle çıkması

4- 1 Mart 2003: TBMM’nin ABD askerlerine geçiş izni veren tezkereye onay vermemesi

5- 17 Aralık 2004: Türkiye'nin AB’den müzakere tarihi alması

6- 12 Ekim 2006: Orhan Pamuk'un Nobel’i kazanması

7- 12 Haziran 2007: Ümraniye’de bir evde bulunan mühimmatın Ergenekon’un 'start’ını vermesi

8- 19 Ocak 2007: Hrant Dink suikasti

9- 27 Nisan 2007: Genelkurmay internet sitesine saat 23.20’de laiklik ile ilgili bir açıklama konulması

10- 28 Ağustos 2007: Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilmesi


Türkiye’nin yıllarca boğuştuğu terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan CIA, MOSSAD ve MİT’in işbirliğiyle Kenya’da yakalandı.

Böylece 15 Ağustos 1984’te Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan terörle mücadelede yepyeni bir döneme girildi. Öcalan’ın yakalanışı diplomatik bir mücadeleyi gerektirmişti, yargılanma süreci de özellikle AB tarafından yakından izlendi. DGM Öcalan’a idam cezası verdi, ancak dönemin DSP-MHP-ANAP hükümeti idam cezasını kaldırdı.


Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, bir tartışma sırasında elindeki Anayasa kitabını fırlatınca Başbakan Bülent Ecevit Milli Güvenlik Kurulu toplantısını terketti ve Türkiye için tarihin en büyük ekonomik krizlerinden biri başlamış oldu.

Üç gün içinde repo faizlerindeki tırmanış yüzde 7 bin 500’ü buldu, borsa yüzde 29,3 değer kaybetti. Başbakan Ecevit, Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş’i Türkiye’ye çağırdı ve ekonomiden sorumlu devlet bakanlığına atadı.


Türkiye’nin son yıllarına damgasını vuran AKP iktidarı, uzun yıllardır görülmemiş bir zaferle başa geldi.

Seçimlerden 363 milletvekili çıkaran AKP, yıllardır koalisyon hükümetleri ile yönetilen Türkiye’de tek başına hükümet kurdu. Partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan, yasaklı olduğu için seçime katılamadı. Fakat Siirt’te seçimin iptali, sonradan Erdoğan’a milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açtı. 3 Kasım 2002 seçimlerinin bir diğer önemli özelliği de TBMM’ye AKP dışında sadece CHP’nin girebilmesi, iki partili bir meclisin kurulması oldu.


ABD’nin Irak’ta savaşa hazırlanması tüm dünyada huzursuzluk yaratıyordu, ancak Türkiye’nin önünde verilmesi gereken zor bir karar da vardı: "Türkiye toprakları ABD askerlerine açılmalı mı, açılmamalı mı?" AKP hükümeti ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD askerlerinin ve teçhizatının Türkiye üzerinden Irak’a geçebilmesine izin vermek istiyordu

Ancak TBMM’nin 1 Mart’taki oturumunda oylamaya sunulan tezkere, sürpriz bir şekilde kabul edilmedi. Bu, sadece Irak’taki savaşın ve ABD’nin değil, Türkiye’nin de kaderini etkileyen bir karar oldu.


Brüksel’de toplanan Avrupa Birliği Konseyi, Türkiye ile 3 Ekim 2005’te müzakerelere başlama kararı aldı.

Böylece 50 yılı geride bırakan Türkiye’nin AB üyeliği sürecinde, en önemli dönemeçlerden biri yaşandı. Konsey toplantısı öncesinde 15 Aralık’ta Avrupa Parlamentosu’nda yapılan Türkiye oturumundan ise yandaki görüntü hafızalara kazındı. Oturumda Türkiye lehine oy kullanan parlamenterler Türkçe, İngilizce, Fransızca “evet” yazılı dövizler açtı.


Orhan Pamuk hayatımıza 1982’de “Cevdet Bey ve Oğulları” ile girdi. Ancak 8 Şubat 2005’te İsviçre’deki bir gazeteye verdiği demeçte “Türkiye'de 30 bin Kürt öldürülmüştür, 1 milyon da Ermeni” demesi, Pamuk’u tüm Türkiye’nin gündemine yerleştirdi. Bir sene sonra 12 Ekim 2006’da Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığı açıklandı. Ancak bir Türk yazarın ilk kez Nobel kazanması Türkiye’de birçok tartışma başlattı. Kimileri bu başarının alkışlanması gerektiğini söyledi, kimileri ödülün Pamuk’un İsviçre gazetesine yaptığı açıklamalar nedeniyle verildiğini iddia etti.


Bir ihbar üzerine Ümraniye Çakmak Mahallesi Muhtarlığı karşısındaki tek katlı bir binanın çatısında yapılan aramalarda, 27 adet el bombası, TNT kalıpları ve fünyeleri bulundu.

Gecekondu sahibi ve yeğeninin ifadeleri üzerine el bombalarının eski bir astsubaya ait olduğu anlaşıldı. Tüm bu gelişmelerin ardından Türkiye’nin gündemini kökten değiştiren Ergenekon süreci başladı. Gözaltılar, dalgalar, dev iddianameler ve mahkeme süreci ile Ergenekon Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden olmaya devam ediyor.


Gazeteci Hrant Dink genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesinin önünde üç el silah atışıyla öldürüldü.

Dink’in cenazesi 23 Ocak’ta binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti. ‘Acı herkesi ortak bir noktada buluşturdu’ denirken, tören sırasında taşınan "Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeniyiz!" yazılı dövizler tartışma konusu oldu.

Kimileri bu dövizlere itiraz etti. 2005 ve 2006 yıllarında Türklüğe hakaret gerekçesi ile yargılanan Dink’in fikirleri ölümünden sonra daha çok tartışıldı ve belki de daha çok anlaşıldı.


2007’de Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, gündemin en önemli maddesi, türbanlı bir first lady’nin Çankaya’ya çıkıp çıkamayacağıydı.

Bu ortamda Genelkurmay Başkanlığının internet sitesi üzerinden yaptığı bir açıklama, Türkiye tarihine geçti. Genelkurmay Başkanlığı’nın gece saat 23.20’de internet sitesine koyduğu açıklamada, rejime ve laik düzene ilişkin kaygılar dile getirildi. Bu açıklama bazı siyasetçi ve gazeteciler tarafından "muhtıra" olarak tanımlandı ve böylece Türkiye ilk kez e-muhtıra ile tanışmış oldu.


Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül oldu. Gül, 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy aldı.

Ancak 11. Cumhurbaşkanı’nın Nisan 2007'de başlayan seçim süreci, Türkiye’nin en sancılı cumhurbaşkanı seçim süreçlerinden biriydi. Bunun en önemli sebebi Cumhurbaşkanı Gül’ün eşi Hayrunisa Gül’ün türban takmasıydı. Ancak Gül’ün zaferi ile Türkiye tarihinde bir ilk yaşandı ve türban Çankaya’ya çıkmış oldu.

En Çok Aranan Haberler