Aile Danışmanı ve İletişim Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Doğru, evliliği uzun bir yolculuğa benzeterek, “Bu uzun yolculukta aracınızın tekeri patlar, motoru bozulur işler beklediğiniz gibi gitmez ve asıl kişiliğiniz ortaya çıkar.” dedi.
Evliliklerdeki anlaşmazlıklardan kadınların büyük zarar gördüğüne dikkat çeken Doğru, boşanmanın da bir seçenek olduğunu, ancak hak olmadığını söyledi. Boşanma sürecindeki çocuklu çiftlere, ‘Boşanmadan önce mutlaka çocuk esirgeme yurduna gidin ve annesiz babasız yetişen bir çocuğa bunu sorun, onu bir müddet izleyin ve sonra karar verin’ uyarısında bulunan Yrd. Doç. Dr. Ömer Doğru, şunları söyledi:
“Unutmayın her kavganızda tek kaybeden var, o da çocuklardır. Evlilik zor bir yaşam biçimidir. Sanıldığı kadar kolay ve toz pembe bir hayat yolculuğu değildir. Yaşamdaki zorluklar, stres, ekonomik sorunlar, ailelerin beklentileri ve eşlerin birbirlerine uymayan yönleri evliliği zorlaştırır, eşlerin birbirlerine olan hoşgörüleri, hata ve kusurların erimesine neden olur. Diğer eşe karşı hoşgörüsüzlük, ondan mükemmel olmasını beklemek, onun insan üstü bir varlık olduğunu sanmak, evlilikte yapılan en büyük hatalardandır. Sağlıklı evliliklere baktığımız zaman, her iki eşin birbirine oldukça hoşgörülü olduğunu görüyoruz.”
"EŞİNİZİ DEĞİŞTİRMEYE KALKIŞMAYIN"
Eşlerin, önce birbirlerinin farklı olan özelliklerine hayran olduklarına işaret eden Yrd. Doç. Dr. Doğru, çiftlerin zamanla daha önce hoşlandıkları farklılıklarını birer sorun gibi görerek eşlerinin o özelliklerini değiştirmek istediklerini dile getirdi. Büyük sorunların da tam bu noktada başladığını anlatan Doğru, “Çünkü bir insanın bir başkasını değiştirmesi imkansıza yakındır. Ancak kişi kendi isterse bazı alışkanlıklarından ve davranışlarından vazgeçebilir. Belki de bunu sağlamak için zorla değiştirme hamlelerinde bulunmaktansa, eşinizin hoşlanmadığınız davranışlarını karşılıklı oturarak ona anlatmalı, onun da fikrini almalısınız.” diye konuştu.
Herkesin, mutlu olmak için evlendiğine dikkat çeken Doğru, kimi evlilikler bir ömür boyu sürerken bazılarının da inişli çıkışlı devam ettiğini dile getirdi. Bazı evliliklerin de yıkıma doğru gittiğine işaret eden Doğru, tüm ilişkilerde olduğu gibi, sağlıklı bir evliliğin temelinde de eşlerin birbirine dürüst olmasının son derece önemli olduğunu belirtti. Güven duygusunun, insanın en temel duygularından olduğunu ve güvenin evlilikle bolca olması gerektiğini vurgulayan Doğru, şunları anlattı:
“Kadının veya erkeğin, eşine karşı içten ve dürüst olmaması ve bu yanlış tutumunu evliliği boyunca sürdürmesi, bir süre sonra karşı tarafta güvensizlik yaratır ve dürüst olmayan tarafın ve evliliğinin sorgulanmasına neden olur. Söylenen yalanlar, sonsuza kadar saklanamadığından dolayı, yalanlar üzerine kurulu olan evlilikte çatlamalar başlar. Eşler arasındaki elbette ki tartışmalar olur. Birbiriyle tartışan çiftler, iletişim ve empati yoluyla sorunlarını çözerler. Bazı evliliklerde sorunların çözümü kolay değildir, eşlerden biri veya her ikisi birden, karşı tarafı suçluyor ve hakaretlerde bulunuyorsa, bu tutum ve davranışlar, suçlanan ve hakarete uğrayan eşin zedelenmesine sebep olur.”
EVLİLİĞİN TEMELİNE DİNAMİT KOYAN CÜMLELER
Aile Danışmanı ve İletişim Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ömer Doğru, “Hep böylesin. Böyle yaparsın. Zaten senden başkası da beklenmez. Bencilsin. Hiç değişmiyorsun. Bu huyunu annenden, babandan kapmışsın. Bir gün de iyi yanını göremeyecek miyim?” şeklindeki ifadelerin, eşi bir kalıba sokan ve damgalayan ifadeler olduğunu söyledi. Hata ve yanlışlıkların iki taraftan da kaynaklandığı halde “Kim daha haklı?” diye adeta “mahkeme” kurulduğuna dikkat çeken İletişim Uzmanı Ömer Doğru, “Evliliğimiz boyunca kavgaları hiç ben başlatmadım. Sen hep bana kötü davrandın, beni aşağıladın. Bütün sorunlar senden kaynaklanıyor.” şeklindeki ifadelerin de tıkanan evliliklerin klasik sözleri olduğunu vurguladı. Evlilik müesseselerinde tarafların, önce kendisine bakarak, “Ben nerede hata yapıyorum, yanlışım ne olabilir?” diye düşünmesi gerektiğini tavsiye eden Doğru, evliliğin temeline dinamit koyan cümleleri de şöyle sıraladı:
-Sen hep böylesin, her zaman geç kalırsın, zamanında gelmezsin zamanında hazırlanmazsın.
-Çok konuşuyorsun, seni artık dinlemiyorum. Bir de dinlemesini öğren (Erkekler kullanır).
-Sen ne biçim insansın, gittikçe çekilmez oluyorsun. Annene benzemeye başladın.
-Ailen artık bize gelmesin, onlar ne zaman gelirse sen değişiyorsun.
-Bu ne biçim bir elbise, sana hiç yakışmamış, kendini 20 yaşında mı hissediyorsun.
-Bu çocuk adam olmaz, çünkü sana çekmiş.
-Sen devamlı yalan söylersin, hep aynı masallar, bırak artık bu yalanları (Kadınlar).
-Bunu daha önce de dinlemiştim, her şeyi tekrar edersin, bozuk plak gibisin.
-Sen sevgiden ne anlarsın, insanda birazcık düşünce olur, yazık seninle geçen yıllarıma.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz