Yılda 200 bin tonu aşan ay çekirdeği ve kabak çekirdeği tüketimiyle dünyanın çekirdeği en seven ülkelerinden biriyiz. Özellikle yaz aylarında tüketimi artan ay çekirdeği ve kabak çekirdeğini satın alırken tercih ettiğimiz ürünün son kullanma tarihini, nerede üretildiğini bilmemiz ve el değmeden tüketiciye ulaştığına emin olmamız gerekiyor.
Açıkta satılan ürünlerdeki mikrobiyolojik risklere dikkat çeken Samim Saner, ürünlerin açık olduğunda aynı zamanda her türlü mikrop ve küf bulaşmasına da açık olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“En zararlı küf toksini Dünya Sağlık Örgütü'nce bir numaralı kanserojen madde olarak nitelendirilen Aflatoksin maddesidir. Aflatoksin maddesi uygun koşullarda kurutulmamış ve muhafaza edilmeyen; açıkta satılan kuruyemiş, baharat ve kuru meyvelerin üzerindeki gözle görülmeyen bir küflenme sonucunda ortaya çıkan zehirli bir kimyasal maddedir. Ülkemizdeki tüketim miktarı göz önünde bulundurulduğunda, ay çekirdeği ve kabak çekirdeği alımında bakanlığın resmi kontrollerinden geçmiş ambalajlı ürünlerin tercih edilmesinin gerekliliği daha da önem kazanıyor.”
Çekirdeğin tüketilecek miktarlarda alınmasının hem gıda israfı hem de gıda güvenliği açısından son derece önemli olduğunu dile getiren Saner, “Beklemiş, bayat çekirdeği tüketirken ağzımıza gelen o kötü tat, aslında sadece bir kötü tattan ibaret değil. Bu sırada küf toksinleri ve yağın oksidasyon ürünlerini yediğimizi ve özellikle küf toksinlerinin karaciğer kanserinin bir numaralı tetikleyicisi olduğunu unutmayalım. Taze ve hijyenik ürünlere ulaşmanın ve tüm bu sağlık problemlerini en aza indirgemenin yolu ise menşei, son kullanma tarihi belli olan ve Bakanlık resmi kontrollerinden geçen paketli ürünleri tercih etmekten geçiyor.” diye konuştu.